HZ. SALİH ALEYHİSSELAM
Yüzlerce yıl önce yaşayan Salih (a.s.) Semud halkına peygamber olarak gönderildi. Semud halkı Suriye ile Hicaz arasındaki Hicr bölgesinde yaşardı. Tarımla uğraşan Semud kabilesi bol ürün alır iyi bir geçimle hayatlarını sürdürüp giderlerdi. Kendilerine dağlarda oyma ev yapar bölgenin her türlü nimetlerinden de istifade ederlerdi. Salih Peygamber güvenilir bir insandı, hayır işleriyle uğraşır, zayıfları ve yoksulları gözetir, hastaları ziyaret eder ve toplumu tarafından da çok sevilirdi. Zenginlikle şımaran Semudlular tevhit akidesinden vazgeçip putlara tapmaya başladılar. Allahu Teâlâ onlara yeniden tevhit inancını öğretmesi için Salih Peygamber’i görevlendirdi. Doğruluktan ayrılan bu insanlar kendilerine zulüm etmeye başladılar, ölçü ve tartıyı değiştirdiler, aralarında yalan ve gıybet ile iş görür oldular. Çok az bir kesim Salih Peygamber’e inandı, diğerleri ondan mucize istedi. Bunun üzerine Allahu Teâlâ mucize olarak kayadan bir deve çıkarttı, bu deve onlar için bir imtihan vesilesi oldu. Salih Peygamber kavminden bir gün deveye, bir günü kendilerine tahsis etmek üzere su içme konusunda belli sıraya uymalarını istedi. Ayrıca kendilerine gönderilen bu deveye zarar vermemeleri, aksi takdirde ilahi azabın üzerlerine ineceği hususunda onları uyardı. Semudlular bu uyarılara kulak asmadılar, içlerinden bir gurup deveyi öldürdü ve Salih Peygamber’e meydan okudu. Hayatı sadece bu dünyadan ibaret gören Semudlular azgınlaşıp çevrelerine kötülük yapmayı alışkanlık haline getirdiler. Küçük büyük arasındaki sevgi saygı kalmadı, komşular bir birlerine kötülük yapmaya başladı. Salih Peygamber onlara üç gün mühlet verdi, fakat onlar tevbe etmeyince Allahu Teâlâ dördüncü günün sabahında korkunç bir gürültü ve yıldırımların ardından gelen şiddetli bir sarsıntı ile onları helak etti. Taş taş üstünde kalmadı, kötüler helak oldu iyi olanlar kurtuldu. Hicr bölgesi artık yaşanmaz bir yer haline geldi, orada yaşayan inananlar kendilerine yeni bir yer aramaya başladılar. Allah’ın azabı o kadar etkili olmuştu ki güvenilir sayılan evler yıkılmış, Semudluların ortaya koymuş oldukları medeniyetten geriye hiçbir şey kalmamıştı. Dünyada baki kalacaklarını düşünen kötüler toprak olmuş onların eserleri yok olup gitmişti. Mucizeye tanık olan mü’minlerin imanları bir kat daha artmış onlar peygamberlerine daha bir sarılmış, onun önderliğinde yeni bir hayata başlamışlardı. Salih (a.s.) ve ona inananlar bu olaydan sonra Mekke’ye göç etti ve orada yaşamaya başladılar.
Ali BÜYÜKÇAPAR
YazarBüyük bir âlemde yaşıyor, kendimizden başlayarak varlıkları anlamaya çalışıyoruz. Etrafımızda var olanları saymaya çalışmak beyhude ama biz yine de sayar dururuz. Gökteki yıldızları saymayan çocuk yok...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Mini bebek kundağında Hayatın masum çağında Ağlamakta avaz avaz Daha şimdiden yaramaz! Cıvıl cıvıl beşiğinde Çocukluğun eşiğinde Sanki yerinde duramaz Daha şimdiden yaramaz! Ağlasa da bazı...
Yazar: Nuri KAHRAMAN
Güneşin gözlerimi kamaştırdığı saatleri bekleyemedim. Hava karanlıktı. Hemen yatağımı toplayıp, üzerimi giyindim. Yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odama girmek üzereyken mutfaktan gelen sesleri duydum. ...
Yazar: Mine TAŞDEMİR
Hayata gözlerini, etrafını yemyeşil otların kapladığı bir göletin içinde açmıştı. Minik kuyruğunu sağa sola hareket ettiriyor, yüzmedeki usta becerisi ile bir balığı andırıyordu. Oysa o bir kurbağa ya...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