SİLSİLE TAKVİMİ
Tasavvuf terimi olarak silsile; hâl-i hâzırda intisap edilen şeyhten Hz. Peygamber (s.a.v.)'e kadar uzanan mürşitlerin isimlerini içeren isnad için silsile kavramı kullanılmaktadır. Genellikle bu silsilelerin hakikatte Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Cebrâil (a.s.) vasıtasıyla Allah (c.c.)'a ulaştığı kabul edilir. Böylece silsile adeta manevî açıdan feyz-i ilâhînin aktığı bir kanal olarak kabul edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'den itibaren gelen Nakşbendî şeyhleri istihlâk¸ inikâs ve insibâğ (bu kavramlarla kişinin kendi nefsî huylarını terk edip şeyhinin ona yansıttığı ilahî sıf Tasavvuf terimi olarak silsile; hâl-i hâzırda intisap edilen şeyhten Hz. Peygamber (s.a.v.)'e kadar uzanan mürşitlerin isimlerini içeren isnad için silsile kavramı kullanılmaktadır. Genellikle bu silsilelerin hakikatte Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Cebrâil (a.s.) vasıtasıyla Allah (c.c.)'a ulaştığı kabul edilir. Böylece silsile adeta manevî açıdan feyz-i ilâhînin aktığı bir kanal olarak kabul edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'den itibaren gelen Nakşbendî şeyhleri istihlâk¸ inikâs ve insibâğ (bu kavramlarla kişinin kendi nefsî huylarını terk edip şeyhinin ona yansıttığı ilahî sıfatlara ve ahlâka sahip olması kastedilimektedir) yöntemiyle bu ilmi kendilerinden sonraki nesillere aktarmışlardır. Bazı kaynaklarda şeyh olarak görülen kişinin sahih bir silsile isnâdının olması onun mürşid-i kâmilliğine işaret kabul edildiği zikredilmektedir. Hemen her tarikatın kendisini Hz. Peygamber (s.a.v.)'e dayandıran bir silsilesi mevcut olup bunlar hakkında pek çok eser yazılmıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in soyundan gelenlerin içinde bulunduğu isnâd "silsile-i zeheb" (altın silsile) "silsile-i sâdât" (seyyidler silsilesi) diye adlandırılmıştır. Nakşbendiyye silsilesi iki koldan Hz. Peygamber (s.a.v.)'e isnâd edilir. Bunlardan biri Hz. Ebu Bekr (r.a.) diğeri ise Hz. Ali (r.a.) vasıtasıyla Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ulaşmaktadır. Ancak bunlardan meşhur olan ve silsilenâmelerde sıkça zikredileni Hz. Ebu Bekir (r.a.)'e ulaşan silsiledir. Alışılmışın dışında ama örnek olabilecek bir çalışma yapan fotoğraf sanatçısı Orhan Durgut; Silsile- i Âliye'de bulunan Pîran-ı ızam Hazeratı'nın bugün mevcut bulunan türbe-i şeriflerini fotoğraf karelerine alıp bunları bazen her birini bir aya bazen de bir aya iki tane olacak şekilde serpiştirerek ön yüzünde fotoğraf arka yüzünde ise o pir ile ilgili Prof. Dr. Necdet Tosun'un kaleminden bilgiler verilmek suretiyle bir takvim hazırlamış. Takvim¸ tek seferde 27 aylık (iki yıl üç ay) olarak hazırlanmış ve 50X45 boyutlarındadır. Bu yıl ki çalışmasında (2016 yılı için) birinci ay; Ocak ayında ilk olarak Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz'in türbe-i saadetlerini¸ Şubat ayına Hz. Ebu Bekir Sıddık Efendimiz'i¸ Mart ayına Selman-ı Farisî Hazretleri'ni¸ Nisan ayına Kasım bin Muhammed ve Cafer-i Sadık Hazretleri'ni¸ Mayıs ayına Bayesizd-i Bistamî Hazretleri'ni¸ Haziran ayına Ebu'l-Hasan Harakanî Hazretleri'ni¸ Temmuz ayına Ebu Ali Farmedî Hazretleri'ni¸ Ağustos ayına Yusuf Hemedanî Hazretleri'ni¸ Eylül ayına Abdulhalık Gucdüvanî Hazretleri'ni¸ Ekim ayına Arif Rivgerî Hazretleri'ni¸ Kasım ayına Mahmud Ercirfağnevî Hazretleri'ni ve bu yıl için son olarak da Aralık ayına Ali Ramitenî Hazretleri'ni konu etmiş. 2017 yılı için hazırlanan kısma baktığımızda ise aylara serpiştirilen türbe-i şerifler şu şekilde: Ocak ayına Muhammed Baba Semmasî Hazretleri'ni¸ Şubat ayına Emir Külal Hazretleri'ni¸ Mart ayına Bahaeddin Nakşbend Hazretleri'ni¸ Nisan ayına Alaeddin Attar Hazretleri'ni¸ Mayıs ayına Yakub Çerhî Hazretleri'ni¸ Haziran ayına Ubeydullah Ahrar Hazretleri'ni¸ Temmuz ayına Muhammed Zahid Hazretleri'ni¸ Ağustos ayına Derviş Muhammed Hazretleri'ni¸ Eylül ayına Hacegi İmkenegî Hazretleri'ni¸ Ekim ayına Muhammed Baki Billah Hazretleri'ni¸ Kasım ayına İmam-ı Rabbanî Hazretleri'ni ve 2017 yılı için son olarak Aralık ayına Muhammed Masum Hazretleri ile Seyfeddin Sirhindî Hazretleri'ni konu etmiş. 2018 yılı için hazırlanan kısma baktığımız da ise Ocak ayına Nur Muhammed Bedayunî Hazretleri'ni¸ Şubat ayına Mazhar Can-ı Canan Hazretleri ile Abdullah Dehlevî Hazretleri'ni¸ son olarak Mart ayına ise Mevlana Halid-i Bağdadî Hazretleri'ni konu etmiş. Orhan Durgut Bey'le yapılan görüşme sonucunda Mevlâna Halid-i Bağdadî Hazretleri'nden Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi'ye kadar olan pirlerimizin kabir fotoğraflarının olacağı bu takvimin yeni nüshası da inşaallah hazırlanacaktır.
Mustafa BAŞ
YazarManevî dünyamızı aydınlatan¸ tasavvuf âleminin parlak yıldızları Allah dostları¸ Peygamberlik müessesesinin varisleri sayılan ve yaşadığı topluma emredildiği şekilde intizam veren zamanın önderleridir...
Yazar: Mustafa BAŞ
Osmanlı padişahlarının onuncusu, 89. İslâm halifesi olan ve “Muhteşem Süleyman” olarak anılan Kanûnî Sultan Süleyman 1494 (bir rivayete göre ise 1495)’te, babası Yavuz Sultan Selim’in sancakbeyi (vali...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
Her ilim dalı ‘hoca-talebe’ münasebetinin zorunlu olduğu süreçlere şahitlik eder. Örneğin bir ustanın dizinin dibine oturmadan usta bir marangoz olunmayacağı gibi bir kimsenin alanında uzman bir hocan...
Yazar: Fatih ÇINAR
Daha çok küçükken rahmetli dedem beni sık sık sevindirirdi. Yattığım odadan salona kadar geçeceğim yola aralıklarla bir bir bozuk ve kâğıt para koyardı. Sonra da seslenerek beni çağırırdı. "Tarık, ge...
Yazar: Erdal KARASU