ŞU ZORKUN'UN DAĞLARINDA
Şu Zorkun'un dağlarında
Açan çiçek olsa idim
Gurbet ilde yaşamaksa
Buralarda ölse idim
Bahrat'ın serin suyunu
Keldaz'ın sisli huyunu
Halayda sinsin oyunu
Terlerimi silse idim
O eski dostlar nerede
Hâtırâlar tek karede
Kaldı Karanlıkdere'de
Ben de biraz kalsa idim
Gençler ateşi yakarlar
Çıkan aleve bakarlar
Suya dalıp da çıkarlar
Ben de bir kez dalsa idim
Nerelerde Çataloluk
Mitisin'de alsak soluk
Perpillerse henüz koruk
Ellerimle yolsa idim
Çimenlikte kenger gibi
Papatyalar çember gibi
Saklı durur cevher gibi
Arayıp da bulsa idim
Hasret ateşi kor gibi
Vuslat ise pek zor gibi
Halep gösteriyor gibi
Orda biraz kalsa idim
Ayrılık gider zoruna
İniver ordan Zorkun'a
Kavuşup oğul,toruna
Sevinip de gülse idim
Şükrü ÜNAL
YazarBaşım düşünce dara Sığındığım limansın Yolumu aydınlatan Öz Kitabım Kur'ansın Sensin rehberim benim Sensin her yönüm benim Tek seninle gülenim Yüreğimde duransın Seninle gündüz...
Yazar: Şükrü ÜNAL
Baştanbaşa ehli zikir, Söz divanı Hulusi’de, Aşk ateşi bırakmaz kir, Köz divanı Hulusi’de... Peygambere götüren iz, Eğilen baş, bükülen diz, Taze somun gibi aziz, Öz div...
Şair: Halil GÖKKAYA
Hükmü hiç bitmeyen ey yüce kitap! Seni indirene kurban olayım Bütün âlemlere sendeki hitap, Seni indirene kurban olayım… Ne sırlar gizlenmiş sırlar içinde, Hep var olacaksın v...
Şair: Halil GÖKKAYA
Birçok peygamberin emektar sesi, Sanatların hası ahşap sanatı İsa’nın mesleği, Nuh’un gemisi, Musa’nın asası ahşap sanatı... Tahta çekiç, iskarpela, şişlerde, Duvarlarda, tava...
Şair: Halil GÖKKAYA