TÜRKLER MÜSLÜMAN OLUYOR: HAKAN
"Hakan" romanı¸ Nesil Yayınları arasında "Türkler Müslüman Oluyor" alt başlığıyla çıktı.
Bu romanında Mürsel Gündoğdu¸ Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi'nin mimarı olan Karahanlı Hükümdarı Abdülkerim Satuk Buğra Kara Han'ın Müslüman oluş sürecini anlatmakla kalmamış aynı zamanda bu gözü pek Hakan'ın Asya'nın içlerinde yaşayan Türkleri İslâm'la tanış ve biliş kılma mücadelesinin nefes kesen hikâyesini de kaleme almış.
"Hakan" romanı¸ Nesil Yayınları arasında "Türkler Müslüman Oluyor" alt başlığıyla çıktı. Bu romanında Mürsel Gündoğdu¸ Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi'nin mimarı olan Karahanlı Hükümdarı Abdülkerim Satuk Buğra Kara Han'ın Müslüman oluş sürecini anlatmakla kalmamış aynı zamanda bu gözü pek Hakan'ın Asya'nın içlerinde yaşayan Türkleri İslâm'la tanış ve biliş kılma mücadelesinin nefes kesen hikâyesini de kaleme almış. Yazar Mürsel Gündoğdu¸ romana giriş mahiyetinde yazdığı ilk iki bölümün diyaloglarında aynı zamanda Peygamberimiz'den bu yana Türklerin Araplarla ilişkilerini ve Türklerin Müslüman oluş merhalelerini büyük bir ustalıkla tartışıyor. Çetin kış şartlarına rağmen İslâm'ın Asya'nın içlerine yayılması için gördüğü esrarengiz bir rüyanın izini sürerek bu çileye gönüllü yazılan bir Samani şehzadesi ve aynı zamanda bir gönül sultanı olan Ebu Nasr Samani'nin Kaşgar sınırlarında yaptığı ribatla romanın asıl bölümüne yapılan giriş¸ Ebu Nasr Samani'nin manevi rehberliğinde İslâm'ın tuğunu yürütme ve göklere yükseltme azminin çetin bir hikâyesi olarak gönülleri aydınlatmaya devam ediyor. Samani Şehzadesi Ebu Nasr Samani'nin Karahanlılara sığınıp kabul görmesinin ardından görevlendirildiği Artuç beldesinde yaptığı caminin büyüsü bir anda Artuç'u olduğu gibi Kaşgar'ı da tesiri altına almış ve bu süreçte bu nahiyenin vergilerini toplamakla sorumlu olan Abdülkerim Satuk Buğra Han¸ duyduğu ezandan ve kılınan namazdan etkilenerek Müslüman olmuştur. Bu olay¸ dünya tarihinin yönünü ve havzasını değiştiren en önemli olaylarından birine kapı aralamıştır. Zira bu süreç Asya'nın içlerinde yaşayan Türk boylarının bölük bölük Müslüman oluşuna şahitlik etmekle kalmamış aynı zamanda Türk boylarının hemen hemen tamamının İslam oluşuyla neticelenmiştir. Yazar Mürsel Gündoğdu Hakan'da¸ bozkıra İslâm'ın mayasını çalan cesur bir hükümdarın dünya tarihinin en önemli olaylarından birisine imza atışını olanca büyüsüyle sunmakla yetinmiyor. Aynı zamanda Tanrı Dağları'nın doruklarında ve uçsuz bucaksız İç Asya steplerinde hüküm süren serüvenler ve bozkırda yankılanan ezan sesleriyle de eserini bezeyerek oldukça akıcı bir dil ve üslupla bu çalışmasını okuyucusuna sunmayı başarıyor. Bu romanı en ilginç kılan hususlardan birisi de yazarın Türklerin Müslüman oluş sürecini dört mevsimle açıklamaya çalışması ve yorumlamasıdır. Türklerin yaşadığı İç Asya'nın küfür diyarı olarak adlandırıldığı dönemi yazar Gündoğdu kış mevsimi ile izah etmiş ve bu bölümün girişini "bozkırda kış mevsimi" adıyla isimlendirmiş. Bu sebeple adı geçen bölümün hemen girişinde harika bir kış tefekkürü eşliğinde adeta kış mevsiminin felsefesini yapmış. Türklerin İslam'la tanışma sürecini bahar mevsimine benzeten yazar bu bölümü ise "bozkırda bahar" olarak isimlendirmiş. Aynı şekilde bu bölümün girişi de nefis bir bahar tefekkürüne desen olmuştur. "Bozkırda yaz mevsimi" bölümünde İslam'ın Türk boyları arasında hızla yayılıp başak verişi konu edilirken aynı zamanda bu bölümün girişinde yaz mevsiminin sımsıcak bir tefekkürü ve ilgi çekici yorumu da yapılmıştır. "Bozkırda sonbahar" bölümünde ise hüznün bozkıra yüklediği bütün renklerin seçkin kelimelerle raksına şahit oluyoruz. Hak ettiği Hakanlığı kendisine bir türlü iade etmeyen amcasını kendisine baskın yapmak üzereyken karşı bir baskınla deviren ve ilk Müslüman Türk Devleti olan Karahanlıları kuran Abdülkerim Satuk Buğra Kara Han'ın devleti kuruş şifreleri ve adaleti tesis edişinin can alıcı noktalarına da parmak basan yazar¸ kullandığı dil ve tefekküre sevk eden çarpıcı benzetmeleri ve seçkin üslubuyla dikkat çekiyor. Tarihin derinlerinde yaşanan olayları edebiyatın en berrak sularının parıltısıyla okuyucusuna sunmayı başaran Mürsel Gündoğdu¸ bu romanıyla aynı zamanda Türk tarihinin en bakir alanlarından birine ışık tutarak medeniyetimize ait büyük bir kültürel hizmette de bulunuyor. Raflardaki yerini alan ve henüz buğusu üzerinde tüten Hakan'ın güçlü satırlarında¸ ilk Müslüman Türk Devleti Karahanlılar'ın gözü pek Kağan'ı Abdülkerim Satuk Buğra Kara Han'ın olağanüstü çabalarını Yazar Mürsel Gündoğdu'nun destansı kaleminden okuyacak¸ bozkırın orta yerinde yankılanan ezan seslerine ve dünya tarihinin en önemli olaylarından birisine tanıklık edeceksiniz.
Meryem Aybike SİNAN
YazarŞeyh Abdurrahman Erzincanî’nin soyu, Orta Asya’dan gelerek Erzincan’a yerleşmiştir. Evlâd-ı Rasûl’den ve Yıldırım Bâyezîd devri meşayihlerindendir. Zamanının gerekli ilimlerini memleketi olan Erzincan...
Yazar: Resul KESENCELİ
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Ey öğrencim! Dünya sevgisinden sakın. Zira sirke saf balı bozduğu gibi dünya sevgisi de sâlih ve iyi amellerini bozar. Yetimlere, şefkat, çıplaklara elbise giydirmekle merhamet, açları doyur...
Yazar: somuncueditor
Sultan I. Ahmed, 18 Nisan 1590 günü Manisa’da doğdu. Babası Sultan III. Mehmed, annesi Handan Sultan’dır. Çok mükemmel bir tahsil gördü. Arapça ve Farsçayı mükemmel derecede konuşurdu. Ok atmak, kılıç...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE