Abdülhâlik Gucdüvânî'nin Vasiyetnamesi
Eskiden bu yana Turan ve Türkistan diye adlandırılan ve onun kalbi niteliğinde olan Mâverâünnehir yani Orta Asya coğrafyasının, kültürel, manevi ve bilimsel mirasının önemli bir kısmını kuşkusuz tasavvuf oluşturmaktadır. Bölge halkının yaşam tarzı, kültürü, toplumsal ve felsefî görüşlerine önemli katkı sağlayan tasavvuf, ecdadımızın dinî inancından başlayarak bilimsel faaliyetlerinin tüm alanlarında özellikle bilim, edebiyat ve sanatta farklı oranlarda etkisini göstermiştir.
Kadim Mâverâünnehir coğrafyası, İslâm tasavvufunun beşiklerinden biridir. VIII-XI. yüzyıllarda İslâm dünyasının diğer önemli merkezleri gibi, Orta Asya’da da sufilik kök salmış ve tasavvufun teorik ve pratik temelleri şekil almaya başlamıştır.
XII. yüzyıldan itibaren bölgede, sonradan da tüm İslâm dünyasında ün kazanmış olan Yeseviyye, Hâcegân-Nakşbendiyye, Kübreviyye ve Işkıyye (Aşkıyye) gibi tarikatlar ortaya çıkmıştır. Mezkûr tarikatlar arasında İslâm âleminde ilklerden olan ve geniş bir coğrafyaya yayılarak yoğun ilgi gören Hâcegân-Nakşbendiyye, kendisine özel terk-i dünyaya karşı olan tavrıyla, insancıllık, vatanseverlik ve çalışkanlık gibi erdemlere teşvik eden öğretileriyle farklılık göstermektedir.
Köklü bir tarihe sahip olan Orta Asya tasavvuf okulu geleneklerinin takipçisi olarak yerel özelliklere sahip olan Hacegân-Nakşbendiyye ve öğretisi, Orta Asya’ya gelerek Buhara’da hankâh kuran Hâce Yûsuf Hemedânî’nin öğrencisi Hâce Abdülhâlik Gucdüvânî tarafından kurulmuştur.
Hâce Abdülhâlik Gucdüvânî Hazretleri şeriat ve sünnete sıkı tarzda uymak, tevbe ve irade ile başlayan seyr ü sülük makamlarını geçmek ve hafi zikir ile sekiz maddeden -hûş der-dem, nazar ber-kadem, sefer der-vatan, halvet der-encümen, yâd-kerd, bâz-geşt, nigâh-dâşt, yâd-dâşt- oluşan ve Hâcegân-Nakşbendîlik öğretisinin en önemli temel faktörlerden olup reşhalar/damlalar diye adlandırılan ilkelerin ilk temellerini Hâcegân-Nakşibendiyye Tarikatı’nda ortaya koymuştur.
Abdülhâlik Gucdüvânî Hazretleri’nin Makâmât-ı Hâce Yusuf el-Hemedânî/Risâle-i Sahâbiyye, Ez Guftari Hâce Abdülhâlik Gucdüvânî, Vesâyâ ve Rubailer olmak üzere dört eseri vardır fakat bunlardan günümüze ulaşan birkaç eserden biri Vesâyâ/Vasiyetname’dir.
Vesâyâ’nın ortaya çıkışını, kitabın önsöz bölümünü kaleme alan Prof. Dr. Necdet Tosun şu şekilde açıklamış:
“Risâle-i Vesâyâ, Nesayih, Vasiyetname gibi isimlerle de tanınan Vesâyâ, Hâce Abdülhâlik Gucdüvan’ı, öğretisinde önemli bir yere sahiptir. Gucdüvânî, Hace Evliyâ-yı Kebîr ismiyle meşhur halifesine özel yazdığı mezkûr öğütname mahiyetindeki bu eserinde, öğretisinin temel sütunlarından biri olan şeriat ve sünnete sıkı şekilde uyma kuralını geliştirmiş, öğrenci ve takipçilerini şeriat ve sünnete sıkı tarzda uymaya, şeriat ve sünneti esas almayan sahte sufiler ve akımlarından uzak durmaya çağırmıştır.
Bunun dışında Vesâyâ'da, Hâcegân-Nakşbendiyye Tarikatı’na girmek isteyenler için sufi edep ve kurallarının nasıl olacağı da gösterilmiştir. Abdülhâlik Gucdüvânî, tüm öğrenci ve takipçilerini ilmî olarak kendilerini geliştirmeye, hırsa kapılmamaya, diğer insanlara saygılı davranmaya; tarikatta ise meşayıhların hizmetinde olmaya, yolculuk yapmaya, riyazet ve sema’ meclislerinde daha fazla bulunmamaya teşvik etmiştir.”
Doç. Dr. Kamilcan Rahimov hazırladığı ve 150 sayfadan oluşan kitabın içinde bulunan başlıklar da şu şekilde sıralanmış:
Hâce Abdülhâlîk Gucdüvânî’nîn Hayatı, Hâce Abdülhâlîk Gucdüvânî’nîn Eserleri ve Öğretisi, Vasiyetnamenin El Yazmaları, Vasiyetname’nin Özbekistan’daki El Yazmaları, Vasiyetname’nin Yurtdışında Bulunan El Yazmaları, Vasiyetnamenin Baskı ve Çevirileri, Eserin Mezkûr Tercümesi Hakkında, Vasiyetname (Tercüme), ve Vasiyetname (El Yazması).
Fecr Yayınları
Tel: 0312 310 08 60
Yusuf HALICI
YazarAynadaki surete bakmanın anlamı oldukça geniş. Bu öğüdün görünür anlamında, gerçekten bir ayna ya da ayna gibi, kişinin kendi yansımasını görebileceği parlak bir yüzeye bakmak yatar. Buradaki amaç; ki...
Yazar: Selçuk ALKAN
Eski bilinen ismi ile İçel, Akdeniz Bölgesi’nde bulunan Türkiye‘nin en büyük 11. şehridir.Çok geniş bir coğrafyaya yayılmış olan Mersin ili, görülmesi gereken tarih, kültür ve doğal güzellikler bakımı...
Yazar: Yusuf HALICI
Ayasofya... Hem herkese ait hem hiç kimsenin... Bin 500 yıllık mabedin korosu ilk günkü gibi renkli ve İstanbullu. Bu dünya mirasını ayakta tutan sadece teknik öğeleri değil Bizans'ın ve Osmanlı'nın m...
Yazar: Yusuf HALICI
“İstanbul… Büyüleyici… Baş döndürücü… Göz kamaştırıcı… Üç büyük medeniyete başkentlik yapmış… Çok kolay âşık olacağınız ve çok zor ayrılacağınız bir şehir…”“İstanbul… Şarkılara, şiirlere, romanlara ko...
Yazar: Yusuf HALICI