YOLCULUK
Yazar/ Çizer: Francesca Sanna Çevirmen: Zeynep Sevde Paksu Sayfa Sayısı: 44 Yaş Aralığı: 4-8 Yayınevi/Yılı: Taze Kitap/2016 İşlenen Konular: Mültecilerin çektiği sıkıntılar, ebeveyn kaybı yaşayan çocukların duygu durumları, umudun gücü… “12 dile çevrilen ve Society of Illustrators’tan altın madalya kazanan Yolculuk, başka ülkelere göçmek zorunda kalan insanların hikâyesini, çocuklar kadar büyüklere de kalbe dokunan bir incelikle anlatıyor.” Her şeyi ardında bırakıp uçsuz bucaksız dağları olan, bilinmedik ülkelere yolculuğa çıkmak zorunda kalmak nasıl bir duygudur? İşte, 2 çocuğuyla bir anne, dünyanın görüp görebileceği bu en zor yolculuğa çıkıyor. Yanlarında babaları veya onları koruyabilecek herhangi biri olmadan… Korku dolu olana, ama bir o kadar da umut vadedene yolculuk… Bu çocuk kitabında, çoğu çocuk kitabına has doğaüstü yaratıklar, devler, orman ve deniz yaratıkları çarpışıyor. Neyle mi? Doğal dünyanın buz gibi gerçekleriyle… Savaşın ve göçün bir çocuğun ruhunda bıraktığı derin izleri sayfa sayfa okurken, içi kan ağlamayacak bir ebeveyn daha yoktur. Her zaman gonca güller sunmayan ikiyüzlü hayatı ve bizim dışımızda da dönmekte olan dünyaları fark etmeleri için hem anne-babalara hem de yavrularına bahşedilmiş müthiş bir fırsattır bu eser. Kitabın ilk sayfalarında bizleri karşılayan 4 kişilik mutlu aile sahnesine yavaş yavaş sızan karanlıklar, ilerleyen kısımlarında artık sayfaların çoğunu kaplar. Yani, savaş başlar. Sonra da her yeni güne bir kötülük düşürür, onları yakalamak isteyen, acımasız karartılar. Önce babalarını kaybederler, sonra evlerini. Mahkûm edildikleri geceli-gündüzlü yolculuk boyunca, yanlarına aldıkları birkaç parça şeyden bile vazgeçmek zorunda kalırlar. Eşyalarını arkada bıraktıkça birbirlerine tutunurlar. Ve biz, bu sahnenin seyirci kısmında, her şeye rağmen gözyaşlarını çocuklarına göstermeyen, onlar için dağ gibi yıkılmadan duran bir anneyi izleriz. Günler süren yolculuk, bazen bir meyve arabasında saklar onları, bazen zift gibi gecenin koynunda. Yürümekten iflahları kesilir bazen, kimi zamansa ayak basacak bir kara parçası için dua ederler, sıkış tıkış bir botta, denizin ufuksuz bağrında. Yaşıtları dünyanın herhangi bir yerinde, ikinci oyuncak için ağlarken, onlar, hayatın en cehennem köşesinde ayakta kalır, güvenli bir limana varmanın umudunu bir an olsun kaybetmezler. Okuyucular mı? Onlar da sıcacık, huzur dolu döşeklerinde, hayatın onlara ne kadar zalimce davrandığından dem vurup dururlar. Umulur ki bir gün, uyanırlar… İbretle okuyunuz…
Tuğba Karataş AYDAN
YazarYazar/ Çizer: Emily Gravett Çevirmen: Sima Özkan Yıldırım Sayfa Sayısı: 36 Yaş Aralığı: 4-6 Yayınevi/Yılı: Beta Kids Yayınları/2016 İşlenen Konular: Çevre bilinci, doğal hayat, temizlik ve düzeni...
Yazar: Tuğba Karataş AYDAN
Bir zamanlar kendisine büyük gelen kulübenin içine şimdi sığmıyordu. Sahibinin de ona iyi bakması sonucu iri bir çoban köpeği olup çıkmıştı. Artık kendisine sorumluluk verecekleri günü iple çekiyordu....
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Yazar ve Çizer : Mark Pett, Gary Rubinstein. Resimleyen: Mark Pett. Sayfa Sayısı: 32 Yaş Aralığı: 4 Yayınevi/Yılı: Binbir Çiçek Kitaplar/2017. İşlenen Konular: Mükemmeliyetçi çocukların hayata b...
Yazar: Tuğba Karataş AYDAN
Köprülü Mehmed Paşa ölünce, yerine oğlu Fazıl Ahmed Paşa sadrazam oldu. Böylece Köprülüler devri bir süre daha devam etti. Fazıl Ahmed Paşa, sadrazamlığa hızlı başladı. Ordunun başında Avusturya üzer...
Yazar: İsmail ÇOLAK