Kitaplık: Hac Deyince

Eser, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kültür ve sanat insanlarının hac ibâdetiyle ilgili olarak duygu ve düşüncelerini kaleme aldıkları yazılarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Eserde Prof. Dr. Bilal Kemikli, Prof. Dr. Ekrem Demirli, Prof. Dr. İhsan Çapcıoğlu, Prof. Dr. Murteza Demir, Doç. Dr. Enver Osman Kaan ile Hayati İnanç ve Mehmet Kemiksiz gibi on tane kalem ehli yazar ve sanatçının yazılarını okuyabilirsiniz.

İslâm'ın temel esaslarından biri ve Rabb’imize kulluğumuzun ve şükrümüzün gereği olan hac ibâdeti de hâli vakti yerinde olan bir Müslümanın ömründeki en kutlu yolculuğudur. Hac, Yüce Rabb’imizin yeryüzündeki en kutsal mabedine, Beytullah'a bir vuslattır.

Hac, Sevgili Peygamberimiz’e ve onun eşsiz örnekliğine duyduğumuz bir muhabbettir. Hac, peygamberler halkasının izlerini bulduğumuz, tevhid mücâdelesinin tarihine ve İslâm tarihine doğru yapmış olduğumuz bir yolculuktur. Hac, meşakkatli bir yolculuğun, nice zorlukların ardından, emsalsiz rahmet tecellîlerine şâhit olduğumuz bir ibâdettir.

Hac, Allah katında en fazîletli ibâdetlerden biridir. Belirli zamanlarda belirli mekânları ihrama bürünerek geçmek, Arafat'ta, Müzdelife'de vakfeye durmak, Mina'da şeytan taşlamak, Kâbe'yi ziyaret edip tavaf etmek Saf-Merve arasında say etmek, tıraş olup hedy kurbânını da kestikten sonra ihramdan çıkmak sûretiyle Allah için bazı yükümlülükleri, duâ ve zikirle, ibâdet maksadıyla yerine getirmektir.

Hac, Allah'a yürekten inanmış bir mü’minin içindeki tarifsiz heyecan ve özlemle, rûhen ve bedenen hazırlandığı mübarek bir seferdir. Hac yolculuğu, güzelliklerin izinde arınmayı arzu eden bir kulun, hayata yeni bir başlangıç yaptığına, kötü alışkanlıklarını terk ettiğine ve Yüce Allah ile kulluk ahdini tazelediğine dair somut bir adım ve güçlü bir alâmettir.

Her türlü haramdan nefsimizi uzak tutmak için niyetlendiğimiz manevî bir hicrettir. Bu yönüyle hac ibâdeti; insanı dönüştüren, değiştiren, geliştiren, yeniden dünyaya gelmek kadar tertemiz kılan bir ibâdettir. Hac, Yüce Allah’a olan sevgimizin, Peygamber Efendimiz’e bağlılığımızın kutsal topraklarda bereketlendiği, zirveye ulaştığı bir ibâdettir.

Mahşerin bir provası olan hac ibâdeti; ırklar, renkleri, dilleri ve kültürleri ayrı, hedef ve gayeleri aynı milyonlarca Müslümanın bir arada ibâdet edip Allah'a yönelmelerini, birbirleriyle tanışıp kaynaşmalarını sağlayan birlik, beraberlik ve kardeşlik rûhuna yolculuğun bir sembolüdür.

Hac yolculuğunda ihram elbisesine bürünen Müslümanlar, dünyanın süsü ve servetiyle böbürlenmemeyi, ölümü ve âhireti unutmamayı öğrenirler. Haccın manevî havasını yüreklerinde hisseden mü’minler, kutsal topraklara Kâbe’ye varıncaya dek; "Buyur Allah'ım buyur! Emrine âmâdeyim, itaate geldim. Senin eşin, benzerin ve ortağın yoktur. Hamd senindir. Nimet senin, mülk de senirdirا Allah’ım! Senin hiçbir otağın yoktur." anlamına “Lebbeyk!” nidası telbiyeyi, tekbir ve tehlili okuyarak Allah'ın şânını yüceltirler.

O’ndan af ve mağfiret dileyerek rızasını talep ederler. Salavat-ı şerifelerle de Sevgili Peygamberimiz’e duydukları muhabbeti can-ı gönülden dillendirirler.

Takdim bölümünü kaleme alan Fatih Çelik eserle ilgili şu bilgileri okuyucuları ile paylaşmış: “Diyanet İşleri Başkanlığımız, toplumu sahih dinî bilgi ile aydınlatmanın öneminin idrakinde, Mekke ve Medine'nin, kutsal toprakların, bir mübarek seferin yolcularına hizmet amacıyla ‘Hac Deyince’ adlı eserle hac ibâdetine dair 15 kavramın, hayatımızdaki yerini, gönül dünyamızdaki izini anlamlandırmaya gayret etmiştir.

İlim, irfan, kültür ve sanat erbabının, bu kutlu yolculuğa dair düşünce ve duygularını, kendi gönül pencerelerinden aziz okurlara sunma imkânını elde etmiştir.”