SOMUNCU BABA DERGİSİ: 25. YAYIN YILINDA
Somuncu Baba’nın gül kokusunu, Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi’nin hoşgörü anlayışını tasavvufî ve edebî bir çizgide dile getiren, “Gülşenin Solmayan Gülü” Somuncu Baba Dergisi; 25. yayın yılını idrak ediyor elhamdülillah… Derginin kuruluşunda ve yayın hayatına devamında teşviklerini esirgemeyen Vakıf Mütevelli Heyet Başkanımız H. Hamidettin Ateş Efendi’nin hayır duaları, siz değerli okurlarımızın destekleri, yıllardır bu yolda beraber yürüdüğümüz yazarlarımız ve şairlerimizle birlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. İsmini taşıdığı velinin şanına yakışır bir kalite ve içerikle, Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Hazretleri’yle ilgili konular başta olmak üzere, 212 sayıdır birçok değişik konuya temas ettik. Dinî ve millî konuları büyük bir hassasiyetle işleyerek, aziz vatanımızın birliğini, necip milletimizin dirliğini temin edecek şuurla hareket ettik. Hoşgörüyü, birlikte yaşama kültürünü, tasavvufun gönülleri ihya eden manevî gücünü, her fırsatta okuyucumuzla paylaşmaya çalıştık. 1994 yılının haziran ayında kültür alanında yolculuğa çıkan dergimiz önceleri üç aylık periyotlarla sonra iki aylık aralıklarla sizlerle buluşmuştu. 2005 yılının haziran ayından itibaren ise; aylık olarak okurlarımıza ulaşmaktadır. Çocuk ve aile ekleriyle birlikte 25 yıllık süreçte çok şükür hiçbir aksama olmadan bugüne gelmiştir. Dergimizin kurucusu Ahmet Şemsettin Ateş Ağabeyi ve ahirete göçen kıymetli gönül dostlarımızı rahmet minnet ve şükranla anıyoruz. 25 yıllık yayın hayatımızda bizlere yazılarıyla, araştırmalarıyla şiirleriyle destekleyen çok kıymetli kalem ehline şükranlarımızı arz ediyoruz. Dergimizi evlerinde konuk eden siz değerli okuyucularımıza gönülden saygılarımızı sunuyoruz. Birlik ve beraberlik şuuruyla daha nice uzun yıllar sizinle bu kutlu yolda yürümek istiyoruz. Bu hususta başarılı olmak için Cenab-ı Allah’a dualarda bulunuyoruz. Somuncu Baba Dergisi 12. yayın yılını idrak ederken 63. sayıda (Ocak 2006) dergimizin kurucusu Ahmet Şemsettin Ateş Ağabey’in naklettiği satırları yıllar sonra bugün yeniden okuyarak hatırlamak istiyoruz: “İlim, kültür ve edebiyat alanında gayet içerikli olan Somuncu Baba dergimizin giderek yayın dünyamızdaki tutarlı çizgisini ve yükselişini görenler, bu gayretleri takdirle karşılıyorlar. Bu durum da bizleri sevindiriyor, gayretimizi artırıyor. Geçen günlerde, yazarlarımızla yapılan bir toplantıda bir dostumuzun anlattıklarını nakletmek istiyorum. ‘19.05.1975 tarihinde ziyaret ettiğim Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi bana, Somuncu Baba kitapçığı hediye etmişti. O günkü sohbetinde, o zat-ı muhterem hatırladığım kadarıyla şöyle buyurmuştu: ‘Eğer hiçbir şey yapmak istemezseniz yerinizde sayar, tembel olursunuz. Biz Darende’yi aşan bir çalışma içine girdik. İnşallah bizden sonra, Türkiye’yi aşanlar da çıkacaktır.’ O sohbette Hulûsi Efendi’nin yüzünde Türkistan’dan Anadolu’ya gelen yol izlerini, Buhara’dan Darende’ye yansıyan hâl izlerini görmüştüm. Merhumun yüzünde gördüğüm izleri bugün, evlatlarının simasında, aynı çizgide o manayı taşıyarak uzun bir yolculuğa çıkan, Somuncu Baba dergisinde görüyorum. Asrın şahitliğinde, Hulûsi Efendi’nin kelâmının ortaya çıktığını gördükçe ‘zamanın sahibi’ diye tavsif edilen kâmil insanların neler yaptığını, neler yapacağını daha iyi anlıyorum. O gün duyduklarım, semada yankılanmaktadır. Bu dergi, bu heyet, bu vakıf, bu paylaşım duygusu, elbette hızla devam edecektir. Çünkü kaynağı çok temiz ve asildir. Sevinçle geldim, sevince erdim.” Sevincimiz sizlerle devam edecek, can okurlarımız…
Bekir AYDOĞAN
YazarOsman Bey, yaşamış olduğu Söğüt’e yakın bölgelerde yaşayan komşularıyla iyi ilişkiler kurmakla birlikte her zaman bir fetih ruhu taşımıştır. Bizans Tekfurlarıyla barış temelli yürütmüş olduğu siyaset ...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
İnsanoğlu yaşadığı mekânları mamur bir şeklide uzun ömürlü yapılar olarak inşa etmiştir. Binalarla birlikte şehirlerin bir umrana dönüşmesi mimarî sanatın tezahürüdür. Şen ve bayındır binalarda oturan...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
Osmanlı Devleti’nde hanedanın her erkek mensubu, teamül gereği taht üzerinde eşit hak sahibi ve birer padişah varisi olarak bu makama ehil görülmektedir. Şehzadeler 12 yaşından itibaren merkeze eşit ...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
Sultan Vahdeddin içinde bulunduğu şartların zorlamasıyla vatanı terk etmek zorunda bırakılmıştır. Bir iç savaş çıkmaması, devletin ve hanedanın onur ve itibarını korumak amacıyla hicret etmiştir. Onu ...
Yazar: Bekir AYDOĞAN