Kardeş Anlaşmazlıkları
Çocukluğumda, benden iki yaş büyük ablamla hemen her gün tartışırdık hatta bazen tartışmamız kavgaya kadar giderdi. Bazen bir de bakmışsınız, saç baş birbirimize girmişiz. En şiddetli kavgalarımızda ben ablamın saçlarından tutardım, o da benim kulaklarımdan tutardı.
Bu, kavganın iki taraf için de son noktası ve anne babamızdan yardım bekleme vaziyetiydi. O aşamada kimse kimsenin canını acıtmadan yardım beklerdi. Kavgamızı duyan annemiz ya da babamız bize bir şey söylemeden ikimizi birbirimizden ayırırdı.
Hem ablam hem de ben, anne babamızdan destek almak için birbirimizi suçlama yarışına girerdik. Tabii ki beş dakika sonra tekrar barışıp oyun oynamaya veya işimize kaldığımız yerden devam ederdik.
Bizler büyüdük, ne zaman ablamla bir araya gelsek “o zamanlar acı, şimdi ise tatlı birer hatıra” olarak sohbetlerimizde yer almaktadır. Hâlâ neyi paylaşamadığımızı net bir şekilde ortaya koyamadık. Sadece köyde büyüdüğümüz için iş güç diyoruz. Ancak bir konuda hemfikirdik, o da bizim için önemli olanın anne babamızın taraf tutmaması olmasıydı.
Öğrenci velilerinin, çocuklarının kendi aralarındaki anlaşmazlıklara bağlı olarak yaşadıkları sıkıntılarını dinledikten sonra onlara, kaç kardeş olduklarını, şimdi en sık görüştükleri kardeşlerinin hangisi olduğunu, çocukken en çok hangi kardeşleriyle tartışma ya da anlaşmazlık yaşadıklarını sorarım.
Öğrenci velilerinden aldığım cevap, genelde aynı olur. Şimdi en sık görüşülen, çocukken en çok tartıştığı, kendinin ya bir küçüğü ya da bir büyüğüdür. Bunu ben kendi hayatımda yaşadığım için altı kardeşimin içinde en sık görüştüklerimin kendimden bir büyük ve kendimden bir küçük kardeşim olduğunu anlatırım.
Herkes gibi biz de sevinçlerimizi, üzüntülerimizi, tartışmalarımızı, kavgalarımızı, ekmeğimizi bir küçüğümüz ve bir büyüğümüzle paylaşmışızdır. Oysa bizlerden 5-6 yaş büyük ya da küçük kardeşlerimizle ilişkilerimiz ve iletişimimiz hep saygı boyutunda kalmıştır. Bu durumun böyle olduğunu aile görüşmelerimden de tespit ettim.
Kardeş Anlaşmazlıklarının Boyutu
Kardeşlerin birlikte yaşamaları gereği kardeş anlaşmazlıkları da kaçınılmazdır. Kardeşler arasındaki yaş farkı ne kadar azsa anlaşmazlıkları da o denli fazladır. Yaş farkı beş ve yukarısı olduğu zaman anlaşmazlıklar da yok denecek kadar azdır. Aralarındaki yaş farkı az olan kardeşler, birliktelikleri fazla olduğundan, istek ve paylaşım konusunda daha fazla çatışma yaşamaktadırlar.
Kardeşlerin belirli ölçüler içinde çatışmaları ve anlaşmazlıkları normaldir. Bunu onların sosyal gelişimlerinin sonucu olarak görüp kabul etmek gerekir. Bu, çoğu zaman kardeşler arasında faydalıdır. Bu faydalar arasında kardeşlerin birbirlerinin haklarına saygı göstermelerini, kendi haklarını savunmalarını, iletişim becerisini kazanmalarını, problem çözme becerisini geliştirmelerini, birbirlerini daha iyi tanımalarını sayabiliriz.
Küçük yaşlardaki kardeşlerin tartışma ve anlaşmazlıklarını fazla büyütmemek gerekir. Kardeşler, kendi aralarındaki tartışma ve anlaşmazlıklarda birbirlerine karşı şiddete başvurmuyor ve bir süre sonra barışıp kardeş kardeş oynayabiliyorsa bunu problem olarak görmemek gerekir. Kardeşlerin anlaşmazlıklarında onları suçlayarak problemin çözümünü zorlaştırmak yerine olaya serinkanlılıkla yaklaşmak gerekir. Ailenin yaklaşım tarzı, olayın farklı bir boyut almasına sebep olabilir. Bu konuda ailelerin, çocuklarına olumlu şekilde model olmaları gerekir. Şiddete başvuran ailelerin çocuklarının da şiddete başvurdukları gözlenmiştir.
Çocuklarınızın en küçük anlaşmazlıklarında hakemlik yapmaya çalışmayın. Hakemlik yapılmayacağı gibi, zorunlu olmadıkça onlara müdahale de edilmemelidir. Bu anlamda hem çocukların birbirlerini suçlamasının hem de sizi anlaşmazlıklarının içine çekmelerinin önüne geçmiş olursunuz. Tartışma ve anlaşmazlıklarda fiziksel şiddet varsa müdahale edilmelidir.
