ÇİÇEKSİZ BAHAR
Yâ Rab¸ ihlâs ile yalvarıyorum¸ Şuursuz¸ sabırsız "kul" etme beni. Verdiğin nimetler saymakla bitmez¸ Ne olur şükürsüz "dil" etme beni. Bir mısra uğruna ömrümü verdim¸ Diyemem ki artık şiire erdim¸ Anbean¸ günbegün kelime derdim¸ Hezeyandan farksız "kal" etme beni. Be hey dostum olmaz çiçeksiz bahar¸ Meyvesiz ağaçta bulunmaz hüner¸ Ne çocuklar oynar¸ ne kuşlar tüner¸ Kalbi paramparça "dal" etme beni. Nefsine kapılıp şerre savrulan¸ Hasedinden gece-gündüz kavrulan¸ Bîkarar davranıp her dem çevrilen¸ İlimsiz¸ îmansız "dil" etme beni. Sükûtî’yi kılma ukbâda zelil¸ Dünyada kılsan da çileye ehil¸ Sen’den gayrisine vermedim meyil¸ Elin peteğine "bal" etme beni...
Hızır İrfan ÖNDER
YazarYavuz Sultan Selim’in kısa süren saltanatından sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçen oğlu Kanûnî Sultan Süleyman da babası ve dedeleri gibi tasavvufa meyilli bir padişahtı. Hatta o tasavvufa meyli ba...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Ramazan ayının kalan yarısını idrak ederken, bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni ve Ramazan’ın bitimiyle de bayramı yaşayacağız inşaallah. Bu mübarek günler, hayırların tavsiye edildiği ve mü’minle...
Yazar: Raziye SAĞLAM
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Daha çok küçükken rahmetli dedem beni sık sık sevindirirdi. Yattığım odadan salona kadar geçeceğim yola aralıklarla bir bir bozuk ve kâğıt para koyardı. Sonra da seslenerek beni çağırırdı. "Tarık, ge...
Yazar: Erdal KARASU