MODERN OPTİK BİLİMİNİN KURUCUSU İBNÜ’L-HEYSEM
Merhaba arkadaşlar. Bugün çevremizi görmemizi sağlayan, o olmazsa hayatımızın bir hayli zorlaşacağı beş duyu organlarımızdan bir tanesiyle sizlerleyiz. Beş duyu organımızın neler olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Kulak, burun, deri, dil ve göz. Bunlardan burun ve dil vücudumuzda bir tane bulunurken, göz ve kulak ikişer tanedir. Deri olan duyumuz ise bütün vücudumuzu sarmaktadır. Bu bilgileri hatırladıktan sonra şimdi sizlerin de tahmin ettiği gibi göz olan duyu organımızla ilgili ilginç bilgileri paylaşacağım sizlere. Gerçekten gözlerimiz olmasaydı… Düşünmesi bile güç değil mi arkadaşlar? Acaba nasıl bir yaşamımız olurdu diye. O halde vücudumuzda var olan bu önemli duyumuzla ilgili hangi bilimsel araştırmalar yapılmış, hangi bilim adamı gözümüzle ilgili çalışmalarda bulunmuş hep birlikte öğrenelim. Arkadaşlar, karanlıkta neden göremiyoruz diye hiç düşündünüz mü? Fazla ışık gözümüze geldiğinde neden gözlerimizin birden kamaştığını ya da yoksa gözlerimizin içinde bir ışık var yanıp sönüyor mu etrafa göre? Bütün bunların ve daha birçok ışık, göz ve doğadaki bilimsel olaylarla ilgili soruların cevabını bizlere İbnü’l-Heysem isimli bilim kaşifimiz vermiş. İbnü’l-Heysem, tarihimizde Ortaçağ Dönemi’nde 965-1040 yılları arasında yaşamış ünlü bir kâşifimizdir. Felsefe, tıp, mantık, matematik gibi bilim alanlarında çok önemli buluşlar yapmıştır. En önemli çalışması ise optik alanında olmuştur. Gözlerimizdeki görme olayı nasıl oluyor hiç düşündünüz mü? Evet, etrafımızda ışık varken görüyoruz fakat etrafımızda ışık yokken neden göremiyoruz? Görmemizi sağlayan ışık mı yoksa gözlerimiz mi? Karanlıkta göremiyoruz evet bu doğru… Hatta çoğumuz da biliriz ki karanlıkta bütün canlıların göz bebekleri birden büyüyüverir. O hâlde karanlıkta göremiyorsak gözlerimiz etrafa ışık saçmıyor demektir değil mi? Işık, bizim gözlerimize geliyor ve beynimize giden saniyelik belki de saliselik kısacık bir süren bir mesaj ile görme olayımız gerçekleşiyor diyebiliriz. Düşünün ki karanlık bir odanın içerisindesiniz. Ve kapıdan odaya bir ışık sızdığını fark ettiniz. O hâlde diyebiliriz ki, ışık boş bulduğu ortama doğru yayılabildiği kadar yayılır ve bizler de gözlerimizle ışığın yayılımını görebiliriz. Yani ışık etrafta zaten vardır, gözlerimiz yalnızca bunu algılar der ünlü bilim kâşifimiz İbnü’l-Heysem… Gece vakti yıldızlara baktığımızda onları anında görürüz, eğer ışınlar gözlerimizden çıkmış olsaydı yıldızları görebilmemiz için belirli bir sürenin geçmesi gerekmez miydi? Kısacası gözlerimizin görebilmesi için ışık en kolay yolu seçer. Peki, şimdi sizlere bahsedeceğim bu ışık olaylarını görmemizin üzerindeki etkilerini duymuşsunuzdur ya da mutlaka yaşamışsınızdır diye tahmin ediyorum. Su dolu bir bardağın içerisine bir kalem bırakalım. Işığın çok yoğun olduğu ortamdan az yoğun olduğu ortama doğru gittiğimizde bardağın içindeki kalem yamuk gibi gözükür gözümüze. Buna biz ışığın kırılması olayı deriz. Tabi ki bu deneyi sizler de evlerinizde rahatlıkla deneyebilirsiniz. Sizlerle bu sayımızda da birlikteliğimizin sonuna yaklaşırken İbnü’l-Heysem’in karanlık oda adlı deneyi ile fotoğraf makinesinin bulunmasına öncülük ettiğini, gözlerin yapısı ve görme bozuklukları ile ilgili daha birçok alanda derin çalışmalar yapıp bilimsel gerçekleri ortaya koyduğunu da paylaşmak isterim. Rabb’imizin bize verdiği bu müthiş varlığımız olan gözlerimiz için ne kadar şükretsek az değil mi?
Tuba ATEŞ
YazarSevgili çocuklar; Hepimiz topluluk içinde yaşıyoruz. Diğer insanlarla ilişkiler kurup geliştiriyoruz. Bu ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinden dostluklar meydana geliyor. Dostlukların uz...
Yazar: Sırrı ER
Sevgili çocuk dostlarım; Bugün Ömer’in doğum günü. Sabah kahvaltıdan sonra Hafize Teyze’yle birlikte yetimhanenin yolunu tuttuk. Yurttaki çocuklar bizi görünce çok sevindiler. Biz de bu çocukları h...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Herkes farklı bir hayata açar, farklı bir ortama açar gözlerini. Herkesin yaşam şekli, yaşadığı ortam birbirinden farklıdır. Ama ortak olan duygular vardır. Sevgi, saygı, mutluluk, öfke, üzüntü, korku...
Yazar: Naciye BEYZA
Kendimizi tanımak en büyük erdemdir. Peki, kendimizi nasıl tanıyacağız? Varlığımızı oluşturan parçalar bir araya getirildiğinde insan denilen o mükemmel varlıkla karşılaşmaktayız. İnsan, vücut orga...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR