VAKIF GÖNÜLLÜSÜ ADALETTEN AYRILMAZ
Vakıf anlayışı¸ insanın iyilik duygusu ve bu ilâhî duyguyu tatmin etme yollarının bir tezahürüdür.
Vakıf anlayışı¸ insanın iyilik duygusu ve bu ilâhî duyguyu tatmin etme yollarının bir tezahürüdür. Göklerde ve yerde kim varsa¸ hepsi Allah'ın emrindedir. Herhangi bir imkâna bir mülke sahip olan kişinin¸ ihsan etmesinden Allahu Teâlâ'nın çok memnun olduğu ayeti kerimelerde belirtilmiştir. Hâlâ bütün İslâm âlemindeki cuma hutbelerinde okunan ve Allah¸ âdâleti¸ ihsânı¸ akrabaya yardımı emreder. Edebsizlikten¸ fenalıktan¸ azgınlıktan sizi men' eder.." diyen Enfâl Sûresi'nin 90'ıncı âyet-i kerîmesi¸ vakıf tefekkürünün rehberidir.
Bizim vakıf anlayışımızın temeli sevgidir. Sevgili Peygamberimiz: "Sizden hiçbiriniz¸ imân etmedikçe Cennet'e giremeyeceksiniz. Ve sizler¸ birbirinizi sevmedikçe imân etmiş sayılmayacaksınız!.." buyurmaktadır.
İnsana sevgi ve saygısı olmayanın bizimle birlikte olması bizi anlaması mümkün değildir. İnsanların hâlinden anlayan ve birbirinin derdine çâre bulan¸ yüreğinde "insan sevgisi"¸ olanlar bizim dostumuzdur. Bu anlayış bizim birinci şartımızdır.
Mütevelli Heyet Başkanımız bir sohbetinde " Vakıf malı¸ Cenâb-ı Hakk'ın mülküdür" buyurmuşlardı. Bu hassasiyetle biz de Allah'ın mülkünün bekçileri ve hizmetçileriyiz.
Vakıf anlayışı hizmetin ve malın hayır müessesi vasıtasıyla ölümsüzlüğünü sağlar. Yani insanı ve eşyayı ebediyyen yaşar hâle getirir.
Vakıf anlayışı helal üzerine inşa edilmiştir. Vakfedilen malın "helâl" olması lâzımdır. Vakıf gönüllüsü de¸ vakıf çalışanı da gayr-ı ahlâkî bir tutum ve davranış içinde bulunamaz. Dîne¸ ahlâka uygun¸ amme nizamına uygun şekilde hareket eder.
Vakıf mallarından Allah'ın kulları¸ bütün yarattıkları istifade eder. Din¸ mezhep¸ cinsiyet¸ ırsiyet¸ ırk ayırımı yapılmaz¸ yapılamaz. O zaman diyoruz ki¸ vakıf gönüllüsü adaletten doğruluktan¸ eşitlikten asla taviz vermez
İnsanın diğer insanlara güveni¸ onların kendilerini insan yapan evrensel değerlere sahip olup olmamalarıyla ölçülür. Nedir bu evrensel değerler?.. Bunlar¸ insanlık tarihiyle beraber gelen doğruluk¸ çalışkanlık¸ fazilet¸ namusluluk; gayrın malına-ırzına tecâvüz etmemek; vatanını sevmek ve insanlara karşı hoşgörü sahibi olmak gibi insanlığın temel vasıflarıdır..
Sebahaddin ATEŞ
YazarMedenî olmak demek¸ insanın önce iç dünyasıyla¸ sonra yaşadığı toplumla barışık olması demektir. Medenî olmak demek¸ yaşadığımız dünya ile ilgili "sorumluluk almak" demekti...
Yazar: Sebahaddin ATEŞ
Tonton tavşan yavrularını gezdiriyordu. Onlara ormanı tanıtmaya çalışıyordu. - Yavrularım, ağaçlara, yapraklara, otlara bakın ne güzel. Kelebekler uçuşuyor dört yanda. Pamuk: - Evet. Kır çiçe...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Yavuz Sultan Selim’in kısa süren saltanatından sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçen oğlu Kanûnî Sultan Süleyman da babası ve dedeleri gibi tasavvufa meyilli bir padişahtı. Hatta o tasavvufa meyli ba...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Hicret esnasında Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)'in ve Hz. Ebû Bekir (r.a)'in teslimiyeti İslâm ve tasavvuf tarihinin en mühim tablolarındandır. Allah Resûlü (s.a.v)'nün hicret esnasında hem...
Yazar: Sebahaddin ATEŞ