Bizim Medeniyetimiz
Tarihe bakıldığı zaman İslâm medeniyetinin harikulâde inkişafları görülür. İslâm dini; bütün insanlığın faydasına olan yenilikler getirmiştir. İnsanlık âleminin hayrına olan birlik ruhu, vicdan ve aklı doğru kullanmayı emrederek insanı erdeme ulaştırmıştır. İslâm düşüncesinin mükemmelliği İslâm kültür ve medeniyetinin ortaya çıkarak fevkalade eserler meydana getirmesini sağlamıştır.
İslâm bir medeniyet inşa ederek, vahyin ışığında zengin ilmi verilerle insanlığı ve irfanî hayatı büyük bir izzete kavuşturmuştur. Diğer taraftan hayatın her alanında kuşatan hükümleriyle insanlığın hizmetine sunulabilecek her hizmeti bütün insanlığın yararlanacağı bir medeniyet olarak ortaya koymuştur.
İslâm medeniyetinin en önemli özelliklerinden birisi kendisinden önce hangi alanda olursa olsun yapılmış çalışmaları bir tarafa itmeden önceki medeniyetlerin yaptığı ilerleme ve gelişmeleri vahyin süzgecinden geçirerek ve İslâm inanç ve düşüncesi ile geliştirmiştir. Çünkü geçmiş peygamberlerin getirmiş olduğu yine vahye dayalı insanlık hayrına ortaya çıkmış medeniyet unsurlarını dikkate almıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ümmeti olarak Müslümanlar, Kur’an ve sünnete dayalı ilimlerin yanı sıra sosyal ve fen bilimleri olarak tıp, astronomi, astroloji, matematik, geometri ve diğer bütün alanlarda mükemmel bir noktaya ulaşmasını temin etmişlerdir. Müslümanlar aklın ve mantığın kabul ettiği hikmeti ihtiva eden bütün verileri benimseyip dikkate almışlardır. Çünkü İslâm’a göre “hikmet mü’minin yitiğidir.” Onu bulduğu yerde alır. Müslümanlar işte bu hikmetleri buldukları yerlerden almış, kat kat geliştirerek insanlığın hizmetine sunmuşlardır.
İslâm medeniyeti geçmiş medeniyet unsurlarından İslâm’ın ruhuna, tevhid inancına ve insanlığın tabiatına ve beşerin fıtratına uymayan bütün tortularını yeni medeniyetin dışında bırakmıştır. İslâm medeniyeti k önceki medeniyetlerden istifade edilebilecek gelişmelerden insanlığın medeniyet kültürüne uygun düşenleri koruma altına almıştır. Bu yaklaşım ile medeniyet tarihinde bir köprüsü vazifesini üstlenildiğini göstermektedir.
Kendisinden evvelki medeniyetlerin çizgilerini ihtiva eden düşünce ürünleri vahyin çerçevesi içerisinde yeni bir karakter ve yeni disiplin ile büyük bir değer kazanmıştır. Müslümanlar Medine’den yola çıkarak Endülüs’ten Çin sınırına kadar yerleşmiş oldukları bölgelerde yerli halkın sahip olduğu değerleri tamamen silip atmamış, onların kültürlerinden yararlanılacak olanları benimsemiştir. Böylece İslâm hâkimiyetindeki bölgelerde Müslümanların ortaya koyduğu birlikte yaşama kültürü ile İslâm devleti bünyesinde mutlu bir yaşama biçimi ortaya çıkmıştır.
İslâm medeniyetinin temel unsurlarından birisi olan Arapça, diğer medeniyetler tarafından öğrenilerek tercümelerle sair medeniyetlere tesir etmiştir. İslâm dininin ilk emri olarak toplumumuzun vazgeçilmez prensibi haline gelen “okuma” sayesinde İslâm medeniyeti sürekli gelişmeler gösterir olmuştur. İslâm medeniyeti ilimle, bilimle, okumayla, yazmayla yeni eserler ortaya koymayla ileri hamleler göstermiş, diğer medeniyetlerden ayrı özellikler ortaya koymuştur. Batı toplumunda yaşayan ön yargısız araştırmacılar İslam medeniyetini incelediği zaman bizim medeniyetimizdeki mükemmelliği görebilmektedir. Medeniyetimizin imanî-irfânî, ruhî-ahlâkî ilkelerine sahip çıkmak en büyük gayemiz olmalıdır.
Bekir AYDOĞAN
YazarSevda denen heceye, rahmet yüklü geceye,Âlemlere, niceye; Gel desem gelir misin?Vefa dolu bir hana, gönlümdeki cihana, Seni seven bu cana; Gel desem gelir misin?Huzurda baş eğmeye, nefsi yere ser...
Yazar: Yaşar ÖZKAN
İnsanoğlu yaşadığı mekânları mamur bir şeklide uzun ömürlü yapılar olarak inşa etmiştir. Binalarla birlikte şehirlerin bir umrana dönüşmesi mimarî sanatın tezahürüdür. Şen ve bayındır binalarda oturan...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
Bilindiği üzere büyük ve kahraman şahsiyetler, kökleri kadar çevreleriyle de birlikte değerlendirildiğinde gerçek tespitlere ulaşılır. Abidelerin üzerinde yükseldiği kaideler gibi, binaların sağlam te...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
2 Kasım 1884 tarihinde İstanbul'da Çırağın Sarayı'nda dünya gelen Mehmed Reşad, babası Abdülmecid'in ihtimamıyla saray geleneklerine göre yetiştirilmiş, kendisine okuma yazma dışında adet olduğu gibi ...
Yazar: Bekir AYDOĞAN