Bilgi ve Bilgine Dair
Sözlük anlamıyla bilgi; öğrenme, araştırma ve gözlem yoluyla elde edilen her türlü gerçek, malumat ve kavrayışın tümüdür. Bilgi, çok farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Bilgi, doğruluğu ispatlanmış inançlardır. Bilgi, önceden belirlenen bir dizi sistematik kural ve prosedüre uygun bir biçimde işlenmiş enformasyondur.
Bilgi, sosyal varlık olan insanlar arasındaki iletişim sırasında paylaşılan, aktarılan ve yeniden şekillendirilen tecrübe ve enformasyonlardır. Bilgi; belirli bir durum, sorun, ilişki, teori veya kurala ait veri ve enformasyondan oluşan anlayışlardır. Bilgi, içinde yaşadığımız dünyayı ve olayları yorumlamak ve yönetmek için uyguladığımız bir dizi anlayış, kavrayış ve genellemeler ile bize güçlü bir kavrayış ve bakış açısı kazandıran her türlü zihnî faaliyettir.
Bilgi, sosyal olaylarda karşımıza çıkan eylem ve olayları anlamamıza yardım eden işaret ve kodlamalardır. Bilgi, insanların ve organizasyonların etkin bir biçimde eylem gerçekleştirmeleri için sahip olmaları gereken kapasitedir.
Bilgili olmak, bilgi deposunun bilgi çeşidi bakımından zenginliğinin göstergesidir ve bilgi aracının hem nitelik hem niceliği yönünden fazlalığını ifade eder. Bilgi sahibi olma, hem tecrübe ve iç yaşantılara katılan bilgili olmayı hem de dıştan ve başkaları aracılığı ile bilgiler almayı kapsar.
Bilgilerin, birbirleriyle bağlam ilişkileri kurulmadan, yani yan yana, bir arada olmaları bir anlam ifade etmez. Bu bilgiler, ne düşünce ne de bilinç içeriği olabilir. Bu sebeple bilgi sahibi olma, sahip olunan bilgilerin verimli, faydalı ve ekonomik bir şekilde kullanılacağının garantisi değildir.
Bilgiç, bilgili olan, fakat bilgisini uygulamaya aktarırken insanlar arası ilişkilerde ahlâkî değerleri pek göz önünde tutmayan, başkalarını nazar-ı itibara almayan kişidir. Ukala kelimesiyle eş anlamlı olmuş bir kelimedir. Bilgiç, bilen biri olmakla beraber, bildikleriyle kişiliğini birleştirip bütünleştirmemiştir. Bilgisi zihinsel seviyede yeterli olmakla beraber, insanlar arası ilişkilerdeki ahlâkî değerlere uygun olmayan biridir. Bilgiçler, hükümlerini de acele verir; bildiklerinden taviz vermeyen katı bir tutum içinde olan insanlardır.
Eğitim-öğretim sistemimiz, genellikle öğretim görülen alanlarda uzman yetiştirmeyi amaçlar gibidir. Oysa uzmanlık alanıyla ilgili öğrenmelerle bilgin veya üstad, hatta bilge veya üstad-ı azam olmak için öğrenmeler amaç, içerik ve yöntem bakımından farklıdır. Bilgin, alanla ilgili uzmanın bilmediği bazı meslek veya ustalık sırlarını da işin püf noktalarını da bilir. Görünüşlere aldırmaz ve aldanmaz.
Bilginin şekline göre, o bilginin şekillendiği zemini de doğru tahminler yaparak bilir. Okullarımızda ders programlarında bulunan dersleri tamamlayarak yükseköğretime başlayan öğrencilerin hevesleri, ders kitaplarındaki cansız bilgileri canlandırma güçlüğü ile karşılaşınca, birdenbire hüsrana dönüşüvermektedir.
Eğitim alanında, uzmanların kendi aralarında çıkardıkları gürültüler, tutucu davranışlar veya ayakları yere basmayan, sadece iş olsun yaklaşımları umutsuz bir havanın esmesine sebep olmaktadır. İnsanın sadece bilgiden yapılmış bir heykel olmadığı, onun maddi, biyolojik, sosyal-kültürel yönü kadar, psikolojik varlığının da bulunduğu, kişiliğinin bilgisinden daha önemli olduğunu anlamamızın zamanı gelmiştir.
İnsanımızın kişiliğini, onun ahlâkından ayıramayız. Ahlâkî değerlerin benlik ve kişilik gelişiminin temeli olduğunu anlayarak eğitim-öğretimde bunları ön plâna çıkarmaya çalışmalıyız; insanın hem gülümseyen hem de yüzü kızaran tek canlı olduğunu bilerek birey değil, kişi yetiştiren bir eğitim-öğretim sistemi için mücadele edelim.
Editör
YazarCihat meydanlarında kılıcıyla, ilim ve zekâsı ile Hakk’ın davasını dünyanın dört bir tarafına duyurmaya çalışan sahabilerden biri de Abdullah bin Ebî Evfâ’dır. Hz. Abdullah, “Abâdile-i Seb’a/Yedi Abdu...
Yazar: N.Nida DURAN
“Münîr: Nurlandıran, aydınlatan” (s.a.v)Sevgili peygamberimizin mübarek isimlerinden bir ide “Münîr: Nurlandıran, aydınlatan” idi. Allahü Teâlâ, her şeyden evvel, yâni hiçbir şeyi yaratmadan önce, ken...
Yazar: Editör
Gani: İki Âlemin de En Zengini (s.a.v.)Bir ismi “Gani/Zengin” olan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) iki âlemin de en zengin insanı idi. O’nun hikmet dolu, yoğun mânâlı sözlerinden, hal ve hareketlerinde...
Yazar: Editör
Uzun yıllar önce tüm insanî duyguların yaşamakta olduğu bir ada varmış. İyimserlik, üzüntü, bilgi ve diğer duygular gibi sevgi de yaşıyormuş bu adada.Günlerden bir gün, duygulara adanın batacağı bildi...
Yazar: Sema KORKMAZ