Çocuklarda Ruhun Gıdası “Oyun"
Çocuklar, yaratılışları gereği, oyun oynamaya meyillidirler. Uyku ve beslenmenin dışındaki zamanlarının büyük çoğunluğunu da oyun oynayarak geçirirler. Çocukluk döneminin en önemli özelliği, oyun oynamaktır. Çocukların fiziksel gelişimleri için beslenme ne kadar önemli ise ruhsal gelişimleri için de oyun o kadar önemlidir.
Çocuklar için vazgeçilmezler arasında olan oyun, her yaş çocuk için gereklidir. Çocuk, kendini tanımasından tutun da toplumun değerlerine kadar her şeyi oyunla öğrenir. İmam-ı Gazali; çocukların oyun oynamalarına müsaade edilmesi gerektiğini söyleyerek sürekli ders çalışan çocuğun “kalbinin ölüp zekâsının söneceğini” belirtmektedir.
İbn-i Sina ise çocuklardaki oyunun gerekliliğini şu cümlelerle ifade etmektedir: “İki-altı yaş döneminde çocuğun oyun ihtiyacı çoğalır. Bu dönemde çocukların istekleri dikkate alınmalı, arzuları yerine getirilmelidir. Çocuk yaşlarda oyun zaruridir. Ancak on dört yaşından sonra azaltılması gerekir.” der. İbn-i Sina’nın on üç-on dört yaşlarında oyun oynarken, oyun oynamasının doğru olmadığını söyleyen birine verdiği cevap, çocuklarda oyunun ne kadar gerekli olduğunu anlatmaktadır:
“Her dönemin bir gereği vardır. Çocukluk döneminin gereği de oyundur.”
Atalarımızın “Oynamayan tay at olmaz.” sözü, çocuklarda oyunun gerekliliğini ve kişilik gelişimleri açısından ne kadar önemli olduğunu çok güzel anlatmaktadır. Çocukların deneme yanılma yöntemiyle öğrendiğini bilmeyenimiz yoktur. Deneme yanılma yöntemini uyguladıkları en uygun ortamın da oyunlar olduğu bir gerçektir. Çocuklar oyun oynayarak kendi yeteneklerinin farkına varabildikleri gibi, diğer arkadaşlarının da yeteneklerinin farkına varabilirler. Çocuklar oyun oynarken sadece eğlenmezler. Eğlenmekle beraber kişisel ve toplumsal birçok şeyi de öğrenirler.
M. Emin KARABACAK
YazarBiz, çocukluğumuzda hiçbir şeyi bayramlık istediğimiz kadar istemezdik. Çünkü bizim çocukluğumuzda maddî sıkıntılar vardı. Bayramlığı, bayram şekerini ve de harçlığı sadece bayramdan bayrama görürdük....
Yazar: M. Emin KARABACAK
Abdülmecid’in başkadınefendisidir. Çerkez asıllıdır. 1823’te Adığelerin başşehri olan Maikop’ta dünyaya gelmiştir. Babası Mansur Bey, Çerkez hanedanlarından Temruko’nun prenslerinden olup, annesi de G...
Yazar: Bengisu HAYAT
"Yüksek sesli yüreklere ihtiyacımız varÇarpışını ta uzaklardan duyabileceğimiz"Yeni eğitim öğretim yılına olası bir okul heyecanıyla başlasak da için için bir kaygı da içimizi sarmıyor değil. “Yeniden...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Çocukların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri en iyi şey, çizdikleri resimlerdir. Çizdikleri resimler, sansürsüz, objektif ve gerçekçidir. Çünkü çocuklarda soyut zekâ tam gelişmediği için olayla...
Yazar: M. Emin KARABACAK