ANNE KUŞUN HATIRLATTIKLARI
Güneşli bir sonbahar sabahı... Ağaçlar meyvelerini insanlara ikram etmenin hafifliğini yaşarken, göçmen kuşları, uzak ve sıcak memleketlere yolculuğun hazırlıklarına başlamışlardı. Hayatını devam ettirmek için çalışan tüm canlılar gibi bizler de yaklaşmakta olan kış mevsiminin hazırlıklarına başlamıştık. Hafta sonu hem büyükleri ziyaret etmek hem de kışlık yiyecek hazırlamak için köye dayımların yanına gittik. Arabamızla yolculuk yaparken, doğal güzellikleri seyretmenin de keyfini çıkarıyorduk. Çeşmeden akan buz gibi suları görünce susadığımızı anladık. Soğuk sudan kana kana içerken gördüğümüz bir manzara karşısında çok etkilenmiştik. Anne kuş ağzında getirdiği yiyecekleri yuvasında bulunan üç küçük yavrusuna sırayla yediriyor, yiyecekleri aralarında eşit bir şekilde paylaştırıyordu. Anne kuşun adaletine hayran kalmıştık. Gördüğümüz manzara karşısında Rabb’imizin bizler için yarattığı güzelliklere bir kez daha teşekkür ettik. Heyecanlı ve eğlenceli yolculuğun sonunda yeşillikler içerisindeki güzel köyümüze vardık. Dayımlar tarlada çalışıyorlardı. Bir erkek bir kız çocuğu olan dayım, oğlunu daha çok sever, ona harçlık verir onu hiç çalıştırmazdı. Oğlu da bu durumdan memnun, boş boş gezer, kötü arkadaşlara takılır, gününü gün ederdi. Zavallı kızı ise sürekli çalışır, bir işten başka bir işe koşardı. Sabah kalkar ahırdaki hayvanlara yem verir, oradan mutfağa gelir annesine yardım ederdi. Sonrasında tarlaya gider, akşama kadar çalışır, yorgun bitkin eve dönerdi. Fakat bu durumdan hiç şikâyet etmezdi. Onun için anne babasına yardım edip onların hayır dualarını almak her şeyden daha önemliydi. Bazen annesi bu adaletsiz tutumundan dolayı dayımı uyarıyordu: - Bak bey, bu yaptığın doğru değil. Sevgili Peygamberimiz; "Allah, öpücüğe varıncaya kadar her hususta, çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever." buyurmuştur. Oğlunun sorumsuzca davranışları herkes gibi dayımı da rahatsız etmeye başlamıştı. Bir gün eve geldiklerinde evin önünde birileri vardı. Oğlunun bir kavgaya karıştığı için karakola götürüldüğünü duyduğunda yaptığı hatayı geç de olsa anlamıştı. Pişmanlık ve mahcubiyet duygusuyla öne eğilen başını kaldırdığında kızıyla göz göze geldi. Gözyaşlarıyla kızına sarıldı: - Affet beni kızım, beni affet... Baba kız birbirine sarılmış gözyaşı dökerken birden köye gelirken yolda gördüğüm yavrularını doyuran anne kuş geldi aklıma... Bazen hayvanlardan da alınacak dersler vardır...
Esra Elif ŞAHİN
YazarSevgili arkadaşlar; bir zamandan beridir her şeyin tadının değiştiği, yediklerimizin adeta boğazımıza dizildiği, günler yaşıyoruz. Filistinli kardeşlerimizle yatıp onlarla kalkıyoruz.Şekerler ar...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Sevgili arkadaşlar, rahmet ve bereket ayı mübarek Ramazan'ı uğurladık. Gönül dünyamıza bıraktığı hoş kokuları ve manevî lezzetleri en derinden yaşadığımız bu mübarek aya tekrar kavuşmayı diliyorum.Ram...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Bir elin nesi var, iki elin sesi var demiş atalarımız. Bir elimizle yapabileceğimiz şeyler sınırlı iken iki elimizle birçok şeyi başarabiliriz. Yalnızken başaramadığımız birçok faaliyeti de birl...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
“Hazreti Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, muhtaç, zayıf ve fukaraya yardımı sever, nerede yardıma muhtaç kimse olursa onun yardımına koşar, ashabına bu hususta emirler verirdi. İyiliksever ve cömert idi....
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi