Hulûsi Efendi’nin Tasavvuf Terbiyesinde Temsil Metodu
İslâm’ın yüceliğini, yaşadığı hayatlarıyla canlı misal olarak sunan büyük zatlar, yüksek medeniyetler inşa etmişlerdir. Yüce şahsiyetlerine bakıldığı zaman; inanan, düşünen, çalışan, fikir üreten, toplum fertlerinin beraberliğini sağlayan, hoşgörü ile bütün gönülleri coşturan, birlik ruhu ile gönülleri kaynaştıran manevî önderleri görürüz. Mensubu bulunduğu toplumu maddî ve manevî alanda yücelten, mevcuda daha yeniyi katan “İki günü birbirine eşit kılmadan, ikinci gününü daha da verimli hâle getirerek çalışan ve inanan” bir insan modeli geliştirmeyi şiâr edinmiş şahsiyetlerden biri de Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s.)’dir.
"Garazsız hem ivazsız, hizmet et her cânlıya
Kimsesizin düşkünün ayağı ol eli ol"
demek suretiyle tüm hayatını ilâhî bir aşkla Allah’a, O’nun en büyük eseri olan insana ve insanlığa adamış, halka hizmeti Hakk’a hizmet olarak görmüştür.
Kur’an ve sünnetin tarif ettiği iyi insan modeli olarak Hulûsi Efendi Hazretleri; yaşadığı devrin ve izini takip edenlerin önderi olmuştur. İnsanlara faydalı olan, onlara güzel davranan, salih amellerde bulunan; bütün davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, örnek davranışlarla manevî rehberliğini yapmıştır.
İnsanlara iyiliği emredip, kendisini unutmayan; kötülüğü iyilikle savan; kendisi için istediğini, kardeşi için de arzulayan, kendi kusurlarıyla meşgul olup, başkalarının dertleriyle ilgilenen, kimsenin gönlünü kırmayan ve kırılmayan bir örnek şahsiyettir. İşte Osman Hulûsi Efendi’nin Dîvân’ında bu husus Yunus Emre’yi hatırlatan şu mısralarla anlatılmıştır:
"Sakın nefsine uyup bir cân incitmeyesin
Hüsn ü edebi koyup, bir cân incitmeyesin"
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi halkın içinde yaşamış ve halkın gönüllerinde kendine müstesna bir yer edinmiş, sözleriyle sohbetleriyle onları terbiye etmiş kâmil insanlardandır. Kelamlarına bakılınca halkın anlayacağı lisanla konuşması, muhataplarını iyiye, doğruya, güzelliğe ve hâsılı tüm faydalı hasletlere ulaştırmak için bir ömür uğraştığı unutulmaz bir hakikattir.
Bu fedakâr davranışlarını sergilerken aynı zamanda örnek hayatıyla da onlara yol göstermiştir. Gönül halkasına dâhil olan muhiplerini terbiye etmiş ve eğitmiştir. Hulûsi Efendi (k.s.)’nin tasavvuf terbiyesindeki en önemli metodu şöyle özetlenebilir:
Tebliğ’den ziyade temsil metoduyla hareket etmektir. Başkalarına anlatmadan önce kendi özünde yaşamış ve civarına örnek olmuştur. İhlas ile amel etmiş, daima ihlaslı olmayı tavsiyede bulunmuştur:
"İhlâs ile amel kıl hâlini mükemmel kıl
Keremde ve atâda örnek insan ol örnek"
Sohbetine gelen insanlara nasihatlerde bulnmuş bu nasihatlerini de ziyaretçilerin içinde bulunduğu duruma göre şekillendirmiştir. Sohbetlerini evliya menkıbeleriyle süslemiş huzuruna gelen insanların büyük bir aşk, şevk ve heyecan içinde bu sohbetlerden yararlanmalarını sağlamıştır.
Bir mürşid-i kâmilin müridleriyle arasında kopmaz bir sevgi olmadan hiçbir şey olmaz. O nedenle mürşit ile mürit arasında manevî yönden çok iyi bir sevgi köprüsü kurulması gerekir. Hulûsi Efendi Hazretleri engin hoşgörüsüyle korkutmadan sevgi yoluyla gönüllere yaklaşmıştır. Herkesin başkasının kusuruyla değil, kindi kusuruyla ilgilenmesini tavsiye etmiştir:
"Sana ayb olmuş iken gayrının aybın görmeklik
Gör ayb-ı nefsini gayra bakıp ma’yûb arama"
Hem kâmil bir mürşid hem mükemmil bir yetiştirici olarak kendinden sonra irşad hizmetini yürütecek mahdumu Hamideddin Efendi’ye manevî emaneti teslim ederek fâni cihandan bekâ âlemine sefer eylemiştir. O da tasavvuf yolunda sevgi, saygı, sorumluluk, sabır, sebat ve sadakatle gönülleri eğitmeye devam etmektedir.
Bekir AYDOĞAN
YazarSiyasî açıdan fayda sağlayacağı kanaatiyle Sultan Abdülaziz, 3 Nisan 1863 Cuma günü Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan uğurlama merasimi ile Mısır’a hareket eder. Yaklaşık bir ay sürecek olan Mısır seyaha...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
1. Dilberle dem berâber derd ü elem berâberCân ten o dilber oldu bilmem ki nem berâber2. Mevlâ da yâr-ı Mecnûn Leylâ da yâr-ı MecnûnSahrâ da yâr-ı Mecnûn gezdikçe gam berâber3. Gül derdli gonca derdli...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
Mutasavvıflar suyu, Hak’tan akıp gelen feyze, berekete, nimete, ilme, marifete ve kalbin manevî hâllerine benzetir ve suyun temizleme özelliğine bilhassa vurgu yaparlar. Çünkü su temizdir ve temizleyi...
Yazar: Resul KESENCELİ
Hz. Mevlâna bütün dünya tarafından hürmet edilen, saygı gösterilen, anılan bir İslâm büyüğü ve tasavvuf önderidir. Onun maneviyatının bir göstergesi olarak Mesnevî adlı eseri kâfidir. Abdurrahman Cami...
Yazar: Bekir AYDOĞAN