Sultan 2. Abdülhamid’in Meşhur Eşi Bîdar Kadın
Sultan II. Abdülhamid’in meşhur eşlerinden biridir. 5 Mayıs 1855 tarihinde Gürcistan’ın Kobuleti şehrinde doğmuştur. Çerkes kökenlidir. Babası İbrahim Talustan Bey, Kabardey prensi olup, annesi Şahika İffet Lortkipanidze ise Gürcü prensesidir. Osmanlı Sarayı’na bir akrabası aracılığıyla girmiştir.
Uzun boyu, sarı saçları, yeşile çalan ela gözü, kumral teni, büyüleyici güzelliği, hayranlık uyandıran narin yapısı, endam ve edası ile Şehzade Abdülhamid’in nazar-ı dikkatini çekmiştir. Aradan uzun bir zaman geçmeden de Abdülhamid Han, daha şehzadelik döneminde tahta çıkmadan yaklaşık bir yıl önce, 2 Eylül 1875’te Bîdar Kadın’ı nikâhına almıştır. Düğünleri Yıldız Sarayı’nda gerçekleşmiştir.
Bir sene sonra, Sultan Abdülhamid’in “Benim cülus kızım.” dediği Naime Sultan’ı ve 1878’de de Abdülkadir Efendi’yi dünyaya getirmiştir. Padişahın kendisine ziyadesiyle muhabbet besleyip kıskandığı Bîdar Kadın, Abdülhamid Han’ın padişahlığının başlangıcında dördüncü kadın iken, Nurefsun Kadın’ın boşanması üzerine ikinci kadın efendiliğe yükselmiştir.
Bîdar Kadınefendi, Sultan Abdülhamid’in emri üzerine, 31 Eylül 1889’da Dersaadet’i ziyarete gelen Alman Kayzeri II. Wilhelm’in eşi İmparatoriçe Auguste Viktoria’yı, padişahı ve devleti temsilen Harem-i Hümayun’da kabul etmiştir. Nedime Leyla Açba hatıralarında bu buluşmadan şöyle söz etmiştir:
“İmparatoriçe, üç nedimesinin refakatiyle, ilk önce Perestu Valide Sultan’la sonra da kadınefendilerin tanıtımını üstlenen Bîdar Kadınefendi ile tanışmış. Bu arada, Dürrinev Kadın’dan sonra bir yabancı imparatoriçenin karşısına çıkan ve Osmanlı Devleti’nin kraliçesi olarak takdim edilen Bîdar Kadınefendi olmuştur... Binaenaleyh, kısa bir sohbetten sonra, hemen yan odaya geçilerek orada imparatoriçeyi bekleyen Bîdar Kadınefendi ile görüşülmüş. Bîdar Kadın, beyaz ipek kumaştan yapılmış uzun etekli ve kuyruklu bir tuvalet giyinmiş, başına elmas taşlı bir taç, göğsüne de nişanlarını takmış, bu ecnebi asilzadelerin karşısına tam bir kraliçe olarak son derece sakin ve metin bir hâlde çıkmış.”
İmparatoriçe Auguste Viktoria’nın nedimesi Kontes Keller ise anılarında Bîdar Kadın’ı; "Sultan, latif yüzlü idi ve son derece mahzun duruyordu. Onun o duruşunu bugün olmuş, unutamıyorum.” diyerek methetmiştir. İmparatoriçeyi ikinci gelişinde de yine Bîdar Kadınefendi ağırlamıştır. Bu ziyaretlerinde Auguste Viktoria, Bîdar Kadın’dan çok etkilenmiştir. Avrupa’da dahi hakkında konuşulmuştur.
Bîdar Kadın da, Abdülhamid Han'ın tahttan uzaklaştırılması sırasında darbeci İttihatçı subaylar ve askerlerin hakaretine maruz kalmıştır. Leyla Açba’nın bir şahit olarak anlattıkları tüyler ürperticidir: “Bir ara Bîdar Kadınefendi’yi gördüm: Beş kalfanın yardımıyla bahçeye çıkartmışlar, resmen kadını sürüklüyorlardı. Bunu güya hava alsın da kendine gelsin diye yapıyorlarmış; ama kadınefendi tamamen kendinden geçmiş, bir gözü açık, diğeri kapalı bir halde ayakta durmaya çalışıyordu. Onun bu hâlini hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor.”
