Hayat Güzeldir
Annemle eve yürüyorduk, mis gibi bir bahar günü. Sokağımızdaki kayısı ağacı çiçek açmış etrafa beyaz gülücükler saçıyordu âdeta. Yanından geçenler telefonlarını çıkarıp fotoğrafını çekiyorlardı ağacın. Bu manzarayı görenler gülümsemeden geçemiyordu. Ben de ağacın yanına gidip, çiçeklerine dokunmak istedim. Ağaca yaklaştıkça bembeyaz bir bulutun içine giriyormuşum gibi bir his kapladı içimi. Bahar güzeldi, hayat baharla daha da güzel...
Ağaca bakıp tefekkür ve şükür dolu duygularla eve doğru yürümeye devam ettik. Sokağın sonunda, her zamanki yerinde, minik kırmızı arabasıyla simit satan yaşlı amcayla göz göze geldik. Sıcacık simitlerin etrafa yaydığı o mis gibi kokuya fazla dayanamadım.
-Anne simit alsak ya,deyiverdim.
-Olur yavrum, dedi annem ve simitçiye dönerek iki simit almak istediğimizi söyledi.
Amca gülümseyen gözlerle simitleri poşete yerleştirecekti ki, “Biri askıya lütfen.” dedi annem. Simitçi amca simidin birini arabanın camına asılı poşetin içine koydu. Üzerinde Askıda Simit yazan kâğıdı gördüm o sırada. Daha önce nasıl olmuştu da dikkatimi çekmemişti bu yazı. Anneme dönerek:
-Anne ne demek bu askıda simit, diye sordum.
-Oğlum, karnı aç olan fakat yanında simit alacak kadar parası olmayan insanlar gelip bu poşetteki simitlerden alabiliyorlar. Ufacık bir simitle bir insanı sevindirebilmek, kendini iyi hissettirebilmek sence de çok güzel değil mi, dedi annem.
O anda hayal etmeye başladım, bizim az önce askıya bıraktığımız simidi yiyen küçük bir çocuk gülümsüyordu. Bir yandan sıcak simidini yiyor, bir yandan şükür ve teşekkürle doluyordu. Kalbimde az önce gördüğüm kayısı ağacındaki çiçeklere benzeyen çiçekler açmıştı sanki beyaz bir bulutun içinde geziyormuşum gibi...
Bir insanı mutlu etmek, onun bu dünyadaki varlığına saygı duyup teşekkür ve şükrüne vesile olmak tarif edilemez bir duyguydu. Hayat güzeldi, sevgi ve saygıyla daha da güzel...
Seda BAYRAK DURGUT
YazarHer sene Mayıs ayında İstanbul’un fethini kutlarız. Bu bizim için bir övünç vesilesidir.İstanbul’un fethi sırasında çok fevkalade hadiseler olmuştur. Tarih bu hadislerle asırlardan beri övünme hakkını...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Annesi ve babasıyla deniz kenarında yaşayan sarı saçlı bir çocukla tanışmıştım. Annesi her gün masallar okurdu ona. Ben de uzaktan onları izlerdim. Okuduğu masallardan birindeki çocuk, kâğıda minik se...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Küçük baykuş, büyük adımlarla, üzgün bir şekilde, yürüyordu. Güneş tepede gülümsüyor, baykuşun üzüntüsünü azaltmaya çalışıyordu. Ama nafile!Dolaştı minik baykuş tüm gün. Aslında ne ayakları yürümek, n...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Uzun zamandır annesini izliyordu çocuk. Annesi, gözlüğünü yakına bakarken çıkarıp uzağa bakarken takıyordu. “Anne, niye uzağa bakarken gözlük takıyorsun?” diye dayanamayıp soruverdi bir gün. “Uzağı iy...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT