Edebiyatı Sevdiren İlk Kaynaklar Antolojiler
Şair ve yazarların eserlerinden seçilen metinlerin toplandığı antolojiler, sanatı ve bilhassa edebiyatı sevdirmede ve edebî zevkin yükselmesinde büyük bir önem taşıyor.
Eski adı ‘güldeste’ olan antolojiyi ilk olarak ne zaman ve nerede gördüm, alıp okudum; doğrusu tam olarak hatırlamıyorum. Ama büyük ihtimalle ortaöğretim yıllarında olmalı. Zira duvar gazeteleri hazırlıyordum ve panoya asılacak şiirleri seçmek için antolojilere de bakıyordum. Bilâhare güldesteleri daha bilinçli şekilde takip etmeye, onları arayıp bulmaya ve içlerindeki şiirlerle nesirleri okumaya başlayınca bu kitapların esasen bir hazine olduğunu fark ettim. Ehil kimseler tarafından özenilerek hazırlanan antolojiler, hem edebî ürünlerle rahat bir şekilde buluşmamızı sağlıyor, hem de okuyucuya belli bir sanat zevki ve estetiği aşılıyordu. İlk ciddî antoloji çalışmasına 1980’lerde katıldım. Ankara’da okuyan aziz dostum Sadık Yalsızuçanlar, beni telefonla arayarak bir şiir antolojisi hazırladığını, İstanbul’daki şairlerden şiir seçip kendisine göndermemi istemişti. O zaman böyle mütevâzı bir çalışmada kendimi buldum. Beğendiğim, sevdiğim bazı şiirleri seçip yolladım. Yalsızuçanlar’ın hazırladığı kitap, Yeni Şiir Antolojisi adıyla yayımlanmıştı.
Kaplan Hoca’nın Antolojileri
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde okurken merhum hocamız Mehmet Kaplan’ın asistanlarıyla birlikte antolojiler hazırladığını duymuş ve çok sevinmiştik. Sonra bu antolojiler yayımlandı. Ben o zaman hepsini hemen aldım. İsimleri şöyleydi: Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi (4 cilt), Millî Mücâdele Devrin Kalemlerinin Gözüyle (2 cilt), Atatürk Devri Türk Edebiyatı (2 cilt), Atatürk Devri Fikir Hayatı (2 cilt) Mehmet Kaplan Hoca bu eserleri Birol Emil, İnci Enginün, Zeynep Kerman, Abdullah Uçman, Necat Birinci, Sema Uğurcan ile hazırlamıştı. Hocanın tek başına hazırladığı Şiir Tahlilleri ve Hikâye Tahlileri ise güldesteden ziyade inceleme ve tahlil kitaplarıydı. Antolojilerin ne kadar önemli olduğunu anlayınca yayımlanmış olan kitapları arayıp bulmaya ve kütüphaneme kazandırmaya çalıştım. Kaplan Hocamızın eserlerinden sonra ilk olarak incelediğim seçkin antoloji, Kenan Akyüz’ün Batı Tesirinde Türk Şiir Antolojisi idi. Alanında en iyi güldestelerden biridir.
Zordur Antoloji Hazırlamak
Bütün ciddî işler gibi antoloji hazırlamak da aslında zordur. Zira sadece sınırlı bir dönemi değil bazen koca devirleri ele alıyorsunuz. Yüzyıllara yayılan edipleri araştırıyor, şiir ve nesirlerini seçiyorsunuz. Büyük bir müktesebatınız, kuşatıcı bilgi dağarcığınız olmalı. Üstelik kucaklayıcı olmak zorundasınız. Mümkünse kimseyi küstürmemeye çalışmalısınız. Nihayetinde ortalama bir edebiyatseverin beğenisine bu metinleri sunuyorsunuz. Takdir eden de olabilir, beğenmeyen de… Antolojilere okuyuculardan ziyâde bu derlemelere girme şansını elde edememiş şair ve yazarlardan büyük tepki gelir. Bazen bu tenkitler ağırlaşır hatta güldesteyi hazırlayanın edebî yetersizliğinden dem vurulur, sanattan anlamadığı iddia edilir. Öyle ya, şayet anlasaydı şu şair ve yazarları alıp, öteki edebiyatçıları dışarıda tutar mıydı? Bu suçlamalar genellikle haksız ve yersizdir, hatta açık söylemek gerekirse hazımsızlığın, kıskançlığın ve kifayetsizliğin izlerini bile taşıyabilir. Tabiî ki, antolojiyi hazırlayanın belli bir şiir ve nesir zevki vardır. Çıtayı da kendince yüksek tutmuştur. Ama farz edelim ki sevdiği şairleri biraz kayırmıştır. Veya gönlünde yer tutan edipleri kitabının sayfaları arasına almıştır. Buna kim ne diyebilir ki?
Sakince Savunma Yapmak
Doğrusu antolojici, etrafını ateş çemberi alsa da, türlü hücumlara uğrasa da asla yılmamalı. Zira bu hizmetlerin faydalı, kalıcı ve hayırlı olduğuna inananlardanım. Çok zor bir işe kalkışılmıştır. Meselâ, şiir antolojisi hazırlanacaktır. Ahmed Yesevi’den, Yûnus Emre’den başlanır, Dîvân şairleri sıraya girer, tasavvuf-tekke şairlerimiz ve halk ozanlarımız da var. Sonra yeni şiire sıra gelecektir. Tanzimat şairlerinden Şinasi’den, Ziya Paşa’dan, Namık Kemal’den, Abdülhak Hâmit’ten başlanır Servet-i Fünun devrine gelinir. Ara Nesil, Fecr-i Âti, Millî Mücâdele ve Cumhuriyet devri şairleri… Garip Akımı, 50 Kuşağı, Hisar Şairleri, İkinci Yeni derken günümüze kadar getireceksiniz listeyi. Aman Allah’ım ne kadar zor ama aynı zamanda zevkli bir iş. Zira şiirle yatıyor, şiirle kalkıyorsunuz artık. En iyi şairlerden en güzel şiirleri seçip bir kenara koyuyorsunuz. Antoloji biter, yayımlanır, heves ve heyecanla beklersiniz. O da ne! Şimşekleri üstünüze çekmişsiniz, fırtınalar kopar, yıldırımlar çakar, kar-bora yağar! Etraf toz duman! Hakikat bu. Zira antolojiye giremeyenler size var güçleriyle dörtnala saldırmakta. Yapacak bir şey yok. Hücumları cansiperane göğüsleyecek ve kendinizi sakince müdâfaa edeceksiniz.
Kimseye Yaranamamak
Sanmayınız ki antolojiye girme bahtına erişenler gayet memnundur. Bir kısmı ellerini ovuştursa da bazıları feveran eder. “Efendim benden izin almadan niçin şiirimi/şiirlerimi alıp kullandı. Bakalım izin veriyor muyum? Hazırlayan kişi acaba benim şöhretimden istifade ederek para kazanmak mı istiyor?” gibi sitemler, serzenişler ve suçlamalar da gelebilir. Bazıları hızını alamaz, dava açar. Mahkemelerin işi azmış gibi bu alanda da dava görülür. Şairler, antoloji hazırlayanlar ve yayıncılar mahkemelere taşınır durur. Bu kavgaların bir kısmı medyaya da yansır, bizim acar gazeteciler için hoş bir polemik ve şenlikli konu çıkmıştır. Bazen sulh olur, bazen de cezalandırma yoluna kadar gidilir. Eskiden antoloji hazırlamak daha rahattı. Meraklı olan herkes odasına kapanır, şiirleri ve nesirleri seçer, kerli ferli güldestelere imza atardı. Şimdi öyle mi ya! Yeni bir telif kanunu çıktı. Artık şairinden izin almadan antolojiye bir şiirini bile ekleyemezsiniz. Habersiz koyarsanız başınıza iş açarsınız. Rivayete göre bu tür davalarda şairlere ödenen tazminat, antolojiden kazanılan paradan da fazla imiş! Bundan dolayı uzun zamandır kimse antoloji hazırlamaya yanaşmıyor. Peki, iyi mi oldu? Bence hayır! Hiç olmazsa bazı resmî kurumlar antoloji hazırlasa! Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Dil Kurumu ve bazı belediyeler gibi… En azından bu sahadaki boşluk kısmen giderilmiş olur, düşünenler çıkar inşallah.
