Sahurlu Hatıralar
Bazen kokulardır nostalji… Alır götürür sizi bir yerlere… Çocukluk koklarız en çok da. O tarifsiz bir güzelliktir; gül gibi, leylak gibi...
Çocukluğumun geçtiği iki katlı, çokça odası olan bir evdi babaannemlerin evi…
Sahurda evi buram buram bir yumurtalı ekmek kokusu sarardı… Rahmetli dedem ve babam “Yumurtalı ekmek tok tutuyor adamı.” derler, sık sık yaptırırlardı.
Annemin özenle dilimlediği ekmekleri çırpılmış yumurtaya bulayıp cızır cızır yağda bir güzel kızarttığını izlemişimdir çocuksu meraklarla...
Ve o kocaman evin kocaman sofasında kurulan kocaman sofra…
Amcalarım, halalarım, dedem, babaannem, babam, kuzenlerim…
O çıtır çıtır yumurtalı ekmekle sessizliği bozan gülümsemeli sohbetleri hatırlıyorum. Ve dedemin biz torunlarını hiç incitmeden biz ne desek “Ey gardaş!” deyişini...
Ve sabah uyandığımda o sahur keyfini iliklerimde hissedişim…
Çocukluk böyle bir şey olsa gerek. Darende’nin Kurtbağı semtinde bıraktığım o çocukluk, her sahur rüzgâr gibi esip geçer tüm azalarımdan…
Ben de özenle dilimlerim ekmekleri ve yumurtaya bulayıp kızartırım annem ve babaannem gibi, o günlerden bir yadigâr anıyla... Aynı o geceler gibi kokar evim de…
Yıllar geçer, gönülce anışlarla.
Bekledim! Dört tahta merdivenli mutfaktan inişini annemin. Daldı bir anda gözlerim. Sofrayı kurmalıydım ama. “Uyanın!” dedim çocuklarıma…
Birer birer gözünü açtı herkes. “Hadi bakalım, sofra hazır; bugün size yumurtalı ekmekle beraber çocukluğumdan bir parça sunuyorum.” dedim.
Ve yatana kadar geçmişten bir sahurla hemhâl idim. O kokuyla beraber film şeridi gibi bir çocukluk soludum.
...
İlk orucunu tutan çocuğu evin içinde bir tur sırtında gezdirirdi büyüklerimiz.
Kâğıt huni içinde sunulan iftariyelikler hele, hiç unutulmaz.
Tekne orucu tutan çocukların oruçları birbirine yapıştırılıp “Tüm oruç oldu.” denirken araya sürülen sevgi zamkı...
Şimdi de oruç ruhu yansısın tüm gönüllere. Çocuklar için süslensin evler. Yansın fenerler, ışıl ışıl olsun, sevinçle dolsun yürekler.
Nimetlerin şükrü ifa edilebilsin. Farkında olduğumuz bir ramazanla kalpler huşuya gark olsun.
Mukabeleler, niyazlar, ikramlar, dostluklar, zekâtlar, sadakalar çoğaltsın bizi.
Yüzlerde tebessüm, tiril tiril tertemiz elbiselerle camiler dolup boşalsın. Sokaklar bile huzuru hissetsin. Yansın sahur ışıkları...
Yansın iman nuru. Işık ışık olsun yüzler.
11 ayın sultanı, hoş geldin. Bereketinle içimize sürur, gönlümüze aydınlıksın. Hoş geldin arınmanın tezahür ayı. Hoş geldin...
Ramazan akrabalıktır. Dostluktur, kardeşliktir. Paylaşmaktır, fedakarlıktır. Gitmektir, varmaktır. Gülümsetmek, kolaylaştırmaktır.
Anadır, babadır.
Candır, canandır.
Küsken barışmaktır.
Çözmek için konuşmaktır.
Durmaktır, durulmaktır.
İbadettir, zarafettir, inceliktir.
Sabırdır, kabuldür, teslimiyettir.
Unuttuğumuz ne varsa bunlara eş değer hatırlamaktır.
Ramazan gözler sevinci olmaktır.
Arınmaktır.
Attığın adımlarla huzuru anbean yaşamaktır.
Mağfiret ola.
Sahurlarınız ve iftarlarınız gönülce olsun. Tüm gönüller Rabb’ine yakın olsun.
Nilüfer Z. AKTAŞ
YazarEvet, yanlış duymadınız: mahalle baskısı.Olumsuz mu? Değil. Çok baskı yapsın bu söylem. Mahalle kültürüne vurgu yapalım altını çizerek. Baskının iki anlamı da güçlendirsin mahalleyi.Gerek en çok satıl...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Bahar değmiş gönülleri sevmeliOnlar nice kış görmüş geçirmiş /Çiçeklenmeyi bilirler....Bahar mevsimi, doğanın uyanışını ve yenilenmeyi simgeleyen bir dönemdir. Bu mevsimin etkileri insan ruhu üzerinde...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Yaza rayiha katan esinti Geceye gün damıtan yıldızlar...Bir İstanbul muştusu verir gözlerim fetih arifesi İstanbul’u anlamak, bir şehri değil, bir efsaneyi çözmeye çalışmaktır. Marmara ile Karadeniz a...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Dostluk bir penceredir, araladığın kadar aydınlanır odaların…Ne önemli bir bağdır dostluk, kan bağından öte can bağıdır o. Nice yaşanmışlık ardından bir bekleyişe karar kılar gönlünüz. O, tutacağı dos...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