Üsame Bin Zeyd
Zeyd bin Harise (r.a.) büyük sahabelerdendi. Çocukken baskına uğramış köle olmuştu. Mekke’de de köle olarak satılmıştı.
Hazreti Hatice’nin yeğeni de köle Zeyd’i halası Hatice için satın almıştı. O da Zeyd’i Peygamberimiz (s.a.v.)’e hediye etmişti. Peygamberimiz de ona hürriyetini vermişti.
Zeyd’in çocukluğu Peygamberimiz’in yanında geçmişti.
Çocukluğundan ve gençliğinden sonra hep Peygamberimiz’in yanında olmuştu.
Bu sıralarda da Usame bin Zeyd (r.a.) doğmuştu.
Usame’nin çocukluğu da Peygamberimiz’in çevresinde geçmişti.
Sonraki yıllarda Peygamberimiz’in yanında geçip gidiyordu.
Usame bin Zeyd, Mute Savaşı’nda babası Zeyd bin Harise’nin yanındaydı. Babası gözünün önünde şehid olmuştu.
Peygamberimiz, vefatına yakın Üsame’yi çağırdı. Ona şunları söyledi:
“Ey Üsame! Belka sınırına, babanın şehit edildiği yere, Gazze’nin yakınındaki Darum kalesine kadar Allah’ın bereketiyle git. Bu ordunun başkumandanı sensin.”
Üsame bu sırada henüz on sekiz yaşındaydı. Çocukluktan yeni kurtulmuştu. İslâm ordusunun başında çocukluktan henüz kurtulmuş böylesine genç bir kumandan bulunuyordu.
Sefer hazırlıkları başlamıştı.
Ancak Peygamberimiz hastalanmış, sonra da vefat etmişti. Bunun üzerine sefer durmuştu.
Herkes gibi Üsame’yi de üzüntü ve hasret sarmıştı.
Bu sırada Müslümanlar Hazreti Ebu Bekir’i halife seçmişlerdi. Hazreti Ebu Bekir yarım kalan seferin tamamlanmasını istedi. İslâm ordusu tekrar sefere çıkıyordu. Başlarında yine genç kumandan Üsame vardı.
Bazıları Üsame’nin kumandanlık için genç olduğunu söyledi. Hazreti Ebu Bekir onlara şu cevabı verdi:
“Beni aslanların parçalayacağını bilsem Rasûlullah’ın tayin ettiği kumandanı değiştirmem.”
Hazreti Ömer de Üsame’nin ordusundaydı.
Hazreti Ebu Bekir yeni devlet başkanı olmuştu. Devlet işlerinin yürütülmesinde yardıma ihtiyacı vardı. Bunun için genç kumandan Üsame’den Hazreti Ömer’in Medine’de bırakılmasını rica etti. Üsame de müsaade etti.
Bu, İslâm devletinde emir kumanda zincirinin ne kadar hassas olduğunun çok ince bir göstergesiydi.
Mustafa AKGÜN
YazarOruç; belli bir zaman aralığı içerisinde herhangi bir şey yememek ve içmemek anlamına gelirİnsanların içinde seçkin insanlar olduğu gibi, ayların ve günlerin içinde de seçkin aylar ve günler vardır. “...
Yazar: Naciye BEYZA
Ormanlar kralı aslan dehşetle kükrüyordu. Karnını doyurmak için kendinden güçsüz hayvanları avlayıp yemeye devam ediyordu. Diğer hayvanlar için aslandan kaçıp kurtulmak çok zordu.Günlerden bir gün cey...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Ağustos ayı bizim için ‘zaferler ayı’ dense yeridir. Çünkü bu ayda çok zaferler kazanmışız.Tarih boyunca çok zaferler kazanmış bir milletiz. Dolayısıyla çok da şehitler verdik.Tarihimize şan veren pek...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Küçük Gülser’le ninesi bahçede konuşuyorlardı. “Nine, her sabah buraya geliyorsun.” dedi Gülser. “Daha çok da bu sarmaşık güllerini seyrediyorsun. Usanmıyor musun her sabah?”“Kızım gülleri seyret...
Yazar: Mustafa AKGÜN