Yıllar önceydi ismi lâzım değil bir dostum yayınevi kurmuştu. Benden de bir antoloji hazırlamamı istemişti. “Peki” demiş ve kolları sıvamıştım. Ne kadar çok uğraştığımı dünmüş gibi hatırlıyorum. Yorucu çabanın ardından güldesteyi tamamladım ve dosyayı götürüp yayıncıya teslim ettim. Aldı, baktı, inceledi. Sonra bana dönüp antolojiyi yayınlayamayacağını söyledi. Sebebini sorunca da şunu öğrendim: Meğer antolojide yer alan yüzlerce şiirden sadece birini beğenmemiş. Gerekçeye bakın. Tek bir şiir yüzünden o emeklerim boşa gitti. Hakâkaten hâlâ o emeğime acırım. Hâlbuki en fazla, istenmeyen o şiir çıkartılabilirdi veya şairinden başka bir şiir seçilebilirdi. Ama sanırım o şiir bahaneydi, taze yayıncımız bu hevesinden vazgeçmişti. O emeğin karşılığında bana tek kuruş ödenmemişti. Ne diyelim, yine de helâl hoş olsun.
İhtisas Antolojileri
Bu arada meslek kuruluşlarına, temalara veya şehirlere, bölgelere göre hazırlanan antolojilere de çok sık rastlanılır. Tabip şairler, hukukçu edebiyatçılar, hanım şairler-yazarlar, anne şiirleri, Kerkük şairleri, Elazığ şairleri, Karadeniz şair ve yazarları gibi güldestelere de rastlamak mümkün. Öte yandan Dergâh, Edebiyat Ortamı, Dil ve Edebiyat, Varlık ve Türk Edebiyatı gibi dergilerin, bünyelerinde bulunan şair ve yazarlara dönük antolojiler hazırladıkları da görüldü. Dergileri devamlı takip edemeyen okuyucular için bu çalışmaların son derece faydalı olduğu aşikâr. Velhâsıl antoloji meselesi, üstünde durulması gereken mühim bir konudur. Keşke Türkiye’de antolojiler hakkında açık oturumlar düzenlense, araştırmalar yapılsa, hatta tezler hazırlansa… Çok güzel ve önemli fikirlerin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Bu konuyla alâkalı olarak özetle şunu söylemek isterim: Şayet yayınevlerinde satışı devam eden antolojiler bulursanız durmayın hemen alın. Yoksa o zaman yolunuz sahaflara düşecek demektir. Zira eski güldesteleri sahafların o büyülü raflarında görmek ve ucuz fiyata almak mümkün. Böyle antolojileri/güldesteleri görünce de kaçırmayıp hemen edinmek gerek. Ondan sonra şiire hasret duydukça bu kitaplardan çok güzel şiirleri bulup okumak mümkün. Son sözüm: Şair ve yazarlardan uzak kalmayın, şiirden ve nesirden de…
BAŞLICA ANTOLOJİLER (alfabetik sırayla)
Batı Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi (Kenan Akyüz), Berceste (Ekrem Ayyıldız), Cumhuriyet Döneminde Türk Şiiri (İlhan Geçer), Çağdaş Azerbaycan Hikâyeleri Antolojisi (Yusuf Gedikli), Çağdaş İslâmî Şiirler Antolojisi (Mustafa Miyasoğlu), Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (Memet Fuat), Dünyanın En Güzel 100 Şiiri (Halil Gökhan), Edirne Şairleri (Rıdvan Canım), Filistin Şiirleri Antolojisi (Nurettin Durman), Genç Neslin En Güzel Hikâyeleri (Yaşar Nabi), Güfte Şairleri (Mehmet Turan Yarar), Güldeste (Ali Erkan Kavaklı- Mehmet Elçi), Gül Şiirleri Antolojisi (Mustafa Miyasoğlu), Güzel Yazılar-Gezi-Hatıra (Heyet), Güzel Yazılar-Hikâyeler (Heyet), Güzel Yazılar-Romanlar (Heyet), Hamasi Türk Şiirleri Antolojisi (Fahri Ersavaş), Hoş Bir Sâdâ (Sıtkı Çoban), Irak Muasır Türk Şairleri Antolojisi (Suphi Saatçi–Ziyat Akkoyunlu), İstanbul Güldestesi (Ahmet Kabaklı), Kahramanmaraşlı Şairler (Ramazan Avcı), Kerkük Güldestesi (Suphi Saatçi), Marşlarımız (Leylâ Deliorman), Memleket Şiirleri Antolojisi (Osman Atillâ), Mevlâna Güldestesi (Feyzi Halıcı-Bahar Gökfiliz), Mevlâ Şiirleri (Hasan Ali Kasır), Modern Türk Edebiyatında 99 Hikâyeciden 99 Hikâye (Selim İleri), Peygamber Şiirleri (Hasan Ali Kasır), Rumeli Motifli Türk Şiiri Antolojisi (Ahmet Emin Atasoy), Şaheserler Antolojisi (Sedat Umran-Hasan Akay), Şiir Defteri (Vasfi Mahir Kocatürk), Tanzimat Edebiyatı-Antoloji (Şemsettin Kutlu), Türkçe Şiirler Antolojisi (Mehmet Ay), Türk Hikâye Antolojisi (Yaşar Nabi-Mustafa Baydar-Sunullah Arısoy), Türk Kahramanlık Şiirleri Antolojisi (Osman Atillâ), Türk Nesir Antolojisi (Muzaffer Reşit), Türk Öykü Antolojisi (Mehmet Hengirmen), Türk Romanından Altın Sayfalar (Selim İleri), Türk Şairleri (Sadeddin Nüzhet Ergun), Türk Şiiri Antolojisi (Mehmet Çetin), Yenileşme Dönemi Türk Şiiri ve Antolojisi (Şerif Aktaş), Yeni Öykü Antolojisi (Taha Çağlaroğlu), Yeni Öyküler (Halil Gökhan), Yeni Şiir Antolojisi (Sadık Yalsızuçanlar), Yeni Şiirimiz (Sabahattin Batur), Yeni Türk Edebiyatında Öykü (Ömer Lekesiz), Yirminci Yüzyıl Türk Şiirinden Seçmeler (N. Ziya Bakırcıoğlu), Yunus’tan Bugüne Türk Şiiri Antolojisi (H. Fethi Gözler), Yüz Yıllık Türk Şiiri Atlası (Özcan Ünlü)
Mehmet Nuri YARDIM
Yazar
Benim yaşıtlarım iyi hatırlar. Geçmişte bu kadar çok fazla çocuk kitabı yoktu. Hatta bazı kitapçılarda sadece ders ve yardımcı ders kitapları satılırdı ama çocuk kitapları deyince sadece Ömer Seyfetti...
Yazar: Mehmet Nuri YARDIM
Tarık Buğra Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının en çok konuşulan, hakkında değerlendirmeler yapılan ve özellikle güçlü romancılığı vurgulanan bir yazarımız. Küçük Ağa, İbişin Rüyası, Dönemeçte ve Yağm...
Yazar: Mehmet Nuri YARDIM
Anadolu’nun mütevâzı ilim, fikir, irfân, sanat ve inanç mekânları vardır. Buraları muazzam binalar sanmayın. Bahsettiğim yerler, çarşı pazarlarda olan küçük esnaf dükkânlarıdır. Ama genelde sahiplerin...
Yazar: Mehmet Nuri YARDIM
Ölüm haktır ve muhakkaktır. Hepimiz için, bütün Müslümanlar, hatta bütün insanlar için bu gerçek böyledir. Mademki bu mukadder akıbetten kaçış yok. Akıllı olan kişi ölümden korkacağına görevlerini hat...
Yazar: Mehmet Nuri YARDIM