Bir Liralık Kahve
13-14 yaşlarındaki bir delikanlı, sokakta bir cüzdan bulur ve hemen karakola götürür. İçine dahi bakmadan cüzdanı karakola verir. Karakoldaki komiser cüzdanın içini açar ki cüzdan şehrin en zenginlerinden birine ait. Hemen adamı arar, cüzdanı alması için çağırır. Adam cüzdanı almak için gelir, ama içeriye hiddetle girer ve çocuğa bağırır:
- Bütün parayı bu almış! Paranın hepsi bu değil, soyup soğana çevirin, şunun üzerinde ne varsa alın!
Çocuk der ki:
- Amca, ben hiçbir şey almadım, cüzdanı olduğu gibi getirdim.
Adam çocuğun üzerini silkeler, cebinden bir lira çıkar. Bir lirayı alır üzerinden. Çocuk der ki:
- Amca, o benim dört günlük simit param, alma paramı!
Adam, çocuğu dinlemez. Komiser, adama der ki:
- Tamam, ikiniz de gidin. Olayı araştıracağız. Sizi tekrar ararız.
İkisi de oradan ayrılır. Çocuk ağlayarak çıkar karakoldan. Okula gider, bir azar da okul müdüründen işitir geç kaldığı için. Okul bitince döner. Dönerken vakit ikindidir. Bir cenaze görür. Cenazede komiser, çocuğu görünce "Buraya doğru gel.” der. Çocuk, komisere yaklaşır.
- Bu cenaze kimin, biliyor musun?
- Kimin, der çocuk.
- Sabah bir liranı alan adam var ya, cüzdanını bulduğun adam. Onun cenazesi.
Çocuk şaşırır, ama adamın neden vefat ettiğini anlamaz. Tam oradan uzaklaşırken iki kişinin konuşması gelir kulağına. Biri şunları söylemektedir arkadaşına:
- Bu kadar zenginlik, bu kadar varlık... Koskoca dünyada boğulmaz da insan, bir liralık kahveyi içerken mi boğulup ölür arkadaş?
Çocuk, cebinden alınan bir lirayı hatırlar. Yoluna devam eder. Yürürken mırıldanır:
Hak sillesinin sedası yoktur.
Bir vurdu mu devası yoktur.
Sema KORKMAZ
YazarZaferin Müjdecisi Ey Gâlip (S.A.V.)Peygamberimiz’in mübarek isimlerinden biri de “Cebbâr/Gâlip” idi. Peygamberimiz erişilmez yücelikteydi. Çok büyük ve azametli bir padişahtı. O öyle bir kudret ve aza...
Yazar: Editör
Değmesin sinenize namahremin okları,Dünyayı siz kurtarın barışın çocukları.Bu güzel cennet yurdu emanet etti atan,Gül kokulu çocuklar, size emanet vatan.Mazlumların yoluna kursalar da tuzağı,Sizler as...
Şair: Rabia BARIŞ
Hz. Ali'nin ağabeyi Cafer B. Ebu Talib'in oğlu Abdullah sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti. Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye yemek vakti üç parça ekmek geldiğini...
Yazar: Sema KORKMAZ
Uzun yıllar eğitimcilik hayatı olan biri olarak, sizin de takdir edeceğiniz üzere, çocuk yetiştirme konusunda, birçok bilgi ve tecrübe edindim. Bu minval üzere, mesleğimizin gerektirdiği sorumluluk bi...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