Yahya Dağıstânî (k.s.)
Prof. Dr. Kadir ÖZKÖSE - Prof. Dr. H. İbrahim ŞİMŞEK Aslen Dağıstanlı olan Yahya Efendi (k.s.)’nin hayatı hakkında çok ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Ancak ailesinin diğer fertleri gibi onun da memleketinde oldukça önemli mevkilerde görev yapan bir zât olduğu kaydedilmektedir. Zâhirî ilimlere dair bazı âlimlerden dersler aldığı da zikredilmektedir. Daha sonra memleketindeki şeyhleri ziyaret ettiği ve bunların bir kısmından tasavvufî terbiye almaya başladığı da belirtilmektedir. Hac vazifesini yerine getirmek üzere oğlu Halil Hamdi Paşa ile beraber yolculuk hazırlıklarına başladı. Bu sırada üzerinde her kimin hakkı varsa gelip talep etmesi için haber saldı. Herkese hakkını verip helâllik aldıktan sonra Hac yolculuğuna çıktı. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra ulaştığı Mekke’de bir vesileyle Abdullah Mekkî (k.s.) ile tanışıp sohbetlerine katıldı. Belli bir müddet devam eden bu alâkadar olmanın ardından oğluyla birlikte Ahdullah Mekkî (k.s.)’ye intisap etti. Pek çok tasavvufî tecrübe yaşayarak gerçekleştirdiği seyr u sülûkünü tamamladıktan sonra irşad icazeti alarak burada kaldı. Yahya Efendi (k.s.)’nin zühd ehli bir sûfî olduğu kaydedilmektedir. Hatta onun Abdullah Mekkî (k.s.) ile ilk tanışmasında bu yönü dolayısıyla tereddüt yaşadığı da belirtilmektedir. Abdullah Mekkî (k.s.)’nin evi Hz. Peygamber (s.a.v.)’in evinin ve Kâbe’nin yakınında bulunmasına rağmen iki katlı olduğu için Yahya Efendi (k.s.) bu durumu önce saygısızlık olarak addetmişti. Çünkü ona göre bir sûfînin evinin Kâbe’den yüksek olması edep açısından uygun değildi. Yahya Efendi (k.s.)’nin bu tereddüt hâline vakıf olan Abdullah Mekkî (k.s.) Kâbe’nin yanında bulunduğu bir sırada onu yanına çağırdı. Yanına geldiğinde Abdullah Mekkî (k.s.) ona yönelerek şöyle dedi: “Yahya Efendi, bak bakalım bizim ev mi yüksek yoksa Kâbe mi?” Yahya Efendi (k.s.) baktı ki, Kâbe’nin yüksekliğinin sonu görünmüyor. Sonra hatasını fark edip şeyhinden özür diledi. Yahya Efendi (k.s.)’nin doğum ve vefat tarihleri hakkında henüz kayıtlı bir bilgiye rastlanılamadı. Vefatından sonra Mekke’deki irşad vazifesini oğlu Halil Hamdi Paşa’ya bıraktı. Müslümanların yaşadığı değişik bölgelerde pek çok halifesi olduğu belirtilen Yahya Efendi (k.s.)’nin Anadolu’daki halifelerinden biri de Şiranlı Mustafa Efendi (k.s.)’dir. Dipnot 1. Bu makale Prof. Dr. Kadir Özköse ve Prof. Dr. H. İbrahim Şimşek’in Nasihat Yayınları’ndan neşredilen Altın Silsileden Altın Halkalar kitabının 373-386. sayfalarından özetlenmiştir.
Halil İbrahim ŞİMŞEK
YazarProf. Dr. Kadir ÖZKÖSE - Prof. Dr. H. İbrahim ŞİMŞEK Abdullah Dihlevî Hazretleri, 1156/1743’te Pencap’a bağlı Betale beldesinde doğdu. Babası Kadiriyye’ye mensup Abdullatif adında bir zâttı. Yaşadı...
Yazar: Halil İbrahim ŞİMŞEK
Prof. Dr. Kadir ÖZKÖSE - Prof. Dr. H. İbrahim ŞİMŞEK Abdullah Mekkî (k.s.), çeşitli kaynaklarda be-lirtildiğine göre aslen Erzincanlıdır. Ancak uzun yıllar Mekke’de kaldığı için genellikle Mekkî ni...
Yazar: Halil İbrahim ŞİMŞEK
Yazarlar: Prof. Dr. Kadir Özköse ve Prof. Dr. H. İbrahim Şimşek Onuncu yüzyılın son çeyreği ile on birinci yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Harakânî’nin tam ismi, Ali b. Ahmed b. Cafer, künyesi ...
Yazar: Halil İbrahim ŞİMŞEK
Yazarlar: Prof. Dr. Kadir ÖZKÖSE - Prof. Dr. H. İbrahim ŞİMŞEK Adı Tayfur bin İsâ, künyesi Ebû Yezîd ve nisbesi el-Bistâmî olarak bilinen Ebû Yezîd Tayfur b. İsa Sürûşân el-Bistâmî İran’ın Horasan ...
Yazar: Halil İbrahim ŞİMŞEK