TABAKLARI AYIRDIK ÇOCUKLAR BENCİLLEŞTİ
Çocuklar¸ anne babalarını model aldıkları için bencil anne babaların çocukları da bencil olacaktır. Kendi dünyalarında sadece kendisi için yaşayan¸ çocuklarıyla en küçük şeyleri paylaşmayan ve paylaşma duygusu tattırılmayan çocuklar da ister istemez bencil olacaklardır.
Yaradılış gereği insanoğlu sosyal bir varlıktır. Bu amaçla temel ihtiyaçları ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için insanlarla etkileşim ve paylaşım içinde olmak zorundadırlar.
Sosyal ilişkilerinde paylaşım yerine kendi çıkarını düşünen insanlar¸ mutsuzlaşmaktadır. Mutsuzlaşan insan¸ mutluluğu dünya malına sahip olmakta aramaktadır. Mutluluğu dünya malı ve teknolojinin getirdiği yeniliklerde de bulamayan insan¸ bencilleşip mutsuzlaşırken gelecek neslin devamı olan çocukları da bencil ve mutsuzlaştıracaktır.
"Bizim" yerine; "Benim arabam¸ benim telefonum¸ benim bilgisayarım¸ benim
" ile büyüyen çocuklar¸ anne babalarını model alacaklarından egosantrik duygularının pekiştirilmesine bağlı olarak bencilleşecektir.
Egosantrik duyguların (Çocuk¸ kendini dünyanın merkezi gibi görür ve her şeyin kendi istekleri doğrultusunda olmasını ister.) baskın olduğu 36 yaşları ile ergenlik dönemi¸ benmerkezci duyguların ön plana çıktığı bir dönemdir. Egosantrik duygulara bağlı olarak 36 yaşlarındaki çocuklar; "Benim annem¸ benim babam¸ benim oyuncağım
" derken¸ ergenlik dönemimde ise "Benim fikrim¸ benim düşüncem¸ benim görüşüm
" diye kendini göstermektedir. Özellikle bu dönemlerdeki çocukların egosantrik duygularının pekiştirilmesi¸ ileri yaşlarda bencil bir kişi olmalarına neden olacaktır.
Şimdiki çocuklar neden daha bencil oluyor diye düşündüğümüzde anne babaların; bencillik konusunda çocuklara model olmaları¸ her istediklerini ikiletmeden yapmaları ve kibrit kutusu gibi evlerde sosyal çevreden uzak olarak büyütmelerini söyleyebiliriz.
Model Olma
Çocuklar¸ anne babalarını model aldıkları için bencil anne babaların çocukları da bencil olacaktır. Kendi dünyalarında sadece kendisi için yaşayan¸ çocuklarıyla en küçük şeyleri paylaşmayan ve paylaşma duygusu tattırılmayan çocuklar da ister istemez bencil olacaklardır.
Çocukların isteklerini göz ardı edip söz ve davranışlarında "Ben istiyorum¸ böyle istiyorum
" diye direkt emirler verip¸ sorgusuz sualsiz uygulanması isteyen anne babaların çocukları da zamanla "ben istiyorum" diyen bencil kişiler olacaktır. Yine küçüklüğünden bu yana yok yoklarla büyüyen çocuklar¸ yetişkinlik çağlarında her ne kadar zengin de olsalar¸ psikolojik olarak kendilerini fakir olarak algılayacaklarından bencil olacaklardır.
Köyümüzde¸ konu komşunun yardımıyla geçinen bir aile vardı. Bu ailenin Hatice adında bir de kızları vardı. Hatice büyüdü¸ evlendi ve şehre yerleşti. Zamanla durumlarını düzeltip ev ve arabalarını aldılar. Hatice'yi bir gün bizim apartmanda bir şeyler satarken gördüm. Hoş beşten sonra dost kazansın diyerek hatır için de olsa¸ sattığı şeylerden biraz fazlaca aldık. Tam giderken¸ "Hatice Bacı¸ şu dairede ilahiyatta okuyan bizim köylü fakir bir kız öğrenci var; ona bir ben alayım bir de sen hayrına verebilir misin?" dedim. O da "O bana versin o fakirse ben de fakirim." dedi. Bir şey diyemedim¸ çünkü hep almaya alışmıştı¸ vermeye değil.
