EĞİTİM, ZİHİN VE DUYGU ZENGİNLİĞİ KAZANDIRMALI
Eğitimde amaç; öğrenciye sadece bilgileri öğretmekle kalmayıp,
onları düşünen, soran ve sorgulayan kişiler olarak yetiştirmek olmalı. Konuşan,
anlayan ve anlatan öğrenciler olarak yetiştirmek için gerekenler yapılmalı.
Çocuklar
karşılıklı konuşma ile çevresindekilerle temasa geçer, onların bilgisine sahip
olur. Hikmetin bilgisine sahip olmak için durmadan sorgular; kendince emin
oluncaya kadar sorgular. O halde bu iş neden çocuk yaşta başlamasın? Neden
çocuklarımız erken yaşta düşünmeye yönelmesin? Büyükler, çocukların her türlü
sorununa büyük bir sabırla cevap vermeli. Onları temellendirmelidir. Kendileri
de ona soru yöneltmeli. Mademki eğitimin amacı çocuğu düşündürmek onun edebi ve
güzel sanatlar zevkini artırmak, zihin ve duygu zenginliği kazandırmaksa, matematiğin,
fizik, kimya ve edebiyatın, güzel sanatların amacı bu değil mi?
Oyun, insan
yaşamında her yaşta çok önemlidir. Çocukluk döneminde oyun her şey demektir.
Oyun oynamayan çocuk bütün yaşamı boyunca monolog döneminde kalmaya mahkûmdur.
Oyun çocuğun dış dünyaya açılan tek penceresidir. Oyun hayal gücünü arttırır.
Zihin ve duygu dünyasını zenginleştirir. Eğitim de oyun biçiminde yapılır.
Araştırmaya, tartışmaya yönelik sistemlerde eğitim oyun biçiminde yapılıyor. Çocuk
oyunlarla öğrenir.
Ne yazık ki eğitim
sistemi, tam oyun döneminde olan çocuğu, yarış atına çevirip onları Anadolu ve
Fen Liselerine sokacağız diye bir eşyaya dönüştürmektedir. Çocuğun koltuğunda
test kitapları ile bir test nasıl doldurulur öğretimi yapılmaktadır. Yabancı
dilde eğitim yapmak eğitimin amacına uygun değildir. Eğitim ana dilde yapılır.
Bu yarış atıldığı orta öğretimde de devam etmektedir. Çocuklarımızı dershane dershane
dolaştırarak, özel öğretmenlerin elinde süründürmekteyiz. Üniversitelerimizde
öğretmen-merkezli, tek kitap ya da tek nota bağlılık sürdürülmekte ve araştırma
yapılmamaktadır. Düşünme, sevgi ve merak öğeleri tümden ihmal edilmektedir.
Aslında özellikle yüksekokullar ve üniversiteler araştırmaya yönelik olmalıdır.
Ezber yöntemi, tek kitaba bağlı olan eğitim, eğitim olmayıp, öğretimdir. Bu
bakımdan bizde eğitim sistemi tek kitap rejimine bağlı kalmıştır. Nasihat ya da
konferans biçiminde ders vermek, çocuğu tek kitap ya da nota bağlı olarak
yetiştirmek, eğitimin yöntemi olmayıp, öğretim yöntemidir.
Aynı durumu
televizyon programlarında da roman ve diğer alanlarda da görmekteyiz. Fakirlik,
yüzeysellik ve tek boyutluluk bütün hayatımıza yayılmış durumdadır. Oysa
insan-dış dünya ilişkisinde kitabın ve iletişim araçlarının önemi büyüktür.
Gerçi bu diyalog döneminde kişi evreni kendince yorumlar, bazen onu soyutlar ve
değiştirmeye kalkışır. Televizyon programlarının ve okutulan kitapların değişik
ve çok çeşitli olmasının büyük yararı vardır. Kitap ve kütüphane bakımından
fakir aile, çevre ve okul, dünyaları zengin insanlar yetiştiremez.
Bir sistem ki
düşünme yeteneğini, zevklerini geliştirmiyorsa, o sistemin insan yetiştirme
politikasında büyük hatalar yatıyor, demektir. Düşünün bir kere, yıllarca
eğitim ve öğretim görmüş insanlar adam bile öldürebiliyor. Ne yazık ki;
yıllarca edebiyat okumuş, güzel sanatlarla ilgilenmiş bir insan dünyanın en
güzel yaratığını öldürebiliyor. Demek ki öğretim değil eğitim yapılmalı.
Değerlerine bağlı bir eğitimden geçmeyenlerin kendisine, ailesine ve topluma
faydalı olamayacağı bir geçektir. Bu konuda devletin, eğitimcilerin ve anne-babaların
üzerine çok büyük görevler düşmektedir.
Ali ÖZKANLI
Yazar“Sabretme kavramı biraz kendimizi dinlemekle de alakalı, hayata bakışımızın hızlı bir şekilde ilerleyip hayatımızdaki olan biteni anlamadan ömür vadesini doldurmak ne kadar doğru?” Sabretmeyi ...
Yazar: Erol AFŞİN
“İnsan yaş aldıkça diğer bir deyimle bunu pek kullanmayı sevmesek de yaşlandıkça, maziye daha fazla bir özlem olur. Çünkü alınan yaşlar bir gün değil ömürden eksile birer hane. Her ne kadar ölümlü dün...
Yazar: Erol AFŞİN
Güçlü bir Türkiye’nin her anlamda dünyaya sözünü dinleteceği aşikâr. Çünkü insanlar bildikleriyle ve bu bilgileriyle yapabildikleriyle saygın olur, sözünü dinletir. İnşallah yeni neslimizin bunların i...
Yazar: Erol AFŞİN
Anadolu’nun hangi köşesine giderseniz gidin, sade ve seviyeli yaşam tarzlarıyla, güzel huylarıyla, kanaatkârlıklarıyla, hatır gönül dinlemeleriyle, vefalarıyla, vatana millete bağlılıklarıyla, bayrağa...
Yazar: Aydın BAŞAR