HZ. BERÎRE (R.ANHA)
İslâmiyet’in âzadlı bir cariyeyi bile kararlarında muhayyer bıraktığına en güzel örnek Hz. Berîre'dir. Babası, Kıbtî asıllı Safvân’dır. Berîre, Ebû Leheb'in oğlu Utbe'nin veya Ensâr’dan birinin cariyesi idi. Zaman zaman Hz. Âişe'nin yanına gelerek hizmetinde bulunurdu. Âişe Annemiz, Hicret’in 9. yılında onu efendisinden satın alarak hürriyetine kavuşturdu. Fakat Berîre Hz. Âişe'den ayrılmadı; onun hizmetinde bulunmayı bir şeref saydı. En açık örneklerden biri ise, Hz. Âişe Validemize iftira atıldığı zaman, Peygamberimiz (s.a.v.) Berîre'yi yanına çağırır ve: "Ey Berîre! Sen, hanımın Âişe'de, sana şüphe veren bir hâl gördün mü?" diye sorar. Berîre de: "Hayır görmedim. Sizi hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben hanımımdan asla ayıp olarak çıkmış bir şey görmedim. Âişe, yaş itibarı ile küçük bir kadındı. Hamur yoğururken uyurdu da evin besi koyunu gelip hamuru yerdi." demişti. Siyerlerde Berîre ve eşi ile alakalı bir olay geçer: İbni Abbas (r.a.) Berîre ile kocası arasında geçen olaya dair şunları söyledi: Peygamber (s.a.v.), Berîre'ye: "Keşke tekrar kocana dönsen!" buyurdu. Berîre: "Yâ Rasûlallah! Böyle yapmamı bana emrediyor musunuz?" diye sordu. Rasûl-i Ekrem Efendimiz: "Hayır, sadece aracılık yapıyorum." buyurdu. Bunun üzerine Berîre: "Benim ona ihtiyacım yok." dedi. Bir gün Mugîs, belki Hz. Peygamber (s.a.v.) aramızı bulur diye ümide kapıldı. Rasûl-i Ekrem Efendimiz'e gelerek perişan hâlini arz etti ve bu konuda şefaat etmesi için yalvardı. Ümmetinin ıstırap çekmesine dayanamayan Efendimiz, hadiste okuduğumuz üzere, Berîre'ye: "Keşke tekrar kocana dönsen!" diye ricada bulundu. Berîre bu sözün bir emir olup olmadığını öğrenmek istedi. Şayet böyle davranmasını Peygamber (s.a.v.) emrediyorsa, Mugîs'ten hoşlanmamasına rağmen, ona elbette dönecekti. Fakat Rasûlullah, ona kocasına dönmeyi emretmediğini, bu konuda kendisini tamamen serbest bıraktığını, ama bir din kardeşi olarak aracılık yaptığını söyledi. Mugîs ile mutlu olmayan Berîre, istemediği bir evliliğe Rasûl-i Ekrem'in kendisini zorlamadığını öğrenince çok sevindi ve Mugîs ile evli kalmayı kesinlikle düşünmediğini belirtti. Peygamberimiz'den bir hadis rivayet etmiştir. Hz. Berîre, aynı zamanda Hz. Âişe Validemizin ilim meclislerinde talebesidir. Hz. Âişe (r. anha), anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.v.), tencere kaynarken eve girmişti. Kendisine ekmek ve evde bulunan katıktan bir sofra kuruldu. ‘Galiba bir tencerenin kaynadığını görüyorum.’ buyurdu. Oradakiler ‘Evet ama bu Berîre'ye tasadduk edilen bir ettir. Siz ise sadaka yemiyorsunuz.’ dediler. Peygamberimiz (s.a.v.): ‘Bu ona sadakadır, (ama ondan) bize hediyedir!’ buyurdu.”
N.Nida DURAN
YazarHz. Cebbar (r.a.), Medine-i Münevvereliydi. İkinci Akabe Biatı vuku bulduğunda biat etti. Başta Bedir, Uhud ve Hendek’te olmak üzere, Peygamberimiz (s.a.v.)’le birlikte bütün savaşlara iştirak etti.Ha...
Yazar: N.Nida DURAN
Amr bin Sâbit, “Uhayrim” lakabıyla tanınıyordu. Amr (r.a.) Medineliydi. Bütün kavmi Müslüman olduğu hâlde, o tek başına Müslümanlara muhalefete etmeye devam ediyordu.Uhud Savaşı devam ederken Medine’d...
Yazar: N.Nida DURAN
Hz. Amr (r.a), İslâmiyet’in ilk yayıldığı yıllarda Müslüman olma şerefine nail olan güzide ve bahtiyar insanlardan birisidir. O da diğer sahabiler gibi Medine-i Münevvere’ye hicret etti. Hendek Savaşı...
Yazar: N.Nida DURAN
Hz. Berâ (r.a.) Medineliydi. Babası da Müslümandı. Kendisi küçük yaşta Müslüman olmuştu.Berâ (r.a.), İslâm davasının kahraman bir mücahidiydi. Uhud Savaşı’ndan itibaren Peygamberimiz (s.a.v.)’le birli...
Yazar: N.Nida DURAN