Filistin’de Kadın Olmak
Filistin toprakları, yalnızca savaş ve siyasetin değil, aynı zamanda ezber bozan kadın portrelerinin de sahnesidir. Tam da bu noktada, kadınlar ikiye ayrılır dersek abartmış olmayız: Filistinli kadınlar ve diğerleri… Bu ayrım, yalnızca coğrafî ya da etnik farklılıktan öte, ruhsal bir güçle ilgilidir. Çünkü Filistinli kadınlar, hayatlarının her anını direnişin, fedakârlığın ve umudun bir parçası olarak yaşarlar.
Kadın kimliğini koruma çabası, uhrevî ve dünyevî değerlere sıkı sıkıya bağlılık, Filistinli kadınları diğerlerinden ayıran en temel unsurlardır. Onlar, sadece toplumsal bir mücadele vermekle kalmaz; aynı zamanda anne, eş ve kardeş olarak da her rolü bir direnç unsuruna dönüştürürler.
Bu kadınlar, eşi benzeri görülmemiş bir duygusal gücü temsil ederken, sevgiyle şekillenen bir direnişin çağrısı gibidir. Onlar, hayata tutunma azimlerini inançlarından ve geçmişlerinden alır; bu da onları, dünyanın dört bir yanında hayranlık ve hürmetle anılan örneklere dönüştürür.
Onlar öğretmendir. Tüm dünyaya sadakati, cesareti ve onurlu duruşu öğreten mazlum coğrafyanın mustazaf öğretmenleri. Zor şartlar altında nasıl ayakta durulacağını, yıkılmadan nasıl yürüneceğini gösterirler. Onlar, acılarını narin bedenlerine nasıl sığdırdıklarını, Müslüman dünyasının omuzlarına yüklediği o kutsal davayı nasıl taşıdıklarını anlatırlar.
Bu öğretiler, yalnızca bir direnişin değil, aynı zamanda insan olmanın, onurun ve inancın öğretileridir. Görmezden gelinmeyi, yalnız bırakılmayı ve ihaneti tüm insanlığa haykırırlar. Ne yazık ki, koca bir dünya sanki sağır olmuş gibi duymaz onların sesini, kör olmuş gibi görmez bu direnişi.
Her biri hemen yanı başımızda, destanlarını yazmaya devam ediyor. Kimsenin silemeyeceği derin izler bırakıyorlar. Hunharca katledilen bebeklerini bağırlarına basarken bile birer asalet anıtı gibi duruyorlar. Gözlerinden süzülen her damlayı tohum misali toprağa ekiyorlar; bilirler ki o tohumlar umut olup filizlenecek. Sevda olup Arş-ı Ala’ya yükselecek. Filistinli kadınlar, kaybettiklerinin yasını tutmanın ötesinde, her kaybı yeniden doğuşun habercisi olarak kabul ediyorlar. Onların gözyaşları, direnişin en sessiz ama en güçlü nişanesidir.
Bu dik duruş, sadece kendi özgürlükleri için değil, gelecek nesillerin umudu için verilen bir mücadeledir. Zira bu direniş, bir neslin özgürlüğünden daha fazlasını ifade eder. Adalet, insan hakları ve evrensel bir onurun mücadelesidir. Filistinli kadınlar, insan hakları, çocuk hakları ve kadın hakları sözleşmeleri gibi kâğıt parçalarını bir Osmanlı tokadı gibi çarparlar dünyanın yüzüne. O kâğıtlarda yazan maddelerin koca bir martaval olduğunu haykırırlar sözde insanseverlere.
Yediğimiz bu tokat, bizi kendimize getirir mi? Sarsar mı en derinden? Dert sandığımız şeylerin aslında ne kadar yüzeysel olduğunu fark eder miyiz? Ömür sermayemizi ne uğruna harcadığımızı sorgular mıyız? Filistinli kadınların kalplerinden taşan imanın zerresinden nasiplenebilir miyiz? Bu sorular, sadece bir vicdan muhasebesi değil, aynı zamanda bir insanlık sınavıdır. Bu kadınlar, mazlum bir coğrafyanın yükünü omuzlarken, aynı zamanda tüm insanlığın sessizliğini de taşırlar.
Filistinli kadınlar, insanlık tarihinde silinmeyecek izler bırakmaya devam edecektir.
Ne mutlu onlara ki davamızı öksüz bırakmadılar. Ne mutlu onlara ki diğerleri gibi olmadılar…
Gülşen CANPOLAT
Yazar"Hayâ imandandır." hadisiyle başlayalım söze.Edep ve hayâ, toplumsal hayatın en önemli değerlerindendir. İnsanların birbirlerine ve çevrelerine karşı saygılı, ahlaklı ve ölçülü davranmalarını sağlayan...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Adamın birisi, hanımı ile hiç geçinemez. Evde her gün basit şeyler yüzünden tartışma olur. Adam, bu tartışmalardan bıkıp artık ayrılmak ister. Bunların münakaşaları yüzünden zamanla iki tarafın ailele...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Evlilik, hayatın en özel ve en önemli adımlarından biridir. İki insanın bir araya gelerek birbirlerine olan sevgi, saygı ve bağlılıklarını taçlandırdığı bir yoldur. Ancak, mutlu bir başlangıcın ardınd...
Yazar: Gülşen CANPOLAT
Türkler nasıl diyen baksın tariheViyana önünde şan vermişiz şanİşgal diyenler de baksın fetiheEziilmiş halklara, can vermişiz canKişnemiş atımız Tuna boyundaMasayı kurmuşuz her bir oyundaAltay sırtlar...
Şair: Hulusi TATAR