BU VATAN BİZİM
Millî şairlerimizden Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin” adlı şiirinden iki dörtlükle yazımıza başlayalım. Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir. Tarihin dilinden düşmez bu destan, Nehirler gazidir, dağlar kahraman, Her taşı bir yakut olan bu vatan Can verme sırrına erenlerindir. Sevgili çocuklar; Bu dünyada bizim için en kıymetli varlıklardan biri de güzel vatanımızdır. Vatanımıza olan sevgimiz asırlardan beri devam etmektedir. Türk milleti olarak vatanımız için hiçbir fedakârlıktan geri kalmayız. Yeri geldiğinde vatanımız için birbirinden güzel destanlar söylemiş, türküler yakmışızdır. Can vermek gerektiğinde ise binlerce şehit vermekten de kaçınmamışızdır. Vatan olmazsa yaşamanın tadı mı olur? Bağımsız olmayan bir vatan, orada yaşayanlar için zindan haline gelir. Vatan sevgisi sadece kuru bir lâftan ibaret değildir. O sevgiyi gönlümüzün derinliklerinde duyar ve hissederiz. Biz vatansever bir milletiz. Düşmanlarımız, zor durumda kaldığımızda vatanımız için neler yaptığımızı; canımızı vermekten çekinmediğimizi çok iyi bilirler. Sevgili çocuklar; Biz, bu güzel vatan için canlarıyla ve kanlarıyla nice destanlar yazan bir milletin evlâdıyız. Vatana olan sevgimizi, yapacağımız faydalı çalışmalarla ispatlayabiliriz. Yaşı, görevi ne olursa olsun, herkesin bu güzel vatan için yapması gereken işler vardır. Tarihi şan ve şerefle dolu bir milletiz. Atalarımız vatan, millet ve inançları uğrunda her türlü zorluğa göğüs germiş, gerektiğinde canlarını vermekten çekinmemişlerdir. Bizler de Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki şu tavsiyesine dikkat ederek sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz: Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı. Vatanı korumak hem millî hem de dinî bir görevdir. İslâm dini vatan savunması için savaşmayı ibadet saymıştır. Bunun için her zaman hazırlıklı olmamızı emretmiştir. Vatan savunmasına önem veren atalarımız yeri geldiğinde bu görev için cepheye gitmeyi şerefli bir görev saymışlardır. Vatan savunmasına katılmakla dinimizi, bayrağımızı, vatanımızı ve namusumuzu korumuş oluruz. Bunlar bizim vazgeçemeyeceğimiz değerlerdir. İslâm dini vatan savunmasından kaçmayı büyük günahlardan saymıştır. Peygamberimiz, vatanın savunması için nöbet bekleyenlerin gözlerini cehennem ateşinin yakmayacağını müjdelemiştir. Güzel vatanımız için gece gündüz demeden çalışmalı, elimizden gelen fedakârlıkları esirgememeliyiz. Yazımıza Mehmet Akif Ersoy’un iki dizesi ile son verelim: Sahipsiz olan memleketin batması haktır; Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.
Sırrı ER
YazarHer yıl olduğu gibi, eylül ayının yarısı gelince yaz tatili bitmiş ve okullar açılmıştı. Mustafa beşinci sınıfa başlamıştı. Dört yıl ne kadar da hızlı geçmişti. Birinci sınıfa başladığı ilk günler; o ...
Yazar: Sırrı ER
Ortalık şenlenir bahar gelinceÇiçekler yağmurla yıkar yüzünüÇözülür dağların beyaz saçlarıKuş sesleri doldurur her yanıSevgili çocuklar;Sizi bilmem ama ben en çok ilkbaharı severim. Tabiatın yeniden d...
Yazar: Sırrı ER
Sevgili çocuklar;Yaklaşık olarak 700 yıl tarih sahnesinde yer alan, Osman Bey’in kurduğu küçük bir beylikten cihan imparatorluğuna uzanan müthiş bir başarı hikayesi…Yedi asır süren ömründe 36 padişah ...
Yazar: Sırrı ER
Sevgili çocuklar;Bir yıl daha geçti. 2024’teki sevinçler, üzüntüler, mutluluklar, başarılar, özlemler… Hepsi terk etti bizi birer birer. Giden yıl bize ait belgeleri topladı ve “Elveda!” dedi. N...
Yazar: Sırrı ER