BARIŞMA
Yoksulun kaderi boynunda yafta¸ Suçu karanlığa atan kirli yüz. Ruhlarda uyanan tepkilere dek¸ Gölgelerin serin sessizliği güz. Çıplak ağaçların kambur belleri¸ İçim kan ağlıyor sizi görünce. Bırakın doğayı bir soluk alsın¸ Tükenip gitmeden bizlerden önce. Elleri semada titreyen anne¸ Mavi hayallerin suskun tanığı. Sona yaklaşırken yorgun bedenler¸ Saydam bulutlarda yürek yanığı. Kırk yerden delindi göğün çatısı¸ Uçurumda utanç duyar akşamlar. Dağlar ürperirken sular tutuşur¸ Yamalı astara döndü zamanlar. Savaşın adını barış koydular¸ İştahı kabartır yer altı yağı. Özgürlük güçlünün elinde kamçı¸ Sahte suratlarda saklı buzdağı.
Nedim UÇAR
Yazar
Şeyh Abdurrahman Erzincanî’nin soyu, Orta Asya’dan gelerek Erzincan’a yerleşmiştir. Evlâd-ı Rasûl’den ve Yıldırım Bâyezîd devri meşayihlerindendir. Zamanının gerekli ilimlerini memleketi olan Erzincan...
Yazar: Resul KESENCELİ
Yavuz Sultan Selim’in kısa süren saltanatından sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçen oğlu Kanûnî Sultan Süleyman da babası ve dedeleri gibi tasavvufa meyilli bir padişahtı. Hatta o tasavvufa meyli ba...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Dinî-tasavvufî eserlerde Hz. Peygamber (s.a.v.)’in beden özelliklerini ve manevî şahsiyetini ifade için çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunlardan Nûr-ı Muhammedî veya Hakîkat-i Muhammediye konulu e...
Yazar: Musa TEKTAŞ
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