Aile ve Çocuk İlişkisi
Eğitimde; öğüt vermek yerine dinlemek ve paylaşmak çok önemlidir. Günümüzde aile ve çocuk ilişkisi maalesef sarsılmış, iletişim yok durumda. İyi bir iletişimi nasıl sağlayabiliriz? sorusuna cevap verecek olursak, eğitimin ailede başladığını asla unutmamalıyız. Aile içinde çocuğumuza birçok beceriler kazandırmak için çalışıp çabalıyoruz. Ama bunu nasıl yapıyoruz. Her anne-babanın hayali çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmektir. Çocuklarımızın başarılı olmasını isteriz. Aslında hayat içinde her şey başarı değildir. Önemli olan çocuğun içinde yaşadığı dönemi nasıl yaşadığı ve nasıl bir kişiliğe sahip olacağıdır.
Çocuk ailesinden gördüğünü yansıtır. Tıpkı bir ayna gibi. Çocuklar sözlerinizi değil, izlerinizi takip ederler. Aile çocuğuyla iyi bir iletişim kuramazsa çatışmalar başlar. Sağlıklı bir eğitim vermek dolayısıyla da sağlıklı bir kişilik kazandırmak ilk hedef olmalıdır. Anne-babanın iyi niyetli olması yetmemektedir. Anne-baba yanlış yöntem kullanırsa, bütün emekler boşa çıkacaktır. Sağlıklı iletişim kurmanın alfabesi çocuğu tanımak, ona ve ihtiyaçlarına saygı duymaktır. Etkili iletişim kurmak istiyorsak ona gereken değeri vermeli, çocukla aramızda sevgi köprüsü kurmalıyız.
Duygusal gelişim özellikleri bilinmeden yapılmaya çalışılacak iletişim pek olumlu sonuç vermeyecektir. Gelecekle ilgili, sosyal hayatla ilgili, aile ve arkadaş çevresiyle ilgili kaygılar bilinmediği ve de paylaşılmadığında kurulacak iletişim hüsranla bitecektir. Genç, dönemi gereği itirazcı, eleştirici bir tutuma girebilir. Bu durumda anlayış, sabır, tatlı dil ve güler yüzle ikna metodu kullanılmalıdır. Öğüt yerine dinleme ve paylaşım. Zor olmasa gerek.
Gence yapılacak en büyük yardım onu anlamaktır. Aileler çocuklarıyla sıkı bir ilişki içine girmeli, gencin tepkili ve çelişkili davranışları karşısında soğukkanlı kalınabilinmelidir. Başta kurallar birlikte konulmalı, herkesin buna uyması gerektiği belirtilmelidir. Gencin her istediği yapılarak her şeyi alttan alma kısa süreli yararlı görünürse de bu tutum sakıncalıdır. Genç, bir yandan her ne kadar annem, babam her dediğimi yapsın derse de bir yandan da frenlenmesini, engellenmesini bekler. Anne-babalar uygulanabilir kurallar koymalıdır. Gençle sürtüşmek, sürekli eleştirmek anne-babanın otoritesini zayıflatır. Ailede bir takım sorunların olması normaldir, fakat bunlar büyütülmemelidir. Gence yapılacak en büyük yardım onu anlamak, her zaman yanında olunduğunu hissettirmektir. Kişiliğine, görüşlerine değer vermek, aile ile ilgili kararlarda görüşlerine başvurmak, öğüt vererek değil örnek davranışlarda bulunmak daha yararlı olacaktır.
Aile içi iletişimde vücut dilinin büyük önemi vardır. İletişimi engelleyen sebepleri ortadan kaldırmadığımız sürece boşa kürek çekeriz. Emir cümleleri, korkutmak, sadece öğüt vermek, yargılamak, suçlamak, eleştirmek, aşağılamak, lâkap takmak, sorgulamak, konuyu saptırmak, alay etmek, sınamak iletişimi engeller. Bunlar yapıldığı zaman iletişim engellendiği gibi çocuğun kişiliği de zarar görür. Birçok olumsuz sonuçlar ortaya çıkar. Çocuk kavgacı olur ve saldırganlaşır, savunmaya geçer, kızar, küser, güven duygusu zayıflar, sevilmediği duygusuna kapılır. Sağlıksız ailelerde sevgisizlik, iletişimsizlik yanında bir takım gizli kurallar vardır. Bunlar: Sürekli bir sıkı takip, her şeyin en iyisinin yapılmasını isteme, suçlama, konuşma yasağı…
Anne-babalar iyi bir dinleyici olmak zorundadır. Etkin dinlemenin en uygun zamanı çocuğun sorunu olduğunu gösterdiği andır. Dinlenilerek sorunlarına çözüm bulunan çocuklar kendilerine daha çok güvenir ve daha güçlü olurlar. Kişiler sorunlarda çözüm önerilerine açık olmalı, birbirini anlama konusunda ortak hareket etmelidir. Anne-babalar gençleri, gençlerde anne-babalarını önyargısız bir şekilde dinlerlerse, birbirlerini anlamaya çalışırlarsa konuşulanlar ortak bir dile dönüşecek ve sorunlar kolaylıkla çözülecektir.
