HOŞGÖRÜ MUTLULUKTUR
Bugün kardeşim Enes ile biraz tartıştık. Tartışmamızın konusu ise günlüğümdü. Güya ben Enes’e bakıp bakıp bir şeyler yazıyormuşum, arada gülüyormuşum. Öyle değil, yanlış düşünüyorsun derken Enes, günlüğü elimden kaptığı gibi koşmaya başladı. Ben de arkasından. Mutfak, oda derken salonun içinde Enes önde ben arkada dönüp durduk. Annemin ikimizi de yakalamasıyla koşuşturmaca son bulmuştu ama ağız kavgamız bir süre daha devam etti. Ben, - Anne, günlüğümü alıp, kaçtı! - Benim hakkımda yazma! Annem ikimizi de kolumuzdan yakalamış, kaşlarını çatmış, gözlerini ileriye dikmişti. O zaman namaz kılan dedemi fark ettim. Koşuşturmaca esnasında kim bilir kaç kere önünden geçmiştik. Namazını kılan dedem seccadesini toplayıp kenara koydu. Annemin hâlâ kaşları çatıktı, dedemin yanında bize çıkışmadı. Sonradan uzun bir nasihat çekeceği belliydi. Dedem gülümseyerek bizi yanına çağırdı. Başımız önde gidip yanına oturduk. Dedem Enes’e; - Başkasının eşyası izinsiz alınmaz Enes. Enes günlüğümü kucağıma attı. Dedem Enes’e; - Ablana okumak istediğini söyleseydin eminim ki okumana izin verirdi. Beyzanur sen de kardeşine gülüp gülüp onu kızdırma yavrum. Birbirinize karşı hoşgörülü olun, dinimiz, sevgi barış, hoşgörü dinidir. Hoşgörü deyince aklıma İmam-ı Azam geldi. Bir tartışma sırasında hasmı İmam-ı Azam’a bir tokat vurmuş. İmam-ı Azam öfkesine hâkim olarak şöyle demiş: “Senin bu hareketine karşılık ben de sana bir tokat atabilirim, atmayacağım. Seni halifeye şikâyet edebilirim, etmeyeceğim. Seni Allah’a havale edip hakkımı ahirette alabilirim, onu da yapmayacağım. Sadece sorulursa cennete sensiz girmek istediğimi söylerim.” demiş. İmam-ı Azam’ın bu sözleri karşısında adam duygulanıp, ağlayarak af dilemiş. İmam-ı Azam “Ağlamana gerek yok, ben seni baştan affetmiştim zaten.” demiş. Hasmına ne güzel edep ve hoşgörü dersi vermiş dimi. Sevgi, saygı, hoşgörü insanları mutluluğa götürür. Siz de birbirinizin hatalarını görmeyin torunlarım. Dedemin de bize ne kadar hoşgörülü davrandığını hatırlatmama gerek yok sanırım. Namaz kılarken onu rahatsız ettiğimiz için kendisinden özür diledik. Ailemi çok seviyorum. Ara sıra tartışsak da Enes’i de çok seviyorum. Ona ve çevreme karşı hoşgörülü olacağım. Bütün insanlar hoşgörülü olsa dünya ne güzel olur değil mi?
Nurçiçek YILMAZ
YazarKardeşim Enes yedi yaşında. Onun için hareketli, meraklı ve yaramaz diyebilirim. Çünkü başı dertten kurtulmuyor. Hele son günlerde davranışları iyice değişmişti. Odalara telaşla dalıyor, kanepelerin a...
Yazar: Nurçiçek YILMAZ
Sevgili çocuklar; Hoşgörülü olmak, insanların kusurlarını, küçük hatalarını görmemek, affedici olmak demektir. Hatasız kul olmaz; hepimiz, unutarak, bilmeden veya içimizden gelen dürtülere kapılara...
Yazar: Sırrı ER
Anneciğim ninnilerle, Masalları anlat bana. “Az giderek uz giderek”, Kavuşalım Kaf Dağı’na. Bir varmışla bir yokmuşla, Uçsak mavi gökyüzüne. Pınar olup çağlayarak, Aksak masal denizine. Sa...
Yazar: Rıfkı KAYMAZ
Beyzanur’un Günlüğü Okullar açılıyor. Öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı özledim ama tatilin bitmesini de istemiyorum. Günlerimi verimli geçiriyorum. Kitap okuyorum, resim yapıyorum. Kur’an’dan surele...
Yazar: Nurçiçek YILMAZ