Yürekleri Yakan Deprem
Sevgili çocuklar;
Beklenen acı gerçekle bir kez daha karşılaştık. Acı gerçek nedir? Türkiye’nin bir deprem ülkesi olması.
Ülkemizin büyük bölümü her an deprem tehlikesi altındadır. Bunu bildiğimiz hâlde gereken önlemleri almıyoruz. Evlerimizi ucuza mâl etmek için hileli ve çürük yolları tercih ediyoruz. Depreme karşı dayanıklı olmayan bu evler de ilk sarsıntıda üzerimize çöküyor.
Diğer ülkelerde de deprem oluyor fakat onlarda bu manzaralara şahit olmuyoruz. Evlerimizi düz ovalarda, zemini yumuşak yerlerde yapmasak, demiri, çimentoyu, kumu ve diğer malzemeleri kullanırken cimri olmazsak bizde de bu kadar kayıp olmaz her hâlde.
Devletimiz bu felaketi gidermek için elinden geleni yapıyor fakat alan çok geniş olduğundan her yere ulaşmak zaman alıyor. Milletimiz bu sefer de asilliğini gösterdi ve deprem bölgelerine yardımı yağmur gibi yağdırdı. Yüzlerce yaralıyı enkaz altından çıkardı.
Çadırlar, battaniyeler, ısıtıcılar, giysiler, ilaçlar, yemekler ve diğer ihtiyaç maddeleri binlerce araçla yıkılan illere ulaştırıldı. On bir şehri yıkan ve kırk iki bin kişinin ölümüne sebep olan bu devasa depremin yaptığı hasarı kısa zamanda gidermek mümkün değil elbette.
Keşke daha önceden gerekli tedbirler alınsaydı. Paraya değil de güvenliğe öncelik verilseydi bu kadar yıkıcı olmazdı bu depremler. Maalesef her defasında aynı hatayı yapıyoruz. Başımıza gelenlerden ibret almıyoruz. Allah’ın verdiği aklı kullanmıyoruz.
Bilim adamlarının sözlerine itibar etmiyoruz. Tek amaç para kazanmak olmamalı. Aklımızı başımıza almalı ve sağlam evler yapmalıyız. Gelişmiş ülkeler bunu başarmışlar. Onlarda da deprem oluyor fakat bu kadar hasar vermiyor.
Yazının başında ülkemizin bir deprem ülkesi olduğunu söylemiştim. Bundan sonra da depremler olacaktır. Biz üstümüze düşen görev ve sorumlulukları yerine getirirsek, bu üzücü ve yürekleri yakan görüntüleri bir daha görmeyiz inşallah.
Yüzyılın en büyük depreminde vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralı kardeşlerimize şifalar diliyorum. Yıkıcı depremde evleri hasar görenlere sabırlar niyaz ediyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun.
Sırrı ER
YazarVakfın Adı: Hacı Mustafa oğlu Hacı Mustafa VakfıKurucunun Iakabı: El Hac-Es Seyyid.Kurulduğu Yer: İstanbulKuruluş Tarihi: 1238 H./1778 M.Müzikyapımcısı olarak biliniyordu. Ama işiyle ilgili olduğu kad...
Yazar: Nisa ERCİYES
Beş-on gün önceydi. Her zamanki alışkanlığımla sabah erkenden evden çıkmıştım. Yıkılmamak için ayakta durmağa gayret eden eski ve bakımsız evlerin saçaklarının altından yürüyordum. Bana âdeta yol göst...
Yazar: Sırrı ER
Aliş, Tombiş Tavşan’ıBir tuzaktan kurtarmış,Artık aralarındaKardeşlik bağı varmış.Hep beraber oynayıpHep beraber gülmüşler,Yaşamanın tadınıKardeşlikte bulmuşlar.En güzel havuçlarıTombiş, dostuna vermi...
Şair: Bestami YAZGAN
Ankara halkı, Millî Mücadele yıllarında Cuma veya Bayram Namazları gibi bazı namazları, açık havada kılıyordu. Namaz kılınan bu yere, Namazgâh Tepesi denirdi. Burası, bugünkü Etnografya Müzesi ve Türk...
Yazar: İsmail ÇOLAK