Kocasının Selanik’e sürgün edilmesinden sonra İstanbul’da ikamet etmeye devam eden Bîdar Kadınefendi, evvela kızı Naime Sultan’ın sarayına geçmiş, arkasından Erenköy’de küçük bir köşk satın alarak oraya taşınmıştır. Vefat edeceği ana kadar da Erenköy’deki köşkünde yaşamıştır.
Burada kendisini ziyaret eden nedime Leyla Hanım, intibalarını ve Bîdar Kadınefendi hakkındaki tespitlerini şöyle kaleme almıştır: “Erenköy’deki müstakil köşkünde ikamet eden ikinci kadını görmeye gittik. Mamafih köşke vâsıl olduğumuzda bize derhal buzlu şerbetler ikram edildi. Bilahare ikinci kadının salonuna geçtik. Kapıdan içeri girince derhal selam verdik ve bize gösterilen yere oturduk. Bîdar Kadınefendi, azameti ve asaleti ile pek mağfurdu. Pek güzel bir kadındı. Gayet uzun boylu, yeşil gözlü, beyaz benizli, zayıf ince belli olup yaşına rağmen teravetini muhafaza ediyordu. Bundan maada pek malumatlı olup yüksek ahlak sahibi bir kadındı. Velhâsıl makamına hakkıyla layıktı.”
Vefatından bir hafta önce kendisini son kez ziyaret eden Leyla Açba, vefakârlığına, nezaket ve içtenliğine hayran kalmıştır: “Kadınefendiyi ziyaret etmiştik. Durumu ağır olduğu hâlde bizi ayakta kabul etmesi, beni pek etkiledi. Bir saat kadar süren sohbetimizin nihayetinde kadınefendi: ‘Kader bana daima cilveli ve haksız davrandı. Ümit ederim ki kızım, hayatın daima mesut ve güzel geçer.’ diye dua etti. Ondan duyduğum son söz bu olmuştur.”
Zevci Sultan Abdülhamid’in ebediyete irtihalinden yaklaşık bir ay önce, 13 Ocak 1918 tarihinde fani hayattan ayrılmıştır. Ölüm gününde ihtilaf vardır: 1 ya da 8 Ocak diyen kaynaklar da mevcuttur. Cenazesi, Yahya Efendi Dergâhı’nın yanındaki şehzadeler ve kadınların metfun bulunduğu Şehzade Kemaleddin Efendi Türbesi’ne defnedilmiştir.
Bengisu HAYAT
YazarSultan Abdülmecid Han’ın Gülistu Kadın’dan doğan kızıdır. 30 Ağustos 1856’da dünyaya gelmiştir. 1861 yılı onun için bir felaket yılı olmuştur. Zira bu yıl içerisinde, önce babası Sultan Abdülmecid’i, ...
Yazar: Bengisu HAYAT
Sultan Murad Hüdavendigar’ın kızıdır. Annesi, Gülçiçek Hatun’dur. Kaynaklarda ismi, Nefise ve Sultan Hatun şeklinde de geçmektedir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Hayatı hakkında fazla bir malumat yokt...
Yazar: Bengisu HAYAT
Sultan I. Ahmed’in ilk kızıdır. II. Osman’ın üvey kardeşi, IV. Murad ve I. İbrahim’in ablaları, IV. Mehmed’in de halasıdır. Doğum tarihi 1605 olarak gösteriliyorsa da doğruluğu şüphelidir. Annesinin K...
Yazar: Bengisu HAYAT
Sultan II. Bayezid’in kızıdır. 1465’te Amasya’da doğduğu sanılmaktadır. Sonraki yıllarda Sinan Paşa ile evlenmiştir. Evliliklerinin, II. Bayezid şehzade iken, 1480’de Amasya’da gerçekleştiği kuvvetli ...
Yazar: Bengisu HAYAT