UZUNKULAK İLE TOSBİK
Tonton tavşan yavrularını gezdiriyordu. Onlara ormanı tanıtmaya çalışıyordu. - Yavrularım, ağaçlara, yapraklara, otlara bakın ne güzel. Kelebekler uçuşuyor dört yanda. Pamuk: - Evet. Kır çiçeklerini sevdikleri belli. Kartopu: - Anne ileride ki otlar kımıldıyor. Tonton kulaklarını dikti. Yavrularını korumak için hazırlandı. Otların arasından bir kaplumbağa çıkınca rahatladı. Sevinçle, “Bu o!” dedi. Zıplayarak kaplumbağanın yanına gittiler. Tonton ile kaplumbağa birbirlerine sarıldılar. Tonton, kaplumbağanın kulağına bir şeyler fısıldadı. Kaplumbağa gülümsedi. Yavru tavşanlara yaklaşıp, - Öncelikle belirteyim ki bundan sonra sık görüşeceğiz. Annenizin isteği üzerine şimdi sizlere, Uzunkulak ve Tosbik’in öyküsünü anlatacağım çocuklar. Bu ormanda, yüz sene önce Uzunkulak isminde güzel bir tavşan yaşarmış. Biraz kibirli imiş. Tosbik adlı kaplumbağayı her gördüğünde “Sen ne kadar yavaşsın, baksana bana.” deyip etrafında koşuştururmuş. Tosbik üzülürmüş. Günlerden bir gün ormanlar kralı, bütün hayvanları toplamış. Bir yarışma düzenleyeceğini bildirmiş. Umut Dağı’nda bulunan Bilgi Çiçeği’ni getirene ödül vereceğini söylemiş. Yarışmaya hayvanların çoğu katılmış, tabi Tosbik’de. Buna Uzunkulak katıla katıla gülmüş. Ona göre Tosbik’in hiç şansı yokmuş. Yarış başlamış. Katılan hayvanlar daha ilk engellerde umutsuzluğa kapılıp geri dönmüşler. Tosbik yılmamış. Gece gündüz yürüyerek Umut Dağı’na çıkmış. Yıllarca dağın her tarafını aramış taramış Bilgi Çiçeği’ne rastlayamamış. Eli boş geri dönmüş. Aslan sormuş. - Beş yıldır nerede idin Tosbik? - Bilgi Çiçeği’ni arıyordum. Bolca bilgi topladım, araştırma yaptım. Umut Dağı’nda Bilgi isimli bir çiçek yok. - Doğru. Bu yarışı sen kazandın Tosbik. Azimle, sabırla bu yolcuğu tamamladın. Orada çok bilgili hayvanlar vardı. Onlardan çok şey öğrendin. Bilgi Çiçeği olarak geri döndün. Benim istediğim de bu idi. Ödül senindir. Yavrularımızın öğretmeni olur musun? Sevinçle evet demiş. Uzunkulak gelip kendisinden af dilemiş. Çok iyi arkadaş olmuşlar. Tosbik, ormandaki çocuklara bildiklerini seve seve öğretmiş. Sabırla ve azimle işini en iyi şekilde yapmaya çalışmış. Binlerce öğrencisi olmuş. Huzur ve mutluluk ormanı sarıvermiş. Kaplumbağa veda ederek yola koyuldu. Pamuk arkasından seslendi: - İsminizi öğrenebilir miyiz? - Tosbik. Yavru tavşanlar şaşırdılar. Anneleri: - Bu kadar şaşırmayın. Kaplumbağalar uzun yaşar. Büyük büyük büyük annem Uzunkulak onu çok severmiş, ben de çok seviyorum. Ayrıca sizin öğretmeniniz olacak. Yavrular hep bir ağızdan bağırdılar: - Yaşasın!
Emine Yılmaz DERECİ
Yazar“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
O gün çok heyecanlıydım. Babamın epeydir görmediği Ayşe Yengesini ziyaret edecektik. Öğleye doğru hazırlanıp yola çıktık. Yolda babam;-Çok oldu yengemi görmeyeli. Aynı şehrin içindeyiz ama epeyd...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Hacı Bektaş Veli tavsiye ettiAhi Evran ise temeli attıAnadolu'ya çok değerler kattıYurdumun bağrında serpilen gözdeAhilik kardeşlik demektir bizdeUstanın yanında pişerken çırakMesleği kavrardı var ise...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Şeyh Abdurrahman Erzincanî’nin soyu, Orta Asya’dan gelerek Erzincan’a yerleşmiştir. Evlâd-ı Rasûl’den ve Yıldırım Bâyezîd devri meşayihlerindendir. Zamanının gerekli ilimlerini memleketi olan Erzincan...
Yazar: Resul KESENCELİ