Sahabe Albümü: Âmir Bin Füheyre
Hak dinin ilk günlerinde İslâm safına katılan bahtiyarlardan birisi de Hz. Aişe (r. anha)’nin anne bir kardeşi olan Âmir bin Füheyre (r.a.) idi. Hz. Âmir, Peygamberimiz, Erkam’ın evinde bulunduğu sırada iman etmişti.
Âmir bin Füheyre’nin Müslüman olduğunu duyan müşrikler, Peygamberimiz (s.a.v.)’in etrafında toplananları gördükçe çileden çıkıyorlardı. O sıralar, Hz. Bilâl de (r.a.) iman halkasına girmişti.
Bir gün Hz. Bilâl ile Hz. Âmir’i birlikte bağlayarak haylaz çocukların eline verip Mekke sokaklarında sürüklediler. Hz. Ebû Bekir (r.a.), bu iki mazlumun bedellerini ödeyerek onları azat etti. Ebû Kuhâfe, oğlu Hz. Ebû Bekir’in, Müslüman olan köleleri kurtuluş akçelerini vererek azat etmesine bir mana veremiyordu.
Bir gün oğluna, “Oğulcağızım, hep zayıf köleleri satın alarak azat ediyorsun. Güçlü olanlarını satın alsan da onlar senin koruyucun olsa, daha iyi olmaz mı?!” dedi.
Hz. Ebû Bekir (r.a); “Babacığım, ben onlardan faydalanmayı değil, sadece Allah’ın rızasını düşünüyorum.” dedi. Hz. Âmir, Suffe Ashâbı’ndandı. Bedir ve Uhud Savaşlarına katıldı. Sahabilerin güzel Kur’ân okuyanlarından birisiydi. Peygamberimiz’in kâtipleri arasında da yer alıyordu.
Bir gün Âmiroğulları Kabilesi’nin reisi Ebû Berâ, Peygamberimiz’e gelerek, kavmine İslâmiyet’i anlatmaları için birkaç sahabi göndermesini istedi. Peygamberimiz, göndereceği sahabileri himaye etmesi için Ebû Berâ’dan söz alarak Suffe Ashâbı’ndan 40, bir rivayette 70 kişiyi irşat heyeti olarak gönderdi. Bu heyetin içinde Âmir bin Füheyre de vardı.
Heyet, Bi’r-i Maûne Bölgesine vardığında konakladı. Ebû Berâ’nın yeğeni Âmir bin Tufeyl, amcasını dinlemedi; etraf kabilelerden adam toplayarak, istirahat hâlinde bulunan sahabilere saldırdı. 39 sahabiyi şehit ettiler.
Müşriklerden Cebbar bin Sülmâ, mızrağını Âmir bin Füheyre’ye saplayınca, “Vallahi kazandım, gitti!” sözünü işitti. Hz. Âmir, şehit düşünce, göğe yükseldi. Bu sözü işiten ve semaya yükselişini gören Cebbar gelerek durumu Hz. Dahhak’a sorunca, Dahhak da Hz. Âmir’in cenneti kazandığını bildirdi. Bu manzara karşısında Cebbar iman etti. Böylece bir kişinin şehadeti, bir diğerinin imanına vesile oldu.
Katliamın müsebbibi Âmir bin Tufeyl, sağ kalan Hz. Amr bin Ümeyye’yi getirterek, şehit olanların kimliklerini öğrenmek istedi. Hz. Amr, hepsinin isimlerini söyledi, fakat Âmir bin Füheyre’yi göremediğini bildirince, Âmir bin Tufeyl, Cebbar’ı göstererek, “Ben sana onun durumunu haber vereyim mi? Şu adam ona mızrağını sapladı. Çekip çıkardıktan sonra adam göklere yükseldi, yükseldi, kayboldu. Vallahi onu bir daha görmedim!” dedi.
Hz. Âmir bin Füheyre’nin durumu Peygamberimiz’e ulaşınca, “Melekler onun cesedini göğe yükselttiler ve defnettiler.” buyurdu. Hz. Âmir, bu sırada 40 yaşında idi.
N.Nida DURAN
YazarAnne babalar ve yetişkinler! Sizler, başarı beklentiniz ile çocuklarınızı nasıl etkiliyorsunuz? Başarı beklentiniz, çocuk üzerinde nasıl bir etki bırakıyor? Bazı anne babalar, maalesef, hep yüksek baş...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
İslâmiyet’in tebliğinden sonra aileler ikiye ayrıldı. Bir kısmı Peygamberimiz’e ve onun Rabb’inden getirdiği hakikatlere iman etme saadetini kazanırken bir kısmı da batıl inançlarında körü körüne ısra...
Yazar: N.Nida DURAN
Sultan II. Mustafa’nın kızı ve ilk çocuğudur. 30 Nisan 1696’da doğmuştur. Padişahın ilk çocuğu olması hasebiyle büyük şehirlere doğumunu bildiren fermanlar gönderilmiştir. Aynı devirde yaşayan Sultan ...
Yazar: Bengisu HAYAT
Hz. Ebû Berze’nin asıl ismi “Nadle bin Ubeyd” idi. Bazı Asr-ı Saadet tarihçilerinin beyanına göre, ismi “Nadle bin Niyar” idi. Niyar’ın şeytanın isimlerinden olduğunu söyleyen Peygamberimiz, değiştire...
Yazar: N.Nida DURAN