Hikâye: Ekmek
Annesinin yanağına bir öpücük kondurdu. Uyandırmaya kıyamadı. Odadan çıktı.
Mutfağa girdiğinde mis gibi kokularla karşılaşmak isterdi ama annesi uyuduğu için bu mümkün olamazdı. Öğle vakti daha yeni geçmişken ne uykusuydu bu böyle?! Karnı da çok acıkmıştı. Etrafta yiyecek bir şeyler aradı ama bulamadı.
“İyisi mi şu tazecik ekmeğin ucundan koparayım azıcık.” diyerek ekmeğin ucunu, neredeyse çiğnemeden, midesine indirdi.
“Ben neden bunu güzelce dilimlemiyorum ki?” diye sordu kendi kendine. Hatta “Ben neden bunu güzelce dilimledikten sonra üstüne çikolatayla kalp çizmiyorum anneciğime?” diye sorusuna devam etti çocuk.
Dikkatlice ekmeği dilimledikten sonra çikolata kavanozunun kapağını açtı. Önce burnuna götürdü. Çikolata kokusu içini açardı hep. Sonra küçük kalpler çizdi kaşıkla ekmeklerin üstüne. Annesi ve kendisi için ikişer dilimi hazır ettikten sonra “Soğuk birer bardak süt iyi gider bu çikolatalı ekmekçiklerle.” diye düşündü.
Dolaptan sütü çıkardı, çekmeceden bardakları. Sütün beyazlığı ve soğukluğu çocuğu daha da acıktırmıştı. “Annem uyanmazsa dayanamayıp hepsini ben yiyip içeceğim bunların.” diye düşünüp gülümsedi kendi kendine. Tam da bu sırada geldi annesi mutfağa. “Neler oluyor burada?” dedi kocaman açılmış ağzıyla.
Çocuk elinde süt bardağıyla kalakalmıştı. Ama annesi onu kucaklayıp ekmeklerin olduğu masanın yanına oturttu. “Senin kalbinin bu ekmeklerden daha tatlı, bu sütten daha beyaz olduğunu nasıl kanıtlayabilirim acaba?” dedi. Çocuk kocaman açılmış kara gözleriyle sarıldı ve fısıldadı annesine:
“Ekmekleri yiyip sütleri içtikten sonra birlikte parka gidip en güzel papatyayı bulma yarışması yaparak. Ve en güzelini hiçbir zaman bulamayarak canım annem. Çünkü en güzel, en tatlı, en beyaz papatya her zaman benim kalbimin ortasında!..”
Seda BAYRAK DURGUT
Yazarİnsanın sağlıklı gelişimi ve eğitimi için sevgiye ihtiyacı vardır.Nasıl ki yeme-içme ve hava insanın fiziksel varlığını sürdürebilmesi için lazımsa aynı şekilde manevî yani ruhî varlığının devamı için...
Yazar: Editör
Adam çalar saatin tiz sesiyle yataktan fırladı. Yüzüne buz gibi bir su çarptı. Aynaya baktı. Birilerini mutlu etmek için harika bir gün, dedi.Dilini yakacak kadar kaynamış olan sütü içerken, yapılacak...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Bir karınca aniden yere konmaya karar verdi. Gökyüzünün masum ferahlığı neyine yetmemişti? Ve bir kumru. Toprağın altından kafasını çıkarmaya niyetlendi. Belli ki gözü kara, gönlü cesurdu!Bir ahtapot ...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Evcil bir hayvan olan tavşanların ömürleri 7-12 yıl arasıdır.Tavşanların rengârenk kürkleri vardır. Beyaz, kahverengi, siyah, gri ve benekli türleri vardır. Bazılarının kulakları dikken, bazılarınınki...
Yazar: Hamidullah HALICI