MUÂMELE VE GÜVEN
Bizim her işte önderimiz ve örneğimiz olan Peygamber Efendimiz (s.a.v)¸ hayatının hepsini dostları ve ashabı arasında geçirmemiştir. Hayatının peygamberlikten önceki 40 senesini Mekke'de alış veriş ederek geçirmiştir. Bu esnadaki muâmeleleri ve halkla olan teması ile o "Muhammedü'l-Emin/Güvenilir Muhammed" olarak müşriklerin bile takdirini kazanmıştır.
İnsanın muâmelesi¸ ahlâkının mahiyetini ortaya çıkarır.
İnsan; bu fânî âleme¸ bâkî ticaretler yapmak için kıymetli sermayelerle gönderilmiş yüksek bir varlıktır. Lâkin kendisine verilen sermaye hep emanettir. Bu fırsatı kaçırmamak için ömür çemberi içinde akıllıca yapacağı ulvî bekâ ticareti¸ onu şanına lâyık bir saadete kavuşturacaktır. Sermayesini şuursuzca harcayanın sonu ise iflâstır.
İnsanın dünyadaki en mühim iki sermayesi canı ve malıdır. İmtihanların en büyük fırtınaları bunların başında estiği gibi¸ en ulvî kazançlar da bu iki şeyde tahakkuk eder. Hayat çarşısında her şey var¸ fakat her şeyinde bir imtihan gizildir. İmtihanı düzgün vermek isteyen insan¸ hayat çarşısında her önüne çıkana gelişigüzel el uzatamaz. İlâhî kanun ve edep dairesinde alış veriş yapabilir. Dünya pazarında Allah rızası için yapılan her muâmele kâr getirir. Dünya ticaretini düzgün yapamayan kişinin mal ve cana taallûk eden belâlar kamburuyla birlikte ahirete yüz karısıyla göçmesi¸ ne acı ve hazindir. Ahirette yüzler¸ manevî beyazlığı veya karalığı bakımından sınıflandırılacak¸ cennet ve cehenneme sevkiyat bu iki renk içinde cereyan edecektir. Allah (c.c)'ın rızâ nuruyla parlayan sîmâlar cennet saadetlerine kavuşacaklar. Dinî kurallara uymayanların veya amelsiz yaşayanların siyahlığını taşıyan yüzler de lâyık oldukları cehennem azaplarına karışacaklardır.
Bizim her işte önderimiz ve örneğimiz olan Peygamber Efendimiz (s.a.v)¸ hayatının hepsini dostları ve ashabı arasında geçirmemiştir. Hayatının peygamberlikten önceki 40 senesini Mekke'de alış veriş ederek geçirmiştir. Bu esnadaki muâmeleleri ve halkla olan teması ile o "Muhammedü'l-Emin/Güvenilir Muhammed" olarak müşriklerin bile takdirini kazanmıştır.
İnsanın muâmelesi¸ ahlâkının mahiyetini ortaya çıkarır. Bu uzun hayat yolunda engeller ve uçurumlar vardır¸ insanı ahdi bozmağa¸ haksız olarak mal yemeğe sevk edecek haller zuhur edebilir. Bu hayatta öyle insanlar vardır ki¸ hile¸ dolandırıcılık¸ alış verişte aldatma¸ hak yeme¸ sözünden dönme gibi yanlış yollara tevessül ederler. İslâm ve tasavvuf büyükleri¸ bu dikenli ve taşlı yollardan tertemiz geçmiş böylece yüce mertebelere ulaşmışlardır.
İnanan her insan¸ Peygamberimiz örnek alarak¸ kendi öz varlığına karşı da emaneti gözetmeli¸ dünya ve ahiretle ilgili olarak kendisine en faydalı ve iyi olanı seçmelidir. Cahilliğe sapmadan¸ şehvet ve öfkesine hâkim olarak zararlı bir yola düşmemelidir. Halkın hukukunu gözetmeli¸ alış verişte aldatmamalı¸ ötekinin berikinin ayıbını araştırmamalı ve kimseye zarar vermemeli ki¸ böylece emanetlere riayet etmiş sayılsın.
TREATMENT AND TRUST
As human beings we are sent to the earth with invaluable fortunes to get prepared for the other world. All the fortunes given to the man isn't permanent yet.
The two paramount fortunes given to the man are life and property and all the moral tests are based on those. The treatment done just for the sake of Allah returns as benefit to the man and those who behave so¸ will be awarded with heaven.
Before his prophecy¸ our beloved Prophet Muhammad (pbuh) had worked as a tradesman and due to his trustworthiness and honesty¸ he was known "Muhammad-al Amin" even among the polytheists. The treatment of the man reveals his moral sentiment. Every Muslim should see Muhammad the Prophet (pbuh) as a role model for his life and behave accordingly in every situation he has.
Sebahaddin ATEŞ
Yazar"Somuncu Baba adına düzenlenen yıllık programların birisinde daha burada olmanın huzuru ile yazıyorum Dünyada bazı beldeler vardır¸ içinde bulunmak ve onları ziyaret etmek insanlara ve insanlığa yen...
Yazar: Sebahaddin ATEŞ
Ey öğrencim! Dünya sevgisinden sakın. Zira sirke saf balı bozduğu gibi dünya sevgisi de sâlih ve iyi amellerini bozar. Yetimlere, şefkat, çıplaklara elbise giydirmekle merhamet, açları doyur...
Yazar: somuncueditor
Her ilim dalı ‘hoca-talebe’ münasebetinin zorunlu olduğu süreçlere şahitlik eder. Örneğin bir ustanın dizinin dibine oturmadan usta bir marangoz olunmayacağı gibi bir kimsenin alanında uzman bir hocan...
Yazar: Fatih ÇINAR
Kanûnî’nin küçük oğlu Selim, 28 Mayıs 1524’te İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi Hürrem Sultan, saray içinde sözü geçen, etkili bir kadındı. Saray kadınlarına ve hizmetkârlara, Şehzade Selim’in terbiye...
Yazar: İsmail ÇOLAK