Esmâ-i Nebî: Emîn
Emîn: Güvenilir Muhammed (S.A.V.)
Peygamberlerin hepsi güvenilir insanlardı ama Hz. Peygamber (s.a.v.) “El-Emîn” idi. Gençlik yıllarından itibaren Mekke'de güvenilir olarak tanındı. Yirmi beş yaşına geldiği zaman etrafındakiler O'na ismiyle değil bu sıfatıyla yani “El-Emîn” diye hitap ediyorlardı.
Peygamberlik gelmeden beş yıl önce Kâbe'nin tamiri esnasında Hacerü’l-Esved'in yerine konulmasında Kureyş Kabilesi arasında çıkan anlaşmazlıkta problemin çözülmesi, ertesi gün Kâbe'ye ilk girecek şahsa bırakılmıştı. Tam o esnada Hz. Muhammed (s.a.v.)'in geldiğini görünce “El-Emîn” geliyor diyerek hepsi neşelenmişti. Çünkü O, âdaletle davranırdı; güvenilirdi. Mübarek hırkasının üzerine koyduğu taşı, hırkanın dört tarafından tutan kabile temsilcileri kaldırmış; O da yerine koymuştu.
Mekke halkı en kıymetli eşyalarını O’na teslim ederlerdi. O, muhafaza ederdi. Sahipleri istediği zaman da eksiksiz bir şekilde iade ederdi. Medine'ye hicret edeceği gece evden çıkmadan, yanında bulunan emanetleri Hz. Ali'ye teslim etmiş; ertesi gün sahiplerine vermesini istemişti. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Hz. Ali'ye teslim ettiği bu mallar, akşam evini kuşatan, kendini öldürmek isteyen müşriklere aitti. Ama O, asla hıyanetlik yapmadı.
Güvenilir ve Emniyetli Hz. Peygamber (s.a.v.), sahabîlere daima güvenilir olmayı telkin ederdi. Emanete hıyanetlik etmenin münafıklık alâmeti olduğunu söylerdi. Sahabe-i kiram efendilerimiz, O’nun güvenilir oluşu sayesinde İslâm'ın güvenlik şemsiyesi altına girmeyi kabul etmişlerdi. Ve O'na sonsuz bir güvenle bağlanmışlardı.
Editör
YazarÇocukluk, insan gerçeğinin en önemli safhasını ve ilk basamağını oluşturur. Sonrasında hayata attığımız her adımda bu ilk evrenin izi çıkar karşımıza. Çünkü kişiliğin oluşmasındaki maya ve öz, çocuklu...
Yazar: Asuman DÜZGÜN
“En-Nakî” ismi, ruhen, bedenen, ahlâken ve amelen tertemiz olan bir zatı ifade eder. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hayatı, bu ismin mükemmel bir tecellisi olarak karşımıza çıkar. O, sadece zahirî temizlik...
Yazar: Editör
Zulme karşı, durmaksızın, savaştık;Asla yılmadık biz, dağları aştık!Medeniyet denen ufka ulaştık;Yiğidi, merdiyle bu vatan bizim!..Vursalar başımı taşlardan taşa;Hiçbir vakit, ağu katmam ben aşa!Nice ...
Şair: Ekrem KAFTAN
Anadolu’da İslâm dininin ve ahlakının yayılmasında tasavvuf kültürünün ve tekkelerin önemli bir yeri vardır. Anadolu’nun fethinden önce sûfî meşrep tüccarlar, gayrimüslimlerin yaşadığı şehirlere gider...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL