GRİP VE BESLENME
"Güçlü bağışıklık sistemi sadece hastalıklardan korunmamızı sağlamaz¸ bunun yanında bireyin kendisini daha iyi hissetmesini¸ daha enerjik olmasını¸ stresle daha kolay başa çıkmasını¸ daha iyi görünmesini¸ sağlar."
Her insan doğuştan Allah (c.c) tarafından sağlam ve işler halde bir bağışıklık sistemi ile yaratılmıştır. Ancak sık hastalanma¸ çevre koşullarının uygun olmaması¸ stres¸ aşırı yorgunluk¸ uykusuzluk¸ kötü ve yetersiz beslenme¸ sigara ve alkol kullanımı¸ aşırı egzersiz gibi etkenler bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur.
Güçlü bir bağışıklık sistemi dışardan gelen her türlü bakterilerle¸ virüslerle¸ kansere neden olabilecek serbest radikallerle savaşacak durumdadır. Bunların hastalık yapmalarına izin vermez.
Bağışıklık sisteminin en birinci görevi hastalık etmenlerinin yayılmalarını engellemek ya da geciktirmektir. Bağışıklık sistemimiz yeter ki güçlü olsun. Bağışıklık sistemi yerinde olmayan bireyler hemen hastalanırlar.
H1N1 virüsünün neden olduğu gripte beslenme diye özel bir beslenme biçimi yoktur. Bağışıklık sistemimizi koruduğumuz sürece sadece bu gripten değil diğer hastalıklardan da korunmuş oluruz.
Güçlü bağışıklık sistemi sadece hastalıklardan korunmamızı sağlamaz¸ bunun yanında bireyin kendisini daha iyi hissetmesini¸ daha enerjik olmasını¸ stresle daha kolay başa çıkmasını¸ daha iyi görünmesini¸ sağlar.
Bağışıklık sistemini yavaşlatan ve artıran tüm etkenleri bilmek zorundayız. Alkol¸ sigara ve kilo alımının bağışıklık sistemini zayıflattığı herkes tarafından bilinmektedir. Bunların yanında Yapılan en son araştırmalar olumsuz düşünmenin¸ olayların iyi tarafını görmemenin de bağışıklık sistemini aşırı derecede zayıflattığını ispatlamıştır.
Yine kullandığımız her türlü şeker¸ bağışıklık sistemimizde önemli yeri olan akyuvarların görevlerini tam olarak yapamamasına sebebiyet verdiğinden bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olmaktadır. Günde 100 şeker tüketmekle bağışıklık sistemi 6 saat boyunca gücünü yarı yarıya azaltmaktadır.
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde en önemli etkenlerden birisi elbette ki dengeli ve yeterli beslenmelidir.
Beslenmenin içerisinde özellikle her türlü serbest radikallerle mücadele eden içerisinde anti oksidan madde bulunduran meyve ve sebzeleri unutmamamız gerekmektedir.
Bağışıklık sistemini güçlendiren çok sayıda besin elementi bulunmaktadır. Bunlara şöyle bir göz atalım:
B-6 vitamini¸ antikor üretimini¸ folik asit ise akyuvar yapımını artırır.
E ve A vitaminleri serbest radikallere karşı vücudu zırh gibi korur.
C vitamini savunma hücrelerinin sayılarını artırır.
Çinko¸ selenyum¸ demir vücutta enfeksiyon olduğu zaman bağışıklık hücrelerinin çoğalmasını sağlar.
Omega 3 yağ asitleri ise bağışıklık sisteminin işlevini artırarak¸ sağlar.
Bu besin ögelerinin mutlaka gıdalarla alınması gerekmektedir aksi halde doktor kontrolünün dışında tabletlerle karşılanması durumunda faydasının yanında zararları da bulunmaktadır.
B6 vitamini için tüm hububatlar¸ kuru maya¸ süt yağsız et¸ A vitamini kaynağı için havuç¸ karaciğer¸ kayısı C vitamini için özellikle nar¸ portakal¸ kivi¸ karnabahar¸ E vitamini kaynağı için özellikle zeytinyağı ve tereyağı¸ folik asit kaynağı için bulgur¸ yeşil yapraklı sebzeler¸ demir için kırmızı et¸ karaciğer¸ selenyum için kuzu eti¸ yumurta¸ çinko için karaciğer¸ buğday özellikle Malatya'da yetişen kayısılar¸ omega 3 yağ asidi için ise balık tüketilmelidir.
Görüldüğü üzere bağışıklık sisteminin güçlenmesinde tek besin ögesi değil¸ birçok besin ögeleri farklı mekanizmalarla vücudu korumaktadır. Güçlü bağışıklık sistemi için sadece portakal suyu içerek tam etki sağlanmaz; diğerlerinin de alınması gerekmektedir. Hastalandıktan sonra iyileşmek amacıyla değil¸ daha hastalanmadan sağlıklı iken alınması bağışıklık sisteminin her an her türlü saldırıya karşı tıpkı eğitimli komandolar gibi hazır halde bekletilmesi gerekir.
Aydın ADİLOĞLU
YazarEy öğrencim! Dünya sevgisinden sakın. Zira sirke saf balı bozduğu gibi dünya sevgisi de sâlih ve iyi amellerini bozar. Yetimlere, şefkat, çıplaklara elbise giydirmekle merhamet, açları doyur...
Yazar: somuncueditor
Her ilim dalı ‘hoca-talebe’ münasebetinin zorunlu olduğu süreçlere şahitlik eder. Örneğin bir ustanın dizinin dibine oturmadan usta bir marangoz olunmayacağı gibi bir kimsenin alanında uzman bir hocan...
Yazar: Fatih ÇINAR
15 Temmuz’da köprüye yürüyenler arasındaydık. Bir hafta sonra kızımın düğünü vardı ve biz düğün hazırlıklarıyla uğraşırken, hiç aklımıza gelmezdi böyle bir gecenin yaşanacağı. O akşam çocuklarla Çeng...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Kahvaltı Yapmayanların uzun vadede kolayca kilo aldıkları ¸kahvaltı yapmayanlar sadece kolay kilo almakla kalmazlar¸ kilo vermekte yada verdiği kiloları korumakta da güçlük çekerler.Çoğumuzun önemseme...
Yazar: Aydın ADİLOĞLU