Kardeşlerin Birbiriyle Tartışma ve Anlaşmazlıklarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Anlaşmazlıkların nedenini ya da kimin haklı olduğunu bilmiyorsanız iki tarafı da dinlemeden ayrılmalarını ve kendi odalarına gitmelerini isteyiniz. Kimin haklı kimin haksız olduğunu biliyorsanız olaya müdahale ediniz ve adaletli bir şekilde karar veriniz. Kimin haklı olduğu bilindiği halde müdahale edilmezse, bu durum iki kardeşi de psikolojik olarak olumsuz etkileyecektir. Bu kardeşlerden biri, ileride hakkı olmayan şeyleri isteme ve bu yollara başvurma, diğeri de hakkını aramada öğrenilmiş çaresizlik içine girecektir.
Kardeşler arasında karar verirken küçük büyük diye ayrım yapılmamalıdır. Karar verilirken dürüst ve adaletli olunmalıdır. Sen ablasın ya da sen ağabeysin diyerek küçük kollanmamalıdır. Bu, zamanla diğer kardeşte kıskançlığa sebep olacağı gibi farklı problemlere de neden olabilir. Kardeşlerin tartışma ya da anlaşmazlıkları şiddet içermiyor ve kardeşler bir süre sonra barışıyorlarsa gerekli görülmedikçe aralarına girilmemelidir. Bu, kardeşlerin birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlayacaktır.
Kardeşler arasındaki tartışma ve anlaşmazlıklar, hakaret ve farklı boyutlara götürülmedikçe müdahale edilmemeli. Çünkü bu durum çocukların hem kendini hem de karşısındakini anlamakla beraber, kendisinin ve kardeşinin sınırlarını anlamasını sağlayacaktır. Bunun yanında hak arama konusunda kendine güven duygusunun gelişmesini sağlayacaktır.
Eğer kardeşler sürekli tartışıp kavga ediyorlarsa nedenleri üzerinde düşünülüp araştırılmalı. Bununla birlikte anne babalar çocuklara yaklaşımını tekrar gözden geçirmelidir. Kardeşlerin kendi aralarındaki tartışma ve anlaşmazlıklarında anne babaların yaklaşımı, kararlı ve tutarlı olmalıdır. Yer, zaman ve konuya göre anne babaların tavırları değişken olmamalıdır.
Bunların dışında;
Eşler kendi aralarındaki tartışmaları, çocuklara olumsuz örnek olacak şekilde yapmamalı. Çocukların birbirlerine nasıl davranmalarını istiyorlarsa, anne babalar da birbirlerine o şekilde davranmalıdırlar.
Eşler, kendi arasındaki tartışmalarında çocuklara kötü örnek olacak şekilde şiddet, bir şeyleri atıp fırlatma, kapıları vurup çıkma gibi konularda model olmamalıdır. Anne baba çocuklarına uygun model olma açısından anlaşmazlıkların çözümü konularında onlarla tartışmalar düzenlemeli.
Çocukların kendi aralarındaki anlaşmazlıklarının sonuçlarına katlanma ve çözüm yolları bulma açısından imkânlar sunulmalı. Çocuklar arasında kıskançlığa sebep olmamak için yargılamadan dinlenilmeli ve taraf olunmamalı. Çocuklar arasında anlaşmazlıklara sebep olacak oyuncak ve özel eşya alımlarında adil olunmalı.
Çocukların anlaşmazlıklarında tepkiyi ve şiddeti körüklememek için onları birbirleriyle kıyaslamamalı. Çocuklara tartışma ve anlaşmazlıklar konusunda sürekli uyarılar yapmak yerine, birbirlerini sevmeleri konusunda gerekli ortamlar sağlanmalı. Bu çocuklar birbirleriyle tartışsalar da birbirlerini sevdikleri unutulmamalı.
Çocukların birbirlerine karşı olan fiziksel ve duygusal şiddet dediğimiz küfür, alay ve hakaretlerine müsaade edilmemeli. Kardeşlerin olumsuz tavırları konusunda kurallar koyularak bu kurallara uyma konusunda kararlı olunmalı. Çocuklara konan kurallar konusunda her çocuğa karşı adil olunmalı. Bütün bunlara rağmen anlaşmazlıklarında bir süreklilik varsa nedenleri üzerinde durulmalı.
M. Emin KARABACAK
YazarAtalarımız “Merak ilmin hocasıdır.” demişler. Gerçekten de insanlarda akıl olmasaydı hiçbir şey öğrenemezdi.Rabb’imiz tarafından, “annelerinin karnından hiçbir şey bilmezken çıkarılan” insanoğlu, öğre...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Hz. Ebu Bekir’in kızı Esma (r.a.) ile cennetle müjdelenen 10 sahabiden biri olan Zübeyr bin Avvam’ın oğluydu. Hicret’ten sonra muhacirlerden doğan ilk çocuktu. Hicret’in 1. yılında dünyaya geldi. Hz. ...
Yazar: N.Nida DURAN
Sınav sonrası öğrencilerin yaşadıkları süreç ve söyledikleri bana her zaman Zülkarneyn (a.s.)’ın ordusuyla olan hikâyesini hatırlatmaktadır.Öğrencilere, “Sınav nasıl geçti? Sorular nasıldı?” diye sord...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Nedir bu sınav kaygısı?Sınav kaygısı, sınava çalışmak yerine sınavı kaybettiği takdirde başına gelebilecek olumsuzlukları düşünmektir. Sınav kaygısı, dikkatini sorulara vermek yerine, daha çok sınav s...
Yazar: M. Emin KARABACAK