Camgöz ve Yaşasın Dostluk
Sevgili çocuk dostlarım;
Bugün çiftliğe veteriner geldi. Keçilerden iki tanesinin yavrusu olacakmış. Çocuklar çok heyecanlı. Özellikle Zeliş çok sabırsız. Yavruları biran önce kucağına almak istiyor. Kangi sabah erkenden keçiler ve çobanla yaylaya gitti. Sadece yavrusu olacak iki keçi kaldı.
Veteriner geldiğinde çocuklar da hemen arkasından gitti. Ancak veteriner onların ağıla girmesine izin vermedi. Kalabalık olursa anne keçiler rahat edemezmiş. Veteriner girdikten kısa bir süre sonra ince ve titrek bir “Meee!” sesi duyuldu. Bir süre sonra başka bir “Meee!” sesi daha duyulunca çocuklar sabredemeyip ağıla daldılar. Tabi Uzun Kulak’la ben de arkalarından.
Ağılda iki tane keçi yavrusu cılız bacaklarıyla yavaş yavaş kalkmaya çalışıyor, henüz yeni doğdukları için kalkamayıp tekrar düşüyorlardı. İkisi de çok tatlı görünüyordu. Zeliş’le Ömer kuzu yavrularını o kadar çok sevdi ki; hemen kucaklarına almak istediler ama veteriner:
- Çocuklar yavruları biraz rahat bırakalım. Günlüğü Şimdi annelerine ihtiyaçları var.
Hepimiz çıktık ama Zeliş ağılın kapısından ayrılmadı. Uzun Kulak:
- Camgöz biz de Kangi’nin yanına gidelim mi, deyince birlikte yaylaya doğru koşmaya başladık ama bir anda yağmur yağmaya başladı.
Biz yine de yola devam ederken ileriden sürünün geldiğini gördük. Kangi arkalarından havlayarak onların sürüden ayrılmalarına izin vermiyordu. Biz onları görünce daha hızlı koştuk ve yanlarına vardık. Keçiler de bizi tanımışlardı artık. Görünce sürüde bir hareketlenme oldu ve hepsi bir ağızdan “Mee!” diye bağırmaya başladılar. Ya bu keçiler ne kadar da tatlılardı.
Kangi de bizi görünce çok sevindi ve “Benim keçiler ne kadar çok sevdiler sizi. Ben de görünce sevindim. İyi ki geldiniz.” dedi. Ben:
- Kangi geldiğimize göre sana bir yardımımız olsun. Biz Uzun Kulak’la önden koşalım onlar da bizi takip etsinler, dedim.
Kangi de kabul edince bizim çiftliğe kadar bu şekilde çabucak vardık. Keçiler oyun oynuyormuş gibi eğlenmişlerdi. Çiftliğe vardığımızda Ömer’le Zeliş kucaklarındaki gıdıklarla (burada keçi yavrularına gıdık diyorlar.) karşıladılar bizi. İkisi ve özellikle gıdıklar da o kadar mutluydular ki, bizi görünce de ince sesleriyle “Meeee!” diye bağırdılar.
O gün çiftlikte küçük keçi yavrularının doğmasıyla çok mutlu olduk. Yanı sıra bütün sürüyle ve Kangi’yle şahane bir gün geçirdik. Günün sonunda içimden “Yaşasın dostluk! Yaşasın arkadaşlık!” diye bağırmak geliyor. Görüşmek üzere çocuklar, hoşça kalın…
Raziye SAĞLAM
Yazar
Sevgili çocuk dostlarım;İpekle ilgilenen seyis, onu ay sonunda yapılacak yarışlara hazırlıyor. Çevredeki at sahibi olan çocuklar yarışmaya atlarıyla katılabilecekler. Yarışa katılan bu çocuklara, henü...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Handan Hanım, mutfakta yemek pişiriyordu. Oturma odasından gelen sesleri duyunca tebessüm etti. Anlaşılan yeni öğretmenimiz öğrencisine ders anlatıyor dedi. Yalnız bu öğretmen küçük öğrencisi ise pek ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
İçinde bulunduğumuz ayda, 29 Mayıs 1453, İstanbul’un fethini kutluyoruz. İstanbul’un fethi, son zamanlarda bazı çevrelerce basitleştirilmeye çalışılsa da insanlık tarihindeki en önemli olaylardan biri...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Aylardan mayıstı. Bence yılın en güzel ayı. Tabiat yeniden canlanmıştı sanki. Ağaçlar yeşermiş, rengârenk çiçekler gözümüzü okşuyordu. Kış uykusundan uyanan hayvanlar hayata merhaba deyip rızıklarının...
Yazar: Sırrı ER