İNSAN YETİŞTİRME SANATI
Uzun yıllar eğitimin içinde olan bir eğitimci olarak en büyük amacım, hayırlı insanlar yetiştirmekti. Toplumun en çok ahlâklı, kaliteli insanlara ihtiyacı olduğu bir gerçektir. Altmış beş yaşına gelmiş biri olarak yılarca, radyo, televizyon, sohbet, söyleşi, gazete, dergi ve sosyal medyada insan yetiştirme üzerine yazdık ve konuştuk. İnşaallah insanlığa hayırlı insan yetiştirme konusunda faydalı olmuşuzdur. Her şeyin temeli eğitimden geçmektedir. Bunun için ilk iş insan yetiştirmektir. Eğitimcilik, insan yetiştirme sanatıdır. Bu sanatı en güzel ve faydalı bir şekilde yapan en büyük sanatkârlar da peygamberlerdir. Her sanatkârın mahareti, ortaya koyduğu eserden anlaşılır. Bütün dünya kabul ediyor ki; cahil bir toplumdan sahabe neslini yetiştiren Peygamberimiz (s.a.v.) beşeriyetin görmüş olduğu en mükemmel eğitimcidir. "Âlimler, peygamberlerin varisleridir."[1] İlmiyle âmil âlimler de peygamberlerin yolunu takip ederek insan yetiştirmeye çok önem vermişler. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), 23 sene süren peygamberliğinde, kıyamete kadar gelecek bütün insanlara örnek olacak eşsiz bir faziletler medeniyeti inşâ etmiştir. Bunu için Kur'an'da: "İçinizden Allah’ın lütfuna ve ahiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı (cc) çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır."[2] buyruluyor. Terbiye mesuliyetini üzerine alan ve mürebbi olma özelliklerine sahip olan tüm anne-babalar, terbiyeciler ve eğitimciler geleceğin, istikbalimizin mimarlarıdır. Bu açıdan eğitim ve terbiye insanın yalnızca insanları değil çevresindeki her şeyi ıslah etmesi, bozulmuş olan her şeyi düzeltmesi anlamı taşıdığından; bir tarlayı yeşil hale getirmek dahi bu cümleden sayılabilir. Pek tabii bu ıslah çalışmalarının en zoru insan eğitimidir. Biz de bu eğitimin en zor bölümünü nasıl kolaylaştırabiliriz, hangi usullerle amacımıza ulaşabiliriz sorularının cevabını arama çabası içindeyiz. İnsanı terbiye etmek, can damarları beslemektir. Bunun için de geçerli olan tek besin, doğru olan bilgilerdir. “Hatırla ki Rabb’in meleklere: ‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.’ dedi. Onlar: ‘Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?’ dediler. Allah da onlara: ‘Sizin bilemeyeceğinizi ben bilirim.’ dedi.”[3] Ayet-i kerimede meleklerin dilinden ifade edilen insanın kan dökücü ve fesat çıkarıcı özelliğinin fıtratında olduğu bir hakikattir. Doğan her insanın tabiatında taşıdığı bu özellikleri ise eğitim ve terbiye ile ıslah yoluna gitmezsek o insan elbette yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak, kan dökecektir. İnsan terbiye etmekle iş üretmek ikiz kardeş gibidir. Bu ikisinin birlikte yürütülmesinin en güzel örneği belki de Selçuklu Dönemi’nde kurulan ‘Eline, diline, beline sahip çık!’ hedefiyle çalışmalarını ticaret hayatı üzerinde yoğunlaştıran Ahilik Teşkilatı’dır. İnsan kalpten terbiye edilir. Zira küp, içindekini dışına sızdırır. Kalbî bağlantısı olmayan eğitimler gösteriş ve riyakârlıktan öteye geçemez. İnsanın hayatını ıslah edecek ve düzene sokacak yegâne güç ise kalbî kuvvettir. Eğer kalp terbiye edilirse, bütün vücut ve uzuvlar da onun hâkimiyeti altında olduğundan onlar da terbiye olacaktır. Aksi hâlde terbiyeden geçmemiş bir kalp hiçbir uzvu ıslah gücü ve kabiliyetine sahip olmayacaktır. Mahlûkat içinde terbiyeye en çok ihtiyaç duyan insandır. Hayatta en zirve sanat da insan yetiştirmektir. Bundan dolayı Allah Teâlâ insan yetiştirme görevini Peygamberlere vermiştir. O hâlde talim ve terbiye hizmeti bir Peygamber mesleğidir. Osmanlı döneminde eğitime alınmış olanların yaptığı şu dua bu konuda hem dikkat çekici hem de bir örnek niteliğindedir: “Ya Rabbi! Bana hocamın kusurunu, noksanını gösterme!” Anne, baba, öğretmen veya terbiye veren konumda her kim olursa onda görülen bir eksiklik, onun ve yetiştirdiği kişinin kalbi arasındaki ilişkide bir kopukluk meydana getirebileceğinden böyle dua etmişler, bu yolla terbiyenin söz ve şekilden değil, kalpten sağlanan bir iletişimle gerçekleşebileceği hakikatini de en güzel biçimde göstermişlerdir. Rabb’im, bizleri öğrenen ve öğretenlerden eylesin. Âmin... [1] Buhari, İlm, 10; Ebû Davut, İlm, 1; Tirmizi, İlm,19; İbn Mace, Mukaddime,17. [2] 33/Ahzab, 21. [3] 2/Bakara, 30.
Ali ÖZKANLI
YazarGeleceğimiz olan çocuklarımıza gerekli olan sevgiyi vermek her anne babanın en önemli görevlerinin başında gelir. Onları sevgi öksüzü, şefkat yetimi yapmayalım. Sevgisiz hayat çorak toprak gibidir.Sev...
Yazar: Ali ÖZKANLI
İnsan olarak her zaman doğruluk ve dürüstlükten yana olmalıyız. Özümüz ne ise sözümüz, sözümüz ne ise özümüz de o olmalıdır. İçi ile dışı farklı olan insanlar mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayamazlar. ...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Ramazan-ı Şerif bilindiği üzere Kur’ân ayıdır. Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’in bin aydan (83 küsur yıl) hayırlı olan Kadir Gecesi’nde indirildiğini biliyoruz. Ramazan sabır ayı olmakla beraber, aynı ...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Eğitimciler olarak eğitim alanında yapılan en son gelişmelere göre kendimizi sorguluyor ve şu sorulara cevap buluyor muyuz? Eğitimci o...
Yazar: Ali ÖZKANLI