Eğitimin alfabesi sevgidir. Öncelikle çocuğumuzu çok iyi tanımamız, özelliklerini bilmemiz gerekmektedir. Çocuk psikolojisi adına merak edilen her şeyi anne-babanın bilmesi gerekir. Çocuk eğitiminin alfabesi sevgidir. Sevgiyi en iyi bir şekilde kullanmadan eğitimden bir sonuç almamız, başarılı olmamız mümkün değildir.
İnsanda önemli bir güç olduğunu bilen bir aile, çocuğundaki bu gücü görür, bunun kendi özel beceri ve eğilimleriyle dünyaya geldiğini bilir. Önemli olan anne-babaların bu becerileri anlayıp, geliştirmesidir. Bu becerileri anlamak ve yardımcı olmak için ailenin iyi bir gözlemci olması gerekir. Çocuğun gelişmesine en uygun ortam hazırlanmalıdır. Çocuk kendi kişilik ve yeteneklerinin desteklendiğini görürse kendini özel hissederek büyür, kendine olan güveni artar, güçlü ve mutlu olur. Anne-babanın çocuğu kendi istediği kalıba sokmaya çalışması sık yapılan hatalardan biridir. Anne-baba tüm kararlarında ve davranışlarında dengeli ve tutarlı olmak zorundadır. Her çocuğun kişiliğinin, zihnî ve bedensel yeteneklerinin farklı olduğu unutulmamalıdır. Ailede herkes birbirine güvenmelidir. Şikâyet mekanizması işlememelidir. Anne ve baba, davranışlarında çocuklarına örnek olmalıdır. Aileler çocuklarından yaşına ve zihnî potansiyeline göre başarı beklemeli, başkalarıyla asla kıyaslamamalıdır. Evimizi, çocuğumuzun kişiliğini ve becerilerini geliştirebilecek özgür bir ortam hâline getirmeliyiz.
Tatlı sert olmak, baskı yapmadan, korkutmadan, daha çok anlayış ve paylaşmanın çocuğun davranışlarının üzerinde etkisi olduğu unutulmamalıdır. Korku doğuran, kin ve nefret uyandıran davranışlardan kaçınmalı, haklı istekler yerine getirilmelidir. Kurallar kesin ve net söylenmeli, hoşlanılmayan davranışı hakkında sabır ile bilgilendirme yapılıp, çocuk ikna edilmelidir. Çocuk; davranışlarının, yaramazlıklarının sonuçları olduğunu, onlara katlanması gerektiğini bilmelidir. Bunun yanında hatasını düzeltme fırsatı da verilmelidir.
Sevgi ve ilgi azlığı, çocuklarda çalma ve aşırı hareketliliğe sebep olmaktadır. Ailelerin çocuklara ilgisi başarıyı arttırmaktadır. Ailelerin öğrenci üzerinde doğrudan etkisi vardır. İlgi gösteren aile ile ilgi göstermeyen aile arasında önemli farklar vardır. İlgiyi dengeli tutmak zorundayız. Aşırı ilgi veya ilgisizlik olumsuz sonuçlar doğurur. Çocuklara destek olunmalı, güzel örnekler gösterilmelidir. Kıyaslamadan, yapabilecekleri işleri istemeliyiz. Annelerin işlerini planlamaları, güne erken başlamaları, zamanı verimli kullanmaları ve çocukların eğitimi ile daha yakından ilgilenmeleri çok önemlidir. Babanın eve geliş saatlerinin erken olması, en azından hafta sonlarını ailece geçirmeleri özellikle erkek çocuklarının eğitimi için son derece önemlidir.
***
Ali ÖZKANLI
Yazar
2020 yılın ilk aylarından itibaren başlayan, yüz yüze eğitim ve öğretimi zora sokan Covid-19 belasıyla tüm dünya mücadele ediyor. Ülkemizde ara verilen bir dönemden sonra yeni bir eğitim- öğretim döne...
Yazar: Ali ÖZKANLI
İnsan yetiştirmek sanatların en büyüğü ve en kutsalıdır. Bu uğurda neler yaptık?Devlet, eğitimciler ve anne babalar üzerine düşen görevleri hakkıyla yapabiliyor muyuz? Kaç hayırlı insan yetiştirdik? B...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Zâhir ve bâtın şehrinin imarında nice temeller atan merhum Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nin hayatına baktığımız zaman yılmadan, usanmadan İslâm’ın yüce ahlâk prensiplerini hâl ve kâl ile s...
Yazar: Aydın BAŞAR
Eğitimde sevgi başarının özüdür. Çocukları sevenler ve mesleğinde üretken olanlar her zaman başarılı olmuş, engelleri aşmışlardır. Sevmek, duyguları ve hisleri olan insanların ortak özellikleridir. Du...
Yazar: Ali ÖZKANLI