İstekleri İkiletilmeyen Çocuklar
Çocukların 36 yaşlarındaki egosantrik duyguları¸ yerini yavaş yavaş paylaşmaya bırakması gerekir. Bu yaşlarda çocuklara sınır koymamak¸ paylaşımcı davranışları pekiştirmemek ve çocukların her istediklerini yapmak benmerkezci davranışlarını devam ettirmelerine neden olacaktır.
Görev yaptığım okulun birinde¸ bir öğrenciden sürekli şikâyet gelmesi üzerine çocukla bir görüşme yaptım. Öğretmeni¸ ailesi ve çocukla yaptığım görüşmede şu sonuçlara ulaştım: Çocuk çok zeki olmasına rağmen¸ şımartılarak ve bencil büyütüldüğü için herkesi illallah ettirmiştir. Çocuğun babasıyla yaptığım görüşmede babanın söylediği şu cümle her şeyi anlatmaya yetiyordu: "Hocam¸ ben bu çocuk istedi diye gecenin ikisinde çarşıdan tavuk alıp getirdim."
Paylaşımı Olmayan Sosyal Çevreden Uzak Olmaları
Geçmişle günümüzü şöyle bir kıyasladığımız zaman bu durum daha iyi anlaşılmaktadır.
Eskiden ortak paylaşım alanları ev ve ev dışında da vardı. Bu da çocukların paylaşımcı olarak yetişmelerini sağlıyordu. Günümüzde çocuklar bencil olarak yetişiyorlarsa ortak paylaşım alanlarının yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır.
Eskiden yemekler yer sofrasında ve aynı tabaklarda yenirdi. Aile bireyleri kendi aralarında sohbet imkânı buluyorlardı. Toplumsal kurallardan tutun da sofra adabına kadar her şey burada öğrenilirdi. Sabah kahvaltıları birlikte yapılır okuluna giden okuluna¸ işine giden işine giderdi. Okul harçlıkları sabahları babadan alınırdı. Şimdilerde ise yemekler¸ masada ve herkes kendi tabağında yemektedir. Tabaklar ayrılınca çocuklar daha küçüklükten itibaren ailede paylaşmayı değil de ayrışmayı öğrenmektedirler. Çocuklar akşam yemeklerini okuldan gelince yiyor ve odalarına çekiliyorlar. Baba işten ne zaman gelirse o zaman yiyor. Evlerde sabah kahvaltısı kalktı. Baba işyerinde¸ çocuklar okulda kahvaltı yapmaktadır. Kahvaltı yapmak için geriye hafta sonları kalıyor onda da herkes kafasına göre takılıyor.
Eskiden çocuk odası diye bir oda yoktu. Oturma odaları vardı. Yemeklerin yenmesi¸ misafirlerin ağırlanması¸ derslerin çalışılması oturma odasında yapılırdı. Çocukların hepsi aynı odayı paylaşırlardı. Akşamları da aynı odada yatarlardı. Günümüzde ise neredeyse her çocuğun bir odası bulunmaktadır.
Eskiden bireysel oyunlar yoktu. Grup oyunları vardı. Okuldan gelen çocuklar sokağa çıkar ve oyunlarını akranlarıyla oynardı. Şimdi ise bireysel ve sanal âlemde oynanan oyunları var. Çocuklar okuldan geldiklerinde ya internete girmekte ya da sanal âlemde oyun oynamaktadırlar. Eskiden çocukların bir arkadaş grubu vardı. Şimdi ise çocuğun sadece kankası var.
Eskiden evlerde tek televizyon vardı. Herkes aynı televizyonun başında aynı şeyleri seyrederlerdi. Birlikte olan aile üyeleri¸ bir şeyleri paylaşmak için fırsat bulurlardı. Şimdi ise her odada bir televizyon ve herkesin seyredebileceği bir programı var.
Eskiden evlerde tek telefon vardı ve buna bizim evin telefonu denirdi. Herkes aynı telefonla iletişim kurar ve eşe dosta aynı numarayı verirlerdi. Şimdi ise herkesin bir cep telefonu var ve bu benim numaram diye verilmektedir.
Eskiden misafirliğe gidip gelmeler eksik olmazdı. Çocuklar hem akrabalarını tanıma fırsatı hem de onların çocuklarıyla paylaşma adına oyun oynama fırsatı bulurlardı. Şimdi ise ev pislenecek ya da eşyalar zarar görecek diye ne misafirliğe gidiliyor ne de misafir çağrılmaktadır. Bunun sonucunda da çocuklar ne akrabalarını tanıyor ne de oynayacak arkadaş bulabilmektedirler.
Çocukların ellerinden çıkan paylaşım alanları¸ çocukların "Benim" dediği şeylerin (benim televizyonum¸ benim telefonum¸ benim bilgisayarım
) sayısının artması çocukları bencil ve narsist (bencilliği ilerlemiş kişiler) yaptı. "Benim" ile başlayan cümleler arttıkça paylaşımcı çocuklar da azalmaktadır.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Fakat şu bir gerçek ki eskiden egosantrik duygular dediğimiz ben merkezli düşünceler 36 yaşları ile ergenlik döneminde geçici olarak görülürken şimdi ise hayatın her alanında bulunmaktadır. Narsizm (Normalden uzaklaşmış ve bencilliğin ilerlemiş hali) dediğimiz duygu¸ düşünce ve istekleri merkeze alma hızla yaygınlaşmaktadır. Bencil dediğimiz sadece kendini düşünen insanlar karşımıza daha fazla çıkmaya başlamaktadır.
Çocukların Paylaşımcı Olabilmeleri İçin Neler Yapmalı?
1. Öncelikle anne babalar "Ben ve benim" kelimesini hayatlarından çıkararak¸ paylaşım ifade eden "Bizim" kelimesini getirmelidir.
2. Çocuklara paylaşma duygusu kazandırma adına onlara örnek olunmalıdır. Çocuklara kazandırılmak istenen davranışları öncelikle anne babalar kendileri uygulamalıdır.
3. Çocuklarda paylaşım adına görülmesi istenen davranışlar teşvik edilmelidir. Gerekirse "Şu parayı da al¸ arkadaşına bir şeyler ısmarla." diyebilinmelidir.
4. "Ben göremedim¸ ben yiyemedim¸ ben giyemedim
" diyerek çocukların her istekleri anında karşılanmamalıdır. Bu¸ çocuklarda doyumsuzluğa neden olabileceği gibi istekleri zamanında karşılanmayan çocuklar zamanla narsistleşecektir.
5. Çocuğun kendi odasında saatlerce kapalı kalmasına müsaade edilmemelidir. En azında yemek yerken ve çay içerken birlikte olamaya özen gösterilmelidir. Yine paylaşma ve birlikte olma adına gerekirse anne baba kitabını¸ gazetesini çocuğun odasında okumalıdır.
6. Çocukları sanal oyunlar yerine akranlarıyla oynamaları teşvik edilmelidir.
7. Başta anne baba olmak üzere¸ çocuklarla birlikte giymedikleri ve kullanmadıklarını eşyalarını paylaşım adına ihtiyaç sahibi kimselere vererek paylaşma davranışı kazandırılmalıdır.
8. Aile bireyleri en azında akşam yemeklerinde de olsa televizyon ve interneti kapatarak birlikte yemek yeme adına sohbet etmelidir.
9. Haftada bir de olsa akraba ziyaretleri yapılmalı ki¸ hem sılayı rahim yapılmış olur hem de çocuğun paylaşım adına sosyalleşmesi sağlansın.
M. Emin KARABACAK
YazarMillî şairlerimizden Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin” adlı şiirinden iki dörtlükle yazımıza başlayalım. Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun ...
Yazar: Sırrı ER
Sultan I. Abdülhamid’in yedinci kadınefendisi ve II. Mahmud'un annesidir. Eski hayatı ve Osmanlı Sarayı’ndaki yaşantısı hakkında çok sağlam ve tatmin edici bir bilgi yoktur. Kafkas kökenli olması muht...
Yazar: Zühal ÇOLAK
Her ilim dalı ‘hoca-talebe’ münasebetinin zorunlu olduğu süreçlere şahitlik eder. Örneğin bir ustanın dizinin dibine oturmadan usta bir marangoz olunmayacağı gibi bir kimsenin alanında uzman bir hocan...
Yazar: Fatih ÇINAR
15 Temmuz’da köprüye yürüyenler arasındaydık. Bir hafta sonra kızımın düğünü vardı ve biz düğün hazırlıklarıyla uğraşırken, hiç aklımıza gelmezdi böyle bir gecenin yaşanacağı. O akşam çocuklarla Çeng...
Yazar: Raziye SAĞLAM