MEVLÂNÂ HALİD-İ BAĞDADÎ
"Hayatı¸ tasavvufî kişiliği ve görüşleri¸ eserleri¸ Hâlidî tekkesi başlıklı dört bölümden oluşan eser¸ tarikat¸ ilim¸ irade¸ muhabbet¸ keramet¸ hakikat¸ şeriat¸ kesb¸ himmet¸ şefaat gibi günümüzde aslından uzak yorumlara muhatap kalan tasavvufî terimleri anlaşılabilir bir dille ele alıyor."
Tasavvuf¸ ortaya çıkışından günümüze gelinceye kadar her dönemde insanlığın ilgi odağı hâline gelmiş bir ilim dalı¸ aynı zamanda da İslâm coğrafyasında ferdî ve içtimai hayatla birlikte medeniyet kültürünü oluşturan önemli bir dinî argümandır. Kendi dünyamızı oluşturan engin bilgi birikimi ve köklü geçmişine rağmen tasavvuf¸ günümüzde en çok konuşulan¸ tartışılan ve ne yazık ki üzerine olumsuz birçok yargının acımasızca yapıştırıldığı bir muamma olmaktan öte gidemiyor. İnsanımız 'Tasavvuf hakkında ne kadar bilgi sahibiyim?' sorusunu kendine bir türlü soramıyor¸ 'Tasavvuf nedir¸ tarikatlar hangi amaç doğrultusunda oluşmuştur?' sorusuna karşılık bilgi temelinden yoksun kanaat ve duyumlara dayanan yorumlar veriyor.
Bu yargıların düzelmesi ancak doğru bilmek ve bildiklerimizi doğrulatmakla mümkün. Tasavvuf dünyasına bildiklerimizin azlığından sıyrılıp¸ öğrenmenin azmiyle baktığımızda Kur'ân ve Sünnet'ten beslenen¸ kendi sistematiği içinde ilmi disiplinleri olan okyanuslar misali bir sistem karşımıza çıkar. Öyle ki¸ daha derin bir bakışla İslâm'ın bu iki ana kaynağına muhalif hiçbir disiplinin tasavvufî olmadığı görülür.
Kaynak yayınlarından çıkan Gönül Sultanları kitap dizisinin Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî isimli biyografi eseri¸ tasavvufun insan idrakinin ötesine geçen sınırsız dünyasının kapılarını aralamakla beraber¸ yıllarca farklı coğrafyalarda halk ve devlet yöneticileri tarafından büyük bir teveccühle ilgi duyulan Nakşibendiyye (Hâlidiyye) tarikatının günümüze ulaşmasında etkin bir rol oynayan Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî'nin hayat hikâyesini fikirleri¸ eserleri¸ hatıraları ve manevî dünyasının aynasında kelimelerin rengiyle resmediyor.
Hayatı¸ tasavvufî kişiliği ve görüşleri¸ eserleri¸ Hâlidî tekkesi başlıklı dört bölümden oluşan eser¸ tarikat¸ ilim¸ irade¸ muhabbet¸ keramet¸ hakikat¸ şeriat¸ kesb¸ himmet¸ şefaat gibi günümüzde aslından uzak yorumlara muhatap kalan tasavvufî terimleri anlaşılabilir bir dille ele alıyor.
Hâlidiye Nakşibendîliğin Anadolu'da bilim¸ sanat¸ basın ve dinî hayat üzerinde en çok etkisi olan koludur. Bu açıdan bakıldığında tarikatın kurucusu Mevlânâ Halid-i Bağdadî'yi tanımak¸ yakın ve uzak kültür tarihimizi bilmek açısından büyük önem arz etmektedir. Eserin önsözünde Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî'den şu şekilde bahsedilmektedir:
"Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî¸ tarikatın günümüze ulaşmasını sağlayan önemli simalarından biridir. Tarikatın kendi ismiyle "Hâlidiyye" şeklinde anılmasını sağlayan hizmetleri ve tarikat anlayışı günümüze kadar etkisini artırarak devam etmiştir. XVIII. yy. sonu ve XIX. yy. başında yaşamış olan el-Bağdadî¸ tarikatta bilinen usûl ve erkânın yanında tarikatta sohbet ve rabıta'ya ayrı bir önem vermiştir. Bu iki uygulama Hâlidiyye tarikatının fârik özelliklerindendir. Abdullah Dihlevî'den aldığı icazet sonrası Bağdadî'nin Hâlidiyye tarikatına kazandırdığı karakter ve toplumsal bakış açısı toplumun her kademesindeki insanların ilgisini çekmiş ve belli dönemlerde devletin üst kademelerinden müntesibi olan ve desteklenen bir tarikat konumuna gelmiştir."
Tarikatlerin âdapları¸ kuralları¸ disiplinleri ve tarikat ehillerinin Allah yolunda karşılaştıkları hallerin yanı sıra 'Ölmeden önce ölmek nedir? İnsanı ölmeden önce öldüren bâtın ilmi nedir? Tarikatın gayesi nedir? Halifeliğin amaç ve faydaları nelerdir? Dünyaya meyletmek ne demektir? Zikirden maksat nedir? Bâtın ilmi nedir? Tevekkül nedir?' gibi birçok sorunun cevabına sayfaları arasında yer veren Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî isimli eser¸ Anadolu'nun yüzlerce manevi dinamiğinden birinin izinde hakikate ulaşmanın yollarını okuruyla paylaşıyor.
Muharrem AKIN
YazarOsmanlı padişahlarının onuncusu, 89. İslâm halifesi olan ve “Muhteşem Süleyman” olarak anılan Kanûnî Sultan Süleyman 1494 (bir rivayete göre ise 1495)’te, babası Yavuz Sultan Selim’in sancakbeyi (vali...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
Yavuz Sultan Selim’in kısa süren saltanatından sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçen oğlu Kanûnî Sultan Süleyman da babası ve dedeleri gibi tasavvufa meyilli bir padişahtı. Hatta o tasavvufa meyli ba...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Sevgili çocuklar; “Bizim en vefalı dostlarımız kitaplardır.” desem abartmış olur muyum acaba? Beni bu yargıya götüren etkenlere bir göz atalım isterseniz. Hiç unutmam; orta ikinci sınıfa gidiyordum....
Yazar: Sırrı ER
Eserin önsözünde Prof. Dr. Kaplan çalışmasının hedefini ifadelerle özetliyor: "Hulûsî Efendi'nin şiirinde iki temel husus bariz olarak karşımıza çıkmaktadır. Gönül ve aşk Aslında bu iki kavr...
Yazar: Muharrem AKIN