BAŞARIYA GİDEN YOL
Kısaca başarıdan bahsetmek gerekirse, başarı merdivenlerini tırmanarak zirveye ulaşmak hiçbir zaman kolay olmamıştır. Başarıda şansın payına pek güvenmemeliyiz. Şans herkes için vardır. Ancak başarmak isteyen kişiler kendi şanslarını kendileri yaratır. Bu da büyük bir gayret ve çalışma gerektirir. Hayatta hiçbir şey göründüğü gibi değil ve kendiliğinden olmaz. Alın teri ve büyük çaba gerektirir. Ne iş yaparsak yapalım, hayatın gerçeği çalışmaktan geçer, çalışmak, daha çok çalışmak… İşte başarının sırrı… Çok çalışkan ve başarılı insan yetiştirmek. Bu da eğitimle oluyor. Ülkemizin ünlü iş adamlarından birine başarının sırrı sorulduğunda kendisi şu cevabı vermiştir: “Çalış, çalış, çalış…” Evi terk etmeye karar vermişti. “Diş fırçalarken suyu açık bırakma!” “Salondan en son kim çıktı? Işıklar neden açık?” “Makası neden yerine bırakmıyorsun?” gibi babasının ikaz ve söylemlerine dayanamıyordu. Sabah bir iş görüşmesine gidecekti ve eğer kabul edilirse aile evini bırakıp kendisine bir ev kiralayacaktı. Artık kendi hayatını yaşamak istiyordu. Sabah, babası onu kapıda uğurladı. – Dikkatli ol ve bütün soruları cevaplamaya çalış, oğlum dedi. Görüşme adresine gelince, kapıda bekçi yoktu. Bahçe kapısı açıktı ama sürgülü kilidinin demiri dışarıdaydı, giren çıkan herkes bu demire değiyordu. Hemen kilit sürgüsünü geri çekti ve içeriye girdi. Bahçede bir hortum, suyunu boşa akıtıyordu. Onu aldı ve sulasın diye bir ağacın dibine bıraktı. Bir avluya girdi, duvar dibinde boşa çalışan bir vantilatör gördü. Gayriihtiyari bir hareketle, vantilatörü kapattığını fark etti. Artık huyu nefsine galip geliyordu. Kendisini tuhaf hissetti. Oradan küçük bir odaya girdi. Üzerindeki okla görüşme salonuna gider, yazan bir kâğıt ters bir şekilde asılı duruyordu. Kâğıdı düzeltip görüşme salonuna girdiğinde diğer adaylar oturmuş, sıralarını bekliyorlardı. Salonun ışıkları açıktı ve günün ışığı yeterince her yeri aydınlatıyordu. Aldırmak istemedi fakat babasının sesini duyar gibi oldu; sanki “Kapatın bu ışıkları!” diyordu. Bu ses, dikkatini dağıtıyordu. Duramadı, hemen gidip ışıkları kapattı ve sırasını beklemek için bir kenara oturdu. Sırası gelince görüşme odasına çağrıldı. Masanın öbür tarafında oturan kişi evraklarını istedi. Diplomalarını inceledikten sonra, işe ne zaman başlayabileceğini sordu. Bunu bir tuzak saydı ve “İmtihanın bir parçası olmalı.” dedi kendi kendine. Ne cevap vereceğini bilemedi. Tedirginliği yüzüne yansımaya başladı. Karşısındaki adam: “Neyi düşünüyorsunuz?” diye sordu. Biz burada kimseye soru sormadık. Adayları cevaplarıyla değil davranışlarıyla değerlendirmek istedik. Adaylardan hiçbirisi senin gibi davranmadı. Bahçe girişinden itibaren herkesi izledik. Açık sürgü kilidi, boşa akan su, vantilatör, ışıklar ve ters kâğıt… Hepsi imtihanın birer aşamasıydı. Bu sınavı başarılı bir şeklide tek sen geçtin. Yeni işin hayırlı olsun. Babasının disiplini ve sürekli ikazlarına kızması geldi aklına, ondan pişmanlık duydu ve bu işi sadece disiplinle kazandığını anladı. Eve çok mutlu döndü. Hayatta başarılı olmanın yolu, disiplin ve çevremize gösterdiğimiz sorumluluktan geçiyor.
Ayşe Gül PINAR
YazarVakit ikindiye doğru geliyor. Pazardan alışveriş yapıyorum. Haftalık sebze ve meyve alımı... Çoğu ihtiyacı aldıktan sonra sıra meyvelerden elmaya geliyor. Çocuklara bir hafta yetecek kadar alıyorum. T...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Yaşlı bir baba kuzu etinden yapılmış yaprak döneri çok severmiş. Bir gün canı yaprak döneri çok çekmiş. Babasının isteğini fark eden oğlu, almış babasını ve güzel bir lokantaya götürmüş.Baba, yemeği ö...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
İsrailoğulları zamanında balık avlayarak çoluk-çocuğunun geçimini sağlayan bir balıkçı vardı. Bir gün avlanırken ağına büyük bir balığın takıldığını gördü; çok sevindi. Hemen ağını çekerek onu yakalad...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Apartmana yeni taşınmıştım. Kış aylarıydı. Dondurucu soğuk olan o günlerde en büyük keyfim, birinci kattaki dairemde elime bir çay alıp karın yağışını ve sokağı seyretmekti.Her sabah sokağa bakarken b...
Yazar: Ayşe Gül PINAR