İman Esasları
İman; bir şeyi gönül huzuru ile benimseyip kabul ederek içten ve yürekten inanmaktır.
İman esaslarına imanın şartları da denir. Bunlar; Allah'a iman, meleklere iman, kitaplara iman, peygamberlere iman, ahirete iman, kader ve kazaya iman.
İmanın temel esaslarından birincisi Allah’a inanmaktır. Dünyamız, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, tepeler, denizler, çevremizde gördüğümüz binlerce bitki hayvan ve diğer canlılar kendiliğinden meydana gelmemiştir. Mutlaka bunları yaratan bir güç olmalıdır. O da bizi çok seven Yüce Allah’tır. Örneğin, yediğimiz ekmeği bir fırıncı, giydiğimiz ayakkabıyı bir ayakkabıcı, üzerimize giydiğimiz elbiseyi ise bir terzi dikmiştir.
Melekler, hayat sahibi, diri, nurani varlıklar olup, akıl sahibidir. İnsanlar gibi yeme, içme, uyuma, cinsiyet gibi özellikleri yoktur. Allah’a ibadet ederler ve O’nun emirleri dışına çıkmazlar. İnsanları iyiliğe ve güzelliğe yönlendirir. Dört büyük melekler şöyledir; Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil
Meleklere iman, iyi olmayı, iyilik yapmayı, kötülükten kaçınmayı sağlar. Meleklere inanan insan her daim Korunduğunu ve gözetim altında olduğunu düşünür; faydasız bir hayat yaşamaz.
Bizim için dua eden meleklerin olması, duamıza “âmin” diyen meleklerin varlığı, okuduğumuz Kur’an-ı dinleyen meleklerin oluşu, ibadet edenleri, sohbet edenleri tespit eden meleklerin varlığı bizleri teşvik eder.
Allah tarafından bazı peygamberlere kitaplar indirildiğine, bu kitapların içeriklerinin doğru ve gerçek olduğuna inanmak demektir. Kutsal kitaplar sırasıyla; Tevrat, Hz. Musa (a.s.) Zebur, Hz. Davut (a.s.) İncil, Hz. İsa (a.s.) Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed (s.a.v.) indirilmiştir.
Peygamber; tebliğ ettikleri ilahi kitaplarla, insanlar arasında sevgi, kardeşlik, barış ve adalete dayalı bir düzenin kurulmasını sağlamaya çalışmışlardır. Kitaplara inanan insan; emir ve yasakları yerine getirirse ebedî hayatta kurtuluşa ereceğini bilir. İnanç esaslarını, ibadet biçimlerini, güzel ahlâk ilkelerini, toplum hayatını düzenleyecek temel ilke ve kuralları öğrenir.
4.Peygamberlere İman
Allah, insanlara kutsal kitaptaki bilgileri öğretmeleri ve yaşayarak örnek olmaları için peygamberler göndermiştir.
Peygamberler; insanların dünyada ve ahirette rahat etmeleri, neye, nasıl inanmaları gerektiğini, ne yapmaları ve nelerden sakınmaları gerektiğini bildirmek için gönderilmiştir.
Ahiret dünyadan sonraki hayat anlamına gelir. Herkes öldükten sonra dirilecek, ahiret hayatı başlayacaktır. Çevremizde gerçekleşen bazı olaylar ahiret hayatını anlamamıza yardımcı olur. Örneğin, kış mevsiminde ağaçların yapraklarını döktüğünü sanki ölü gibi olduğunu görürüz. Bahar geldiğinde ise bu ağaçların yeşerdiğini görürüz. İnsanlar da doğar yaşar ve sonra ölür. Ancak bu bir son değil, yeni ve sonsuz bir hayatın başlangıcıdır.
Ahirete inanan insan iyi ve güzel davranışlarda bulunur. Karşılaştığı zorluklara sabreder, ümitsizliğe kapılmaz. Adaletsizlik, haksızlık, iftira vb. kötülüklerden uzak durmaya özen gösterir. Allah’ın emir, yasak ve uyarılarını dikkate alarak yaşar.
Kader; dünyada meydana gelecek tüm olayların özelliklerini, nasıl gerçekleşeceğini, yerini ve zamanını Allah'ın ezelde bilip bunu takdir etmesidir. Kaza; Allah'ın ezelde takdir etmiş olduğu olayların, vakti geldiğinde bu takdire uygun şekilde yaratmasına denilmektedir.
Bizler kaza ve kadere inanırız. Ancak, sorumluluklarımızı da yerine getiririz. Allah’ın bilgisiyle yaşadığımızı biliriz, imanımız daha güçlü olur. Kaza ve kadere iman, zorluklar karşısında insana güç ve gayret verir. Olumsuzluklarla, hastalıklarla karşılaştığımızda teselli verir, sabır gösterme ve dayanma gücünü artırır. Her daim Allah’a sığınır ve O’ndan yardım isteriz.
Naciye BEYZA
YazarEdep; hayatımızın her yönünü kapsayan görgü ve ahlak kurallarıdır. Edep; incelik, ahlak, terbiye, nezaket, sevecenlik demektir. Sözlerimizde ve davranışlarımızda ölçülü olmaktır. Her hususta haddimizi...
Yazar: Naciye BEYZA
Deprem; kısaca yer sarsıntısı demektir. Deprem geçmişten günümüze kadar yer yer meydana gelen ve bundan sonra da varlığını sürdürecek olan doğal felaketlerden biridir. Türkiye bir deprem ülkesidi...
Yazar: Naciye BEYZA
Dost sözlükte, “sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse” anlamlarına gelir.Dostluk arkadaşlıktan çok farklıdır. Örneğin mahallemizde veya okulumuzda belki de çok samimi olamad...
Yazar: Naciye BEYZA
Oruç; belli bir zaman aralığı içerisinde herhangi bir şey yememek ve içmemek anlamına gelir. Müslüman olmanın şartlarından bir tanesi de oruç tutmaktır. “On bir ayın sultanı” ola...
Yazar: Naciye BEYZA