ESKİLERDEN NASİHAT: YEMEK ÂDÂBI
Bugün modern dünyada unuttuğumuz birçok âdap ve davranışlardan biri olan yemek ve yemek âdabını yeniden hatırlamak maddî ve manevî anlamda hayatımıza birçok zenginlik katabilir. Bu yazımızda, Osmanlıca bir kitabın sayfalarından okuduğumuz yemek âdabını, günümüz Türkçesiyle paylaşmak istedik: Yemekten önce elleri yıkamak bağışlanmaya sebeptir. Yemekten sonra elleri yıkamak fakirliği def eder. Aynı zamanda gözleri kuvvetlendirir. Sofrada sol ayak üzerine oturup sağ dizi dikmek peygamberlerin sünnetlerindendir. Çok yemek, kalbe kasvet ve gaflet verir, ibadette tembelliğe yol açar. Yemeği tek başına, gizlice yiyen kimse halkın nazarında aşağılık ve cimri olarak tanınır. Yemekten önce Bismillah ve sonrasında Elhamdülillah denildiği zaman o yemek nur olur. Mübarek kabul ettiğimiz ekmeği tek elle bölmemeli çünkü bu, kibir sahiplerinin âdetlerindendir. Yemekten önce ve sonra tuz kullanmak yetmiş türlü hastalığa devadır. Lokmayı küçük almalı ve iyice çiğnedikten sonra yutmalı, daha sonra diğer lokmayı ağza almalı. Ekmeği ve eti zaruret durumu olmadıkça bıçakla kesmemeli. Eve misafir geldiğinde mümkün mertebe büyük bir kapta yemek yemeli çünkü bu bereketi artırır. Yemek yerken kendi önünden yemeli. Ekmeğin, kâsenin, tabağın ortasından yememeli. Yemek yerken bir kimsenin elinde ekmek kırıntısı düşecek olsa onu atmayıp, temizledikten sonra yemeli. Bu; kazancın, bereketin, sağlığın artmasına vesile olur. Soğutmak için sıcak lokmaya, yemeğe nefes verip üflememeli. Soğuması için beklenmeli. Aceleyle yemek yememeli. Yemek kabının kenarına ağzını sürmemeli. Parmaklarını yemek kabının üzerine silmek edep dışı bir harekettir. Belki yalayabilir, yalamak sünnettir. Hurma, zerdali gibi sayılabilen şeyler yeniyorsa tek yenilmeli, çift yenilmemeli. Bunların çekirdekleri sağa sola atılmamalı. Çekirdekler bir yerde toplanmalı. Yemek esnasında su çok içilmemeli. Su içilmeden önce kabın içine bakılmalı ki yabancı bir madde olmasın. Suyu üç nefeste içmeli. Su içilen kabın içine hohlanmamalı. Bir mecliste oturanların yüzleri birbirine dönük olmalı. Meclise arkasını dönmemeli. Yemek yediği kabı her defasında ağzından uzaklaştırdığında önce Bismillah sonra Elhamdülillah ve en sonunda Elhamdülillahi Rabbü’l-âlemin demek gerekir. Kâse, kıble yönüne konulmalıdır. Ve kâse parmakla temizlenmelidir. Yemekten sonra dişler bir lokma ekmek ile soğutulduktan sonra kürdanla temizlenmeli. Kürdan zaruret miktarı kullanılmalı. Kürdan kullanımından önce diş arasında kalan yiyecekler yenilmeli. Kürdanla çıkarılan şeyler yenilmemeli. Uygun olmayan şeyler kürdan olarak kullanılmamalıdır çünkü bazı nesneler dişlere hastalık verir. Dişleri ilaca muhtaç hâle getirir. Yemeğe herkesten önce el uzatılmamalıdır. Yemekte yaş, bilgi ya da başka sebeplerle üstün olan kimselerin huzurunda sükût edip dilini muhafaza eylemek gerekir. Yemek esnasında güzel sözler söylemeli. Yemekte bulunan arkadaşlara zaman zaman bakıp ekmeği ve yemeği onların tarafına sürmek gerekir. Eğer misafir yemeği çekinerek yiyorsa ev sahibi ısrar etmeli fakat üç defadan fazla ısrar ve zorlayıcı ifadelerden de kaçınmalı. Yemek yerken başkasının lokmasına bakmamalı. Yemeği herkesten önce terk etmemeli. Eğer yemekte zorlanıyorsa arkadaşlarından özür dileyerek müsaade istemeli. Misafirler karınlarını doyurana kadar sofradan ayrılmamak gerekir. El yıkama faslına yemekten önce küçükten, yemekten sonra büyükten başlamalı. Aynı kapta el yıkamalı.
Vedat Ali TOK
YazarAdamın biri, oğlunu Bağdat’ta yaşadığı söylenen çok arif, âlim bir zâtın yanına verip yetiştirmek istemiş. Anadolu’dan kalkıp âlimin yanına gitmişler. Gittikleri yerde çok hoş karşılanmışlar. İkramlar...
Yazar: Selçuk ALKAN
Geleneksel edebiyatımızda yani Divan ve Halk edebiyatlarında sevgilinin tasviri yapılırken birtakım benzetmeler ve mazmunlar dikkat çekicidir. Bunlar bugünün okuyucusunun, dinleyicisinin hayal dünyası...
Yazar: Vedat Ali TOK
“İyilik et denize at, balık bilmezse Hâlık bilir. İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır. Sağ elinin verdiğini sol elin görmesin. Yaptığın iyiliği başa kakma.” Milletle...
Yazar: Vedat Ali TOK
Şeyyâd Hamza (13. yüzyılın sonu?-14. yüzyılın ikinci yarısı?)Senün aşkun kamu derde devâdur yâ RasûlallahSenün katunda hâcetler revâdur yâ RasûlallahSenün nûrun gören gözler ne ay gözler ne yılduzlarN...
Yazar: Vedat Ali TOK