ANADOLUM
"Darende'm¸ Somuncu Baba'm gönül yârim. Yüzyıllardır tüten maneviyat ocağım. Dîvân-ı Hulûsî'nin sadâsı gönül dağım. Altın Silsile'den gelen temiz nesline merbuttur gönül bağım. Bereket ve güzellik yurdum¸ Tohma Irmağı'm
" Güzel huylum¸ selvi boylum¸ beş bin yıllık asil soylum. Veliler¸ evliyalar yatağım¸ koç yiğitler otağım¸ analar kucağı ebet-müddet ocağım. İçimdeki ateşim¸ damarımdaki kanım¸ şahdamarım. İlmek ilmek dokuduğum¸ her duâmda okuduğum. Ekmeğim¸ katığım¸ aşım. Eğilmez başım. Yüreğimin özü¸ ocağımın közü¸ ecdat yadigârım. Bitmeyen yolum¸ solmayan çiçeğim¸ goncam gülüm. Sözü başka¸ gönlü başka¸ özü başka¸ gönlü aşkla çarpan gönül baharım. Eyüp sabırlım¸ Yusuf yüzlüm¸ ahû gözlüm. Ummanım¸ canım¸ can pazarım. Darende'm¸ Somuncu Baba'm gönül yârim. Yüzyıllardır tüten maneviyat ocağım. Dîvân-ı Hulûsî'nin sadâsı gönül dağım. Altın Silsile'den gelen temiz nesline merbuttur gönül bağım. Bereket ve güzellik yurdum¸ Tohma Irmağı'm
Âbideleşmiş vakıf hizmetleriyle medeniyet otağım. Darende'm veliler yatağım. Derdim tasam merakım
Gönül esintisinde ıstırabımı dindirecek esenlik durağım
Tarla tarla çıplak ayaklarımla koştuğum; kerpiç damlı tandırımızda pişen ve buram buram sen kokan bazlamanın¸ bulgur pilavının tadını iliklerime kadar tattığım¸ yağmur duasında bulunup¸ gözyaşımı ekmeğime katık ettiğim¸ elvan çiçeğim. Kınalı türküm¸ telsiz-duvaksız gelinim¸ koyungözlü papatyam. Salkım saçlı söğüdüm¸ mavi gözlü¸ mis kokulu akasyam¸ ıtır kokulu iğdem¸ Nisan bulutum. Zemzem sularından kana kana içtiğim¸ ırmağında çimdiğim¸ ılgıt ılgıt esen yelinle ciğerlerimi şişirip coştuğum¸ çiğdem kazıp kardelen çiçekli karını¸ altın sarısı başağının firiğini yediğim¸ kâh ağlayıp¸ kâh güldüğüm ecdat yadigârım. Mevsimi gönül baharım¸ çiçeği çiğdemim¸ kardelenim¸ gelinciğim. İnsanı Yunus'um¸ gönüllerin sultanı¸ gariplerin yoldaşı¸ insan sevgisinin mihenk taşı Mevlânâ'm¸ Seyid-i Burhaneddin'im¸ Hacı Bektaş-ı Veli'm¸ Şeyh Edebali'm¸ Akşemseddin'im¸ gönül gözlü Veysel'im. Taşa kan ve can veren Sinan'ım. Narada Köroğlu'm¸ yaylada Karacaoğlan'ım. Nüktede Nasreddin'im¸ İncili Çavuş'um. Damarlarımda kan yerine kâh yavaş yavaş¸ kâh hızlı hızlı akan¸ Kızılırmak'ım¸ Yeşilırmak'ım. Bizden doğup da bizden kopup hicran denizinde boğulan Fırat'ım¸ Dicle'm. Yüzümüzün güldüğü¸ talihimizin döndüğü Sakarya'm. Zirvede Erciyes'im¸ Ağrı'm¸ Süphan'ım¸ Nemrut'um. Sularına perçin vurup çarşaf¸ yorgan ve yastık yapıp huzur içinde yattığım¸ Kara Deniz'im¸ Ak Deniz'im. Gözyaşlarımla doldurduğum¸ Eğe Deniz'im¸ Marmara'm. Ruhları tutuşturan¸ kanları korlaştıran¸ dertlere deva¸ hastalara şifa veren¸ bir caminin taşında¸ köy yolunun başında kâh şırıl şırıl¸ kâh garip garip akan can dolu¸ can pınarım. Gökteki güneşim¸ dolunayım¸ saman yolum¸ kutup yıldızım. Malazgirt'te Alparslan'ım¸ Palu'da Belek Gazi'm¸ Mardin'de Artuk Beyi'm¸ İstanbul'da şehit şahin Ulubatlı Hasan'ım. Plevne'de Gazi Osman'ım¸ Edirne'de Şükrü Paşa'm¸ Medine'de Fahrettin Paşa'm. Gaziantep'te Şahin'im¸ Kahramanmaraş'ta Sütçü İmam'ım¸ İzmir'de Hasan Tahsin'im. Çanakkale'de Yahya Çavuş'um¸ Seyit Onbaşı'm¸ Asteğmen Muzaffer'im. Çoban çeşmesi gibi kaynayıp¸ yayla pınarı gibi akan Nene Hatun'um¸ Kara Fatma'm¸ Binbaşı Ayşe'm¸ Kılavuz Hatice'm¸ Tayyar Rahime'm¸ Gördesli Makbule'm. Gariplerin¸ mazlumların¸ bağrı yanıkların¸ kolu-kanadı kırıkların sığınağı Anadolu'm. Sen yaşanmış romanım¸ dillerden düşmeyen türküm. Aşktan da üstün¸ aşkım¸ şiirim. Yaban seslere¸ cam gözlere¸ kem sözlere¸ kör nefeslere¸ küfre/bâtıla¸ başsız başlara kapalı¸ birliğe¸ dirliğe¸ açılan; gözü bir¸ sesi bir¸ özü bir kapım¸ mabedim. Serdengeçtim¸ Alperenim. Sen benim toprağıyla yoğrulup¸ sıcağıyla kavrulup¸ rüzgârıyla savrulduğum¸ Çaresizler Çaresi'nin bize armağan ettiği mukaddes varlık. Tozunu yüzüme¸ gözüme sürer¸ taşını toprağını¸ ağacını¸ çiçeğini koklar¸ çiğdemini¸ firiğini¸ bazlamanı¸ meyveni yer¸ seni kucaklar milyon kere öperim...
Muammer YILMAZ
Yazar1. DİLEDİĞİNE MADDÎ VE MÂNEVÎ NİMETLERİNİ BOL BOL VEREN, RUHLARI BEDENLERE YAYAN El-Bâsıt da bir şeyi yayan ve genişleten demektir. Yüce Allah'ın en güzel isimleri arasında yer alan ‘el-...
Yazar: somuncueditor
On beşinci yüzyılda yaşayan Türk âlim, mütercim ve mutasavvıflarından olan Ahmet Bîcan, Yazıcı Salih adında bir zatın oğludur. Büyük kardeşi Mehmet gibi o da Yazıcızâde, Yazıcoğlu diye tanınmıştır. Bu...
Yazar: Muammer YILMAZ
Ey öğrencim! Dünya sevgisinden sakın. Zira sirke saf balı bozduğu gibi dünya sevgisi de sâlih ve iyi amellerini bozar. Yetimlere, şefkat, çıplaklara elbise giydirmekle merhamet, açları doyur...
Yazar: somuncueditor
Gönül sevgi, arzu, düşünce gibi ruh hallerinin doğduğu yer veya nefret, inanç gibi insanın manevi varlığına ve bütün duygularına verilen ortak isim. Farsça karşılığı “dil”, Arapça karşılığı “kalp”tir....
Yazar: Muammer YILMAZ