El Emeği Göz Nuru
Ödevimi bitirmenin mutluluğu içinde çalışma masamdan kalktım. Anneme biraz yardım etmek istiyordum. Akşama elde makarna kesecektik. Unun hamur olması, hamurun oklava yardımı ile açılması, yufkanın ince kesilerek erişte haline getirilmesi bana eğlenceli geliyordu. Annemi mutfakta ararken oturma odasında elinde bir tülbent ve oya ipleri ile buldum. Sordum,
-Ne yapacaksın bunlardan anne?
-İğne oyalı bir tülbent yapacağım.
Sonra iğneye ip geçirip, başladı iğneyle tülbentte düğümler atmaya.
Sordum;
-Ne zaman biter peki?
-Hemen bitmez Beyzanur. Günlerce sürebilir. Sonunda kenarları çiçek dolu bir tülbentte dönüşecek.
-Olamaz! Çok mu uzun sürecek!
-Bütün işler emek ister yavrum. Bazıları ise emeğin yanında, sabır ve dikkatte gerektirir. Benim tülbent gibi. Yapımının zaman aldığı, sabır isteyen bu gibi işleri anlatmak için el emeği, göz nuru deyimini kullanırız.
Annem bir yandan tülbentte iğneyi batıp çıkarıyor bir yandan da bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Benim aklım ise kesilip, akşama yenilecek olan makarnadaydı. Üzüntülü bir ses tonuyla,
-Bu tülbent bitmeyecek! Hani makarna kesecektik.
Annem elindekini bir kenara koyu;
-Bugün bitirmem gerekmiyor, boş vakitlerimde yapacağım Beyzanur. Haydi mutfağa…
Bir oh çektim..Annemin iğne oyası yapacağını düşünmeye başlamıştım çünkü. Annem hamuru yoğururken yüzüm gülüyordu.Elime oklavayı aldığımda kendimi aşçı gibi hissettim. İçimden 'Aşçı Beyzanur iş başında, yılmadan sabırla ve sevgiyle çalışacağım.' dedim Yufka açarken biraz zorlandım. Annem ise seri şekilde erişte keserken mutluydu.Onun emek vererek, sevgiyle yemek yapışını seyrettim.
Anladım ki emeksiz bir şey olmuyor.Makarna pişerken gözlerimi tencereden alamadım.Çıkan buharı bile gözüme hoş geliyordu. Makarnadan tatmamıştım ama çok lezzetli olduğunu düşünüyordum. Yapılışında benim de emeğim vardı çünkü.
Emine Yılmaz DERECİ
YazarDedemlerin bizi ziyaretinin ikinci günüydü. Dedem her fırsatta Peygamberimiz’i anlatmaya devam ediyordu. Hadislerin, Peygamberimiz’in sözleri, sünnetleri ise yaptıkları olduğunu hemen kavramıştım. Pey...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Esen ılık rüzgâr kendini saran dış yapraklarına değiyor açması için onu teşvik ediyordu.- Aç küçük tomurcuk, korkma!Yapraklarını sıkı sıkı kapatmış rüzgârı dinliyordu. İçinde ki korkuyu atamıyor, bir ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Her sene kış aylarını bizlerin yanında geçiren dedemler bu sene köydeki evlerinde kalmayı tercih etmişlerdi. Bunun sebebi geçen sene aldıkları ve satmaya kıyamadıkları inekleri Şirin ve kedileri Taşkı...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Sevgili arkadaşlar,insan Allah'ın yarattığı canlılar arasında en üstün ve mükemmel olanıdır. Çünkü onlara diğer canlılara verilmeyen başta akıl nimeti olmak üzere sayısız nimetler verilmiş ve sorumlul...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN