Yapabileceğimiz Bir Şeyler Var
Depremin üzerinden beş koca gün geçmişti. Hale, yine televizyonun karşısına oturmuş depremin yıktığı binaları, enkazın altında kalan insanların kurtarılışını izliyordu. Farkında değildi ama gözlerinden süzülen damlalar yanaklarını ıslatıyordu. Onun bu hâli dedesinin yüreğini parçalıyordu. Maalesef deprem hayatlarını derinden sarsmıştı. Pek çok insan hayatını kaybetmişti. Yaralananlar da az değildi.
Torununun saçlarını sevgiyle okşadı ve “Deprem bölgesindeki kardeşlerin için yapabileceğin şeyler var Haleciğim. Böyle televizyonun karşısında ağlamakla olmaz.” dedi dedesi.
Hale “Ben daha dokuz yaşındayım dedeciğim ama büyüyünce onlar için sağlam evler yapacağım. Deprem, evleri yıkamayacak. Hiç kimse sokakta kalmayacak, ölmeyecek, yaralanmayacak.” dedi.
“Yaparsın güzel kızım ama gel şimdi deprem bölgesindeki kardeşlerine göndermek için oyuncaklarını, giysilerini, kitaplarını seçelim.”
“Niye daha önce aklıma gelmedi! Bu çok güzel bir fikir dedeciğim.” diyerek odasına koştu.
İki saat sonra eşyalar seçilmiş, hazırlanmıştı. Paketlerin içine kumbarasıyla birlikte bir poşet de şeker koymuştu Hale.
“Yoruldun mu Haleciğim?” diye sordu dedesi.
“Hiç yorulmadım.”
“Bu iyi çünkü yapacak küçük bir işimiz daha var. “
“Ne yapacağız dede?”
“Bu sefer kendimizi korumak için deprem çantamızı hazırlayacağız.”
“Ya… İçine ne koyacağız bu çantanın?”
“Bak bu senin için aldığım çanta. Bunlar da içinde bulunması gereken malzemeler.”
Dedesinin hazırladığı malzemelerin arasında su, bisküvi, konserve, meyve suyu, şeker, düdük, fener, polar battaniye, pil, ıslak mendil vardı.
“Düdük ne işime yarayacak dedeciğim?”
“Allah korusun ama belki sesini duyuramazsın. O zaman bu düdüğü çalacaksın. Onun tiz bir sesi var. Yardım ekiplerinin senin yerini bulması için önemli düdük. Hadi yerleştir bakalım eşyalarını çantana. Çorap ve eşofmanlarını da koymayı unutma.”
Bir süre sonra Hale çantasının fermuarını kapattı.
“Çantam hazır dedeciğim.”
“Güzel. Bak ne söyleyeceğim sana. Eğer gece uyurken deprem olursa hemen yavaşça yataktan aşağıya yuvarlan. Ayaklarını karnına doğru çek. Kollarınla başını koru. Kendine yaşam üçgeni oluştur.”
“Biliyorum dedeciğim. Öğretmenimiz bize anlattı. Ülkemiz deprem bölgesiymiş. O yüzden tedbirli olmamız gerekiyormuş.”
Dede “Aferin Haleciğim. Sizler geleceğin büyüklerisiniz. Bu gerçeği bilin ki yetişkin birer birey olduğunuzda ona göre önlemler alın. Kimseler üzülmesin.” diyerek hazırladıkları paketlerden birini aldı.
“Hadi sen de şu kutuyu al, peşimden gel. Hazırladığımız yardım paketlerini götürüp belediyeye teslim edelim de bir an önce ihtiyacı olan kardeşlerimize ulaşsın.”
“Çocuk olduğum için elimden bir şey gelmez sanıyordum ama yapabileceğim şeyler varmış. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum dedeciğim.” derken elindeki kutuyu bagaja koymayı başarmıştı Hale.
Sibel UNUR ÖZDEMİR
YazarDeprem; kısaca yer sarsıntısı demektir. Deprem geçmişten günümüze kadar yer yer meydana gelen ve bundan sonra da varlığını sürdürecek olan doğal felaketlerden biridir. Türkiye bir deprem ülkesidi...
Yazar: Naciye BEYZA
Melis dışarı çıkmak üzereydi ki duyduğu sesle irkildi;“Hiişştt… Hiişştt… Melis.”Küçük kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.“Bana mı sesleniyorsunuz?” diye sordu.“Evet, sana seslendim.”“İyi ama neden? Si...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
Özlem, abisinin tabletini masanın üzerinden alırken kırmızı yuvarlak top gibi bir şey ellerinin üzerine yuvarlanıverdi. Korkuyla ellerini çekince, o şey, yere ayaklarının dibine düştü. Birkaç adım ger...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
Hayata şiir yazan, umuda türkü yakanAydınlık yarınlara gülen gözlerle bakanMesleğine ilk aşkla bağlanan kutlu hakanSayenizde şanslıdır öğrenciler her zamanÖğretmen kimliğiniz, kutsaldır görevinizEğiti...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR