Hayvanlara Karşı Merhamet
Yüce Rabb’imiz, hayvanlarla ilgili olarak En’âm Sûresi 38. ayet-i kerimede şöyle buyurur: “Yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi birer topluluktur.”
Hayvanlar da tıpkı bizler gibi yeryüzünün sakinleridir. Onların da yaşama, korunma, barınma gibi temel hakları olduğunu unutmayalım. Varlık âlemine sevgi, şefkat ve ibret nazarıyla bakalım. Hiçbir canlıyı incitmeyelim. Özellikle kış şartlarında hayvanlara karşı daha duyarlı olalım. Dinî, vicdanî ve insanî sorumluluğumuzu yerine getirerek Rabb’imizin rızasına talip olalım.
İnsanoğlu hayatını devam ettirebilmek için birçok şeye muhtaçtır. Bunların en önemlilerinden biri de hayvanlardır. Nitekim gıda, giyim, nakil gibi zaruri ihtiyaçların giderilmesinden tezyin malzemelerine, hatta estetik zevklere hitap etmeye kadar hayvanlar, insan için yaratılmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de, Nahl Sûresi 5 ve 6. ayet-i kerimelerinde bu duruma şöyle dikkat çekilir: “Hayvanları da Allah yaratmıştır. Sizin için onlarda ısıtıcı şeyler (yün) ve birçok faydalar vardır. Hem onların kendisinden (ve gelirinden) yersiniz. Akşamleyin getirirken, sabahleyin de salıverirken onlarda sizin için bir (zevk ve) güzellik vardır. Atları, katırları ve eşekleri de onlara binmeniz için ve (dünya hayatında) bir ziynet olsun diye yarattı. Ve (Allahu Teâlâ) daha sizin bilmeyeceğiniz nice şeyler yaratır.”
Yine Nahl Sûresi 66. ayet-i kerimede ise insanlar için sağmal hayvanlarda ibretler bulunduğu ifade edilerek bunların bir sanat harikası olduğu şöyle beyan buyrulmaktadır: “Muhakkak sizin için sağmal hayvanlarda bir ibret vardır. Zira size, onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından (gelen), içenlerin boğazından kolayca geçen hâlis bir süt içiriyoruz.”
Kur’an-ı Kerim’de bazı sûreler çeşitli hayvan isimleriyle isimlendirilmiş, bunun yanında Enâm Sûresi’nin 38. ayetinde belirtildiği üzere, hayvanlar da insanlar gibi bir ümmet olarak vasıflandırılmıştır: “Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasın. Biz kitapta (levh-i mahfuzda) hiçbir şeyi eksik bırakmadık, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanacaklardır.”
İslâmî gelenek ve literatürde önemli bir yeri olan “ümmet” kavramının hayvanlar için de kullanılması gerçekten dikkat çekicidir. Zira hayvanlar, ekolojik düzen ve dengenin sağlanmasında oldukça mühim bir yere sahiptir. Ayrıca hayattaki her nimet gibi hayvanlar da insanoğlunun hizmetine takdim edilmiş emanetlerdir.
Dolayısıyla bu emanetlerden istifade ederken hıyanet içinde olmamak, onlara karşı daima güzel muamelede bulunmak gerekir. “Konuşamayan, ağzı, dili olmayan” nitelemesi, hayvanların merhamete ve şefkate ne kadar muhtaç olduklarını çok etkili biçimde ifade etmektedir.
Bir gün Peygamber Efendimiz, çölde susuz kalan bir köpeğe kuyudan ayakkabısına su doldurup içiren bir adamın Allah’ın rızasını kazandığını ve günahlarının bağışlandığını anlatmıştı. Ashab-ı kiram, “Ey Allah’ın Rasûlü! Hayvanlara yaptığımız iyilikler için de mi sevap var?” diye sorunca Peygamberimiz şöyle buyurmuştu: “Her canlıya yapılan iyilikte sevap vardır.” Yine bir başka hadis-i şerifte ise; “Hiçbir kimse yoktur ki bir serçeyi yahut ondan daha büyük bir canlıyı haksız yere öldürsün de Yüce Allah ona bunun hesabını sormasın!” buyrulmaktadır.
Kâinattaki her varlık gibi, hayvanlar da Yüce Allah’ın varlığına ve kudretine delil olarak anlam taşır. En küçüğünden en büyüğüne kadar her hayvan, Allah’ın eseri olarak değerlidir ve O’nun tarafından insana emanet edilmiştir. İnsanoğlu, hayvanlara karşı insaflı, şefkatli ve merhametli olmakla mükelleftir.
İslâm, hayvanlara zulüm ve işkence anlamına gelen, onları yaratılış amacına aykırı biçimde zorlayan her türlü davranışı yasaklar. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) bir hadisinde bizi şöyle uyarır: “Hiçbir kimse yoktur ki bir serçeyi yahut ondan daha büyük bir canlıyı haksız yere öldürsün de Yüce Allah ona bunun hesabını sormasın!”
Sümeyye Büşra YILDIZ
YazarGünümüzde önem vermemiz gereken bir konu da çevreye karşı duyarlı olmaktır. Yüce Rabb’imiz Rûm Sûresi 41. âyetinde, “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Günümüzde en çok değerini kaybeden konulardan biridir mahremiyet. Toplumu ifsat eden, zihinleri bulandıran, hayatı zehir eden davranışların başında mahremiyete uyulmaması gelmektedir. Aile mahremiyeti...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Toplumu toplum yapan millî ve manevî değerlerdir. Gelenek ve görenekler bunların arasında yer alır. Gelenek ve göreneklerimiz insanın köklerini hatırlatır. Bunların uygulanması, bilinmesi duygusal ola...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz konuların başında bir ve beraber olmamız gerektiği gelmektedir. Yüce Rabb’imiz, Âl-i İmrân Sûresi’nin 103. âyetinde; “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. ...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