BAŞÖĞRETMENLER BAŞÖĞRETMENİNE İTHAF OLUNUR

İnsanlık adına gününüz kutlu olsun efendim. Öğretmenler Günü kutlanmaya en layık kişi sizsiniz şüphesiz. Bütün insanlık, sizin rahle-i tedrisinizden geçti kuşkusuz ey ulular ulusu... Haddime düşmüşse; Öğretmenler Günü’nüzü kutlarım. Yılın değil, bütün ömürlerin değil, kâinatın öğretmenisiniz siz Sultanım. Başöğretmenler başöğretmenimizsiniz. Medeniyetimiz, görgümüz, fedakârlığımız, aydınlık ufuklara ilerleme çabamız sizin bizi eğitmeniz, bize bir şeyler öğretmeniz neticesinde olmuştur. Nazik beyler, nâzenin hanımlar sizden belledi görgüyü, terbiyeyi... Hakkınızı helal eder misiniz biricik öğretmenimiz? Bütün varlığımız size feda olsun. Hayatımızla, şahsiyetimizle, değerlerimizle size medyunuz. Zaman geçtikçe sizi anlamada ve anlatmada ne kadar geç kaldığımızı, ne denli küçük ve cahil olduğumuzu daha iyi anlıyoruz efendim. Aile reisliğinizle, idareciliğinizle, komutanlığınızla, reformlarınızla, komşu ve arkadaş olarak kurduğunuz diyaloglarınızla, bir dede olarak, bir imam olarak ve bir kul olarak hep bizi eğittiniz; bütün jest ve mimiklerinizle bize öğretmen oldunuz. Bir bakışınız içlere işleyince, insanlığın yıllarca içinden çıkıp çözemeyeceği kadar derin sorunları, “kahve içme rahatlığında” çözüverdiniz. Kimi zaman sadece bir bakıştı akan suları durduran. Ashab-ı Suffa’nın öğretmenliğinde müşahhaslaşan aslî göreviniz; “Öğretmenlik peygamberlik mesleğidir.” altın kelimelerinizle perçinlendi. En güzel eğiticiliğiniz; örnekliğinizle oldu. Muhakkak ki, model olmak en güzel eğitim metodu idi. Bunu, teorikten önce sizin uygulamanızla öğrendi insanlık. Kırmadan, en nazik şekilde ve en ince nüansları belletme yeteneğini sizin güzel yüreğinize nakış nakış işlemişti Allah-ü Teâlâ. Sizin davanıza zıt görüşlü olanlar bile: “İnsanlık, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in son basamağına çıktığı merdivenlerin henüz ilk basamağındadır.” demekten kendini alamadı. Medyunuz size fert olarak, medyunuz cemiyet olarak. Sebeb-i mevcudiyetimiz, ey kâinatın medar-ı iftiharı! Sahipsiz kalan insanoğlu sizinle doğruyu buldu. Fakirler sizinle zenginleşti, şaşkın olanların başı ancak sizin rehberliğinizle selâmete erdi ey en büyük öğretmen! Ey doğudan yükselen ışık, yeniden doğsanız kalbimize, merhem olsanız yaralarımıza, tutuştursanız sönen mumlarımızı… Lütfen ve keremen efendim... Sizin o rakik kalbiniz dayanamaz bize biliriz, feragati sizden öğrendi mahlûkat canımız efendimiz. Allah’ın size ikramda bulunduğu gibi -O’nun izni ile- siz de bize ihsanda bulunur musunuz? İlk aşkımız siz oldunuz, en sonunda da tutkumuz olacaksınız, şüpheniz olmasın. Artan iştiyak ve muhabbetle, yollarınıza serilen güllerle, tekrar diriltmeye gelmez misiniz insanlığı? Başöğretmenimiz! Başımız öğretmensiz kaldı, baş tacı öğretmene muhtacız. Sonsuz sevgi, artan özlem, sararan benizle bekliyoruz Sultanım! İnsanlık adına kutladığım bu güzel gününüzde, yine insanlık adına sizi davet ediyorum. Cevâhirimiz nalinlerinize süs olsun cevherfürûşânımız, canlarımız sana feda olası, bekliyoruz efendim, bekliyoruz, tenezzül buyurmaz mısınız?